rss
twitter

    19 Ocak 2011 Çarşamba

    Efes Pilsen Top 16'ya Galibiyet Ile Başladı



    Siena maçı her ne kadar Top 16'da ilk maç olsa da çeyrek final için en önemli maçlardan biri durumundaydı. Maç öncesi iki takımda da çok büyük eksiklikleri vardı. Siena koçu Pianigani'nin Murat Özyer'e yaptığı açıklamada; "Bütün hücum stratejilerini Bo Mccaleb'in üzerine kurduğumuz için, Mccaleb'in sakatlanması bütün planlarımızı altüst ettiiğini belirtti. Efes Pilsen cephesinde ise kariyerinin belkide en iyi sezonunu geçiren Kerem Tunçeri'nin 39 dereceye varan ateşinin olması ve Ender Arslan'ın da 12 kişilik kadroda yer almaması büyük eksikliklerdi. Bununla beraber yeni transferlerden Flip Murray sadece 2 idmanla, Siena'nın yeni transferi Marko Jaric ise daha ilk idmanını Sinan Erdem'de yapması, bu oyuncuların henüz takıma katkı verecek düzeyde olmayacağını da gösteriyordu.

    Efes Pilsen, Kerem Tunçeri'nin hazır olmamasından dolayı maça; Wisinewski-Thornton-Rakocevic-Kerem Gönlüm-Vujcic beşiyle başladı. Siena ilk çeyrekte çoğu zaman alçak posta top indirerek oynamaya çalıştı. Ilk 3 dakika 7-4 ile geçilirken, Efes de daha çok boyalı alanda üstünlük kurmaya çalıştı. Ilk çeyreğin sonlarına doğru Kaukenas takımını tam bir maestro gibi yönetmeye başladı. Uzerine de üst üste bulduğu 5 sayı eklenince ilk çereği 18-17 Efes Pilsen üstünlüğü ile geçildi.

    Ikinci çeyrekte ise savunma dirençleri çok yükseldi. Hemen ikinci çeyreğin başında önce Sinan Güler sonrada Lawrance Roberts'in çaldığı toplarla atılan fast breakler ile bir anda ivme yakalayan Efes Pilsen skoru 22-17'ye getirdi. Ancak alınan mola sonrası yapılan 3 top kaybı, bu diferansın tekrardan düşmesine sebep oldu. Çeyrek boyunca Siena bu sefer hücumda hep Igor Rakocevic'in savunduğu oyuncu üzerinden oynamaya çalıştı. Çeyreğin sonuna doğru karşılıklı basketlerle başa baş geçen maçta ilk yarı 29-27 Efes Pilsen üstünlüğü ile tamamlandı.

    Üçüncü çeyrekte de aynen ikinci çeyrekte olduğu gibi Efes Pilsen'in üst üste bulduğu basketlerle başladı. 6-0'lık seri yakalayan Efes Pilsen bu diferansı periyot boyunca sürdürmesini bildi. 3. çeyrekte özellikle Thornton ve Roberts'in savunmada ki inanılmaz performansı, farkın yükselmesinin öncelikle nedenlerindendi. Roberts'in üçüncü çeyrekte yaptığı blok ise maçın değil belki de Euroleague'de yılın en güzel bloğu seçilecek cinstendi. Üçüncü çeyrekte ilk 7 dakika 37-31 ile geçildi. Son 3 dakika ise iki takımda savunmada ki en iyi oyuncuları son çeyreğe dinlendirmek için kenara alınca veya direnci düşürünce bir anda 3 dakikalık süreçte 10-9 lık bir skor yakalandı. Öyle ki 2. çeyrek skoru sadece 11-10'du. Son periyoda girilirken Efes Pilsen'in 47-40'lık üstünlüğü vardı.

    Son çeyrekte bir ara 10 sayıya çıkan fark. Periyot boyunca eridi ve skor bir anda 52-51'e geldi. Roberts'in yeniden oyuna katılımı ve Thornton'ın da inanılmaz verimli oyunu ile o süreçte bir anda Efes Pilse 57-51 öne fırladı. Maç sonuna doğru Wisinewski'nin yanlış seçimleri ve Rakocevic'in son topda ki yanlış şut tercihi ile skor 60-58'e geldi. Son topta Thornton'ın hücum ribaundı sonrası çalınmayan faulunden sonra Siena'nın 2 saniye kala kullandığı şut basket olmayınca Efes Pilsen Top 16'ya harika bir galibiyet ile başladı. Gönül isterdi ki ikili averaj da daha farklı bir avantaj sağlayalım ancak olmadı. Efes Pilsen olurda deplasmandan 2 galibiyet çıkarabilirse çeyrek final kapısı ardına kadar açılabilir.

    Hiç yorum yok: