rss
twitter

    5 Ocak 2011 Çarşamba

    Beşiktaş'ta Ikinci Ergin Ataman Dönemi


    Bugün alınan kararla birlikte görevden alınan Burak Bıyıktay'ın yerine Ergin Ataman getirildi. Ergin Ataman çoğu zaman kendi blogumda da bahsetmişimdir benim için Türk topraklarında yetişmiş en iyi basketbol antrenörüdür. Kariyerinin belki de dönüm noktası 1998 yılında Amerika da Stanford Universitesinde bulunması ile gerçekleşti. Italya kariyerinde ise Siena'da bir ilki gerçekleştirerek 2001-2002 yılında Saporta kupasını kazandı. O döneme kadar hiçbir Türk antrenör yurt dışında çalıştırdığı takımlar da Avrupa Kupası düzeyinde kupa kazanmamıştı. Belki de Ergin Ataman isminin bu kadar prestij kazanmasının adının yanına Winner kelimesinin gelmesinin tek nedeni de takımınından her ne koşulda olursa olsun maksimum verim almayı başarmasıdır. Parke üzerinde ki olabilecek gelişmelere daha sonra gelicem ancak Ergin Ataman'ın çalıştırdığı takımlar da ki başarıları neden CSKA'nın bile ilk gündemine gelen bir koç olduğunu gösteriyor;

    - Siena ile Saporta Kupası ve bir sonra ki sezon EL'de Final Four

    - Efes Pilsen ile Final Four ve EL'de üçüncülük

    - Ulkerspor ile Euroleague de ilk 8 @ O dönemde bu başarı Ulkerspor tarihinin Avrupa'da ki en büyük başarısıydı.

    - Beşiktaş CT ile Uleb Cup'da ilk 8 ve normal sezonu lider tamamlanması.

    - Son Efes Pilsen kariyerinin ilk yılında ise Fenerbahçe Ülker'e karşı final serisinde 4 maç üste üste kazanarak Efes Pilsen ile şampiyonluk.


    Ergin Ataman bu başarıları ile winner bir koç olmayı başardı. Her gittiği takımı en az iki, üç adım ileri taşıdı. Tam bir sistem koçu diyebiliriz. Bu kadar değişik klupte çalışıp da bu kadar başarılı olan başka yerli koç hatırlamıyorum. Milli Takımı hiç çalıştırmadı ama bana göre yerliler arasında Milli Takımı en çok hakeden koçtur.

    Bardağın biraz da boş tarafından bakalım isterseniz; Ilk Beşiktaş CT döneminde başarıda ki en büyük pay hiçkuşkusuz ki ona ait. Oyuncuların paralarının ödenmediği haberleri çıktığı dönemde takımı bir arada tuttu ve her olumsuzluk da bir çözüm bulmayı da başarmıştı belki de bu yaklaşımı kendine olan saygınlığını da çok arttırdı. Şahsen o dönemde her maçtan sonra sohbetlerde inşallah uzun dönem Beşiktaş CT da devam eder derdim. Ancak şartlar istenildiği gibi oluşmadığı için Beşiktaş CT'dan ayrıldı. Işte ne olduysa o dönemden sonra oldu. Efes Pilsen'in başına geçtikten sonra kendisi ile beraber Sinan Güler, Preston Shumpert,Kaya Peker ve yardımcı antrenor Ufuk Sarıca'yı da yanında götürmesi bir kısım Beşiktaş taraftarları açısından hem hayal kırıklığı hem de sevginin artık azalmasına neden olmuştu. Ancak Beşiktaş taraftarlarının unuttuğu bişey vardı; bu oyuncular zaten Efes Pilsen'e gitmeseydi başka bir takıma da gidebilirlerdi. Mesela Preston Shumpert o dönemde Unics Kazan ve Ureal Great tarafından ısrarla isteniyordu.

    Ergin Ataman bi nevi basketbolun Jose Mourinho'su gibi (taraftarların ona karşı sempatisi açısından). Çünkü hangi takıma giderse gitsin rakip taraftarların pek sempatisini kazanamıyor açıkcası bu konuyu Ergin Ataman da Efes Pilsen'den ayrıldıktan sonra onla yapılan röportajda farklı bir soru sorulsada onun başarıya giden prensiplerini çok güzel özetliyor;

    Ergin Ataman çalışma prensiplerini ön planda tutan biri. Buna ister geçimsiz deyin, ya da disiplinden taviz vermeyen biri deyin. Çünkü başarının, disiplinin sonucunda geldiğini düşünüyorum. Kulüp başkanıysa ben de kulüp antrenörüyüm. İnsanların makamlarına elbette saygı duyarım ama baş antrenör bensem bütün kararları benim almam gerekir. O kararları benim almadığım zaman sorunlar başlar. Ve Efes’te de o sorunlar başlamıştı.

    Parke dışından yavaş yavaş parke üzerine geçecek olursak; Öncelikle, Ergin Ataman daha önce de Beşiktaş CT'yı çalıştırdığı için bu organizasyona yabancılık çekmeyecek. Ergin Ataman takımlarında görülen en belirgin özellik takım da ki bütün oyunculardan maksimum verimi almayı başarmasıdır. Hücum sistemleri arasında 4 kısalı düzeni ise çoğu zaman ona artı olarak geri dönmüştür. Beşiktaş CT'da Shumpert ile Efes Pilsen ise hem Shumpert hem de Nachbar ile oyunda bir anda lehlerine büyük bir diferans yakalayabiliyordu. Daha önce analizini yaptığımız için son Akatlar da oynanan Beşiktaş CT - Efes Pilsen maçını ele alalım; Maç içerisinde çok büyük etki sağlayan iki önemli hamle vardı.

    Bunlardan ilki daha ilk çeyrekte Kerem-Kasun ve Thornton-Kaya ikili oyunları ile birbirinin kopyası en az 10 sayı yememizdi. Ergin Hoca'nın en çok sıkıntı çekeceği konuların başında uzun rotasyonu yer alıyor. A.J. Ogilvy'nin savunma yapma alışkanlığının dahi olmaması hücumda etkin bir rol de biçilse savunma da etkisizliğinden dolayı istenilen verimi alabilmesi şu an için zor gözüküyor. Fedor Likholitov'un ameliyat olduğunu düşünürsek elde sadece Ismail Cevik ve Cevher Özer kalıyor.Şu anda konuşulan ve büyük bi aksilik olmazsa anlaştığımız söylenen Dragicevic ise; mücadelesi ve basketbol bilgisi ile şu uzuna ihtiyacolduğu dönemde ilaç gibi gelecektir.




    Ve Ergin Ataman'ın belki de hücum sistemleri arasında çok büyük verim aldığı 4 kısa ile oluşturduğu değişik hücum varyasyonları. Son olarak Nachbar ve Shumpert'i kullanarak oluşturduğu bu düzende Beşiktaş CT için bu düzene uyabilecek en uygun isim Ignerski olarak duruyor. Aslında Cevher Özer'i de bu düzen içerisinde koyabiliriz ancak eskisi gibi ayakları hızlı olmadığı için yani artık tam bir pota altı oyuncusu olduğu için Ignerski 4 kısalı düzende daha bir ön plana çıkacak gibi. Peki daha önceleri Shumpert'den veya Nachbar'dan oyun içinde aldığı katkıyı Ignerski'den alabilir mi ? Işte bu sorunun cevabını bende çok merak ediyorum. Ergin Hoca eğer Ignerski'den de istediği katkıyı alabilirse; Ergin Ataman'ın oyun içerisinde ki etkinliğinin meyvelerini toplamaya en yakın zamanda bağlayacağız demektir.


    Artık ne olursa olsun Ergin Ataman ile yeni bir dönem başlıyor;

    Dün de bu konu tartışılmıştı, takıma bakıyoruz; Mire Chatman kadro dışı, Cuneyt Erden sakat, Bekir Yarangüme formsuz. Serhat Cetin son macın hemen basında sakatlandı. Mustafa Abi son maça kadar hiç yoktu neredeyse. A.J. Ogilvy'nin savunma yapma alışkanlığı dahi yok. Fedor Likholitov da ameliyat oldu. Ignerski bana göre çok iyi bir takımda iyi bir miss match veya rakibin savunma direncini veya düzenini bozabilecek rol oyuncusu olabilir. Ismail Cevik, belki de ondan beklenilen katkıyı en iyi sekilde verebilen tek oyuncu. Cevher Ozer, yerliler arasında fark yaratması beklenen bir oyuncu. Ne olursa olsun son zamanlarda istikrarsız bir goruntu cizse de belli bir cizginin üzerine çoğu maç çıkabilecek seviyede bir oyuncu. Ve Allen Iverson işte böyle kurulu!!! bir düzende takıma alışmaya çalışıyor.

    Şimdiden 5 mağlubiyetin var, haftaya Efes Pilsen deplasmanına gidiyorsun ve önemlisi de istediği yerli transfer yapabilecek durumda da değilsin. Işte Ergin Ataman böyle büyük bir taşın altına elini soktu. Beşiktaş camiasına hayırlı olsun. Umarım bugünden itibaren Ergin Ataman ile Beşiktaş Basketbol Branşında hazırlanan projeler yerine getirilip yıllar sonra beklenen başarıya odaklı belli bir organizasyon sistemi kurulur.



    Son olarak eski koçumuz Burak Bıyıktay'ın hiçbir zaman unutamayacağım sözü ile yazıyı noktalayalım; Spor Mutlu Insanların Işidir.

    1 yorum:

    Sarıkaya dedi ki...

    - Efes'in tarihinde ilk defa taponaltı olması.!:-((

    - Ertesi yıl da top 16'da Efes'in sonuncu olması.

    Bunlar da listeye eklenmeli bence.