rss
twitter

    31 Aralık 2010 Cuma

    Basketbol'da Yılın En Iyileri

    Ömrümüzde bir sene daha bugün ile beraber eksiliyor. Herkesin yeni yılını kutlar sağlıklı, sıhhatli bir yıl olmasını diliyorum. Peki geçen bir yıllık sürede neler yaşandı ayrı bir formatla şöyle bir değerlendirmek istedim;


    Yılın En Iyi Smacı

    Blake Griffin'in kardeşim sen ne yaptın ya da ki Mozgov'un üzerinden vurduğu smaç da çok etkileyici olmasına rağmen, bana göre 2010 yılının en iyi smacı 2 hafta önce oyanan Denver Nuggents - San Antonio Spurs maçında JR Smith'in Gray Neal'ın üzerinden vurduğu smaç. Asıl Superman bu olsa gerek tek kelime ile inanılmaz bir smaçtı.




    Yılın En Iyi Bloku

    Tartışmasız şekilde bizi Dünya Basketbol Şampiyonasında finale taşıyan blok; Semi Semi Semih Erden




    Yılın En Iyi Asisti

    Yılın en iyi asisti ise bana göre Hidayet'in Toronto'da iken DeMarr DeRozan'a verdiği alleyopp pası.




    Yılın En Iyi Genç Yeteneği

    Tabiki Blake Griffin. Aslında yılın en iyi smacını seçerken birçok smacı bana göre yılın en iyi smacı olabilirdi ancak JR Smith'in o harika smacını da es geçemezdim. Blake Griffin hiç kuşkusuz bu sezona damgasını vuran en iyi genç yetenek. O sıçradığı anda sanki merdivene tırmanır gibi çok kısa sürede çok yükseye sıçrayabiliyor. En önemlisi de bu sezon oynadığı son 19 maçta da double double yapma başarısı göstermesi.



    Yılın En Iyi Oyuncusu

    Dünya Basketbol Şampiyonasında gösterdiği performans ve takımının şampiyon olmasında en önemli role sahip olan oyuncu Kevin Durant hiç kuşkusuz bu sezona damga vuran oyuncuların başında yer alıyor.

    Yılın En Iyi Koçu

    Türkiye Basketbol tarihinin en büyük başarısının baş mimari olan Bogdan Tanjevic benim için bu yılın en iyi koçudur. Zaten Tanjevic de artık bizden biri sayılır.


    Yılın En Önemli Basketbol Olayı


    Dünya için yılın önemli basketbol olayı LeBron James'in Miami Heat'e transfer olması ancak bizim için ise yılın en önemli basketbol olayı Allen Iverson'ın Beşiktaş CT'ya transfer olması diyebiliriz.

    Yılın Röportajı

    Hiç kuşkusuz yılın röportajı Hidayet Türkoğlu'nun Toronto Raptors'da ki "Ball" röportajı.




    Yılın En Iyi Fotoğrafları

    3) Allen Iverson'ın Istanbul'a ayak bastığı ilk dakikalardan bir kare.





    2) Kim derdi ki bir gün Allen Iverson Türkiye'de Omer Asık ve Semih Erden'de Nba'de oynayacak diye. Şimdi ki kare de Michael Jordan'lı Chicago ile Larry Bird'lu Celtics den ama bu sefer başrollerde ki oyuncular Türk Basketbol'unun son yıllarda yetiştirdiği en önemli iki uzun Semih Erden ve Ömer Aşık.


    1) Türk Basketbol Tarihinin en büyük başarısını yaşatan işte o müthiş kadro ...



    Yılın En Iyi Videosu

    The Basketball Jones'ın hazırladığı eğlenceli bir video. Videonun içinde Hidayet'in Phoenix'e gidişi konu alan bir skeç de yer almakta.





    Yılın Reklamları

    Bu sene Milli Basketbolcularımız oynadığı reklamlara da bir göz atalım isterseniz;

    Hidayet Türkoğlu @ Pizza Pizza
    Ömer Onan @ Bridgestone
    Mehmet Okur @ Head & Shoulders
    Barış Ermiş @ Ne kadar kas o kadar pas =)


    Son olarak da Dünya Basketbol Şampiyonası için hazırlanan ve bugüne kadar gördüğüm en iyi basketbol temalı reklam olan Türkler uçuyor reklamı ile bu değerlendirmemizi bitirelim.

    THY @ Türkler Uçuyor


    Emeği Geçenlere Teşekkür Ederim



    Tofaş yenilgisinden sonra bazı radikal kararlar alınması bekleniyordu ancak böyle bir olayı da hiçkimse tahmin dahi edemezdi. Mire Chatman belki de bugüne kadar Beşiktaş CT forması giymiş en değerli yabancılarından biri. Ne yalan söyliyim Allen Iverson ilk geldiğinde açıkcası çok heyecanlıydım ancak şu an itibariyle takımdan bir taraftar olarak tamamen soğumuş durumdayım.

    - Eskiden yenilsekde yensekde bir oyun karakterimiz vardı. Bu basketbol seyri açısından doyurucu oluyordu.

    - Şimdi parke üzerinde şahsen bir basketbolsever olarak seyir zevki bile alamıyorum. Bir oyun karakterimiz bile yok gibi.

    - Fark diferanslarında birçok kez verilen geri dönüşler.

    - Zaten her halukerda hücum ribaundı da veriyoruz.

    Oyak Renault maçında@ verilen 17 hücum ribaundı || aldığımız 4
    Hemofarm maçında @verilen 13 hücum ribaundı || aldığımız 9
    Fenerbahçe Ulker maçında @verilen 15 hücum ribaundı || aldığımız 8
    Gottingen maçında @ verilen 14 hücum ribaundı || aldığımız 8
    M.P. Trabzonspor @ verilen 22 hücum ribaundı || aldığımız 9
    Olin Edirne @ verilen 8 hücum ribaundı || aldığımız 7
    Antalya BŞB. @ verilen 10 hücum ribaundı || aldığımız 11
    P.Karşıyaka @ verilen 9 hücum ribaundı || aldığımız 19
    Tofaş @ verilen 19 hücum ribaundı || aldığımız 13

    Son olarak da hafta içi çok kötü oynayarak kaybedilen Tofaş maçından sonra Chatman'ın da bugün kadro dışı kalması birçok soru işareti ve hayal kırıklığını da beraberinde getirdi.

    Öncelikle bugün yapılan açıklama ile başlayalım;

    Kulübümüzün maddi tüm vecibelerini yerine getirmesine karşın, iki kez antrenmana çıkmayan ve takım içinde disiplinsiz hareketlerde bulunan Mire Chatman, Coach Burak Bıyıktay tarafından süresiz olarak kadro dışı bırakılmıştır.

    Chatman ile ilgili nihai karar Yönetim Kurulumuz tarafından verilecektir.

    Kamuoyunun bilgilerine saygılarımızla sunarız."

    Beşiktaş JK


    - Mire Chatman çok değil daha geçen gün Hemofarm deplasmanında 43 sayı 7 ribaund 3 top çalma 3 asistlik istatistik yakalayarak takımın en değerli oyuncularından biri olduğunu tekrardan gösterdi.

    - Yeri geldi takım için Avrupa kupalarında hayati önem arz eden Goettingen maçında sakat sakat oynadı.

    - Gün geldi takımda ki yabancılar kaçarken o takımında kalmayı tercih etti.

    - Hatta gelecek sezon Türk olacağını da bilmesine rağmen sezon başında 2 senelik sözleşme imzaladı.

    - Ve bu şartlar altında 2 senedir takımda olan Mire Chatman ne oldu da tavrı değişti nasıl küstürüldü çok merak ediyorum.


    Peki Asvel yenilgisi sonrası Ogilvy'nin twitter üzerinden verdiği mesaja bir bakalım isterseniz;

    Haber de verilen metin aynen şu şekilde;

    Beşiktaş, Asvel deplasmanında da klasik bir yenilgi aldı. Siyah-Beyazlılar önde götürdükleri maçı son dakikalarda kaybetti. 2.13'lük Avustralyalı pivot da twittera sarılıp, takım arkadaşlarını ve koç Burak Bıyıktay'ı topa tuttu. İngilizce 'bullshit. We lost on the back of some selfish ass plays. Everyone jus playing for themselves. Same reason we lose every game' diyen yazan Ogilvy, 'Saçmalık. Bencil b.ktan oyunlarla kaybediyoruz. Herkes kendisi için oynuyor. Tüm maçları aynı sebepten kaybediyoruz' diyerek takım arkadaşlarını hedef aldı. Burak Bıyıktay ise twitter eleştirilerinden 'Give me a piece of paper and a pen and I'll give you a play by play of how this shit will end' yani 'Bana bir kalem ve kağıt verin, bu işin nasıl biteceğini adım adım gösteriyim' mesajıyla aldı.


    Yanlış hatırlamıyorsam bu açıklamalarından sonra Ogilvy'ye herhangi bir disiplin cezası verilmemişti.

    Bunu belki de sıkca soyluyorum ancak söyleme gereği de hissediyorum, çünkü gerçekten üzülüyorum; Burak Hoca'nın iyi niyetinden kimsenin şüphesi yok. Sezon başında hem Beşiktaş camiası hemde taraftarlar Burak Bıyıktay'ı çok seviyorlardı. Beşiktaş camiası içinde herhangi bir görevde bulunması herkesi de mutlu eder. Ama koç kariyeri olarak üzülerek belirtmeliyim ki hayal kırıklığı yarattı. Ne yazık ki bu son yaşanan Tofaş yenilgisi ile beraber sozluk de olsun forumlarda olsun sitelerde olsun bu sevginin git gide azaldığını görüyorum.

    Özellikle hafta başından bu yana ardı ardına çıkan haberler ve takımın Tofas maçında ki performansı ve son olarak yaşanan kadro dışı olayı; yaşananlara artık aklım almıyor. Başta da belirttiğim gibi takımdan tamamen soğumuş durumdayım. Şahsen maçları artık izlememe kararı aldım. Bu kararı almamda da emeği geçen herkese teşekkür ederim.

    30 Aralık 2010 Perşembe

    Shaq: Selamın Aleykum Baba; Semih Erden

    Shaquille O'neal ismi dünyanın neresine gidersek gidelim basketbol dendiğinde Michael Jordan'la beraber akla ilk gelen isimlerden biridir. Belki basketbol kariyerinin sonuna doğru gelinse de o hala herkes için sevimli bir dev. Basketbol dışında yaptığı sosyal olayları şimdi sıralamaya başlasak buradan Boston'a kadar yol bile olur. Son olarak Christmas akşamı oynanan Orlando Magic maçı sonrası hakemleri eleştirmesi sonucu aldığı 35 bin dolarlık cezayı kendisine haber veren spikere verdiği tepki son yılların belki de en eğlenceli ironisi oldu. Ancak bu videonun en güzel yanı ise bu ironi sırasında Semih Erden'e verdiği tepki; Selamın Aleykum Baba. =)) Birde hatırlatmadan geçmeyelim yıktığı adam da Kevin Garnett =]

    29 Aralık 2010 Çarşamba

    Biraz Da Nostalji #2 || Güldürme Kendini

    Yine o unutulmaz dönemin oyuncularından bir başka televolelik video daha. Bu sefer de başrollerde Feyyaz Uçar, Mehmet Özdilek ve Şenol Fidan var.





    Biraz Da Nostalji #1

    1000'e 1 Kala Hedo Turkoglu

    Hidayet Türkoğlu adını bir kez daha Nba tarihine yazdırmak üzere; Bugun ki maçla beraber Nba kariyeri boyunca attığı üçlük sayısı 999'u bulan Hidayet Türkoglu yarın gece oynanacak New York Knicks maçında eğer bir üçlük isabeti daha yakalarsa kariyerinde ki 1000. üçlüğü olacak. Tüm zamanların en fazla üç sayı isabeti bulan oyuncu ise 2560 üç sayı isabeti ile Reggie Miller.


    27 Aralık 2010 Pazartesi

    Yine Yeni Yeniden


    Beşiktaş Cola Turka basketbol şubesinde neredeyse her sene yaşanılan maddi sıkıntılar bu sezon da gün yüzüne çıkmış oldu. Haber1903 sitesinde kaptan Cevher Özer'in yaptığı açıklamaya göre; 3-3,5 aydır maaşını alamayan basketbolcular idmana çıkmayarak protesto etme kararı almışlar. Maaşı ödenmeyen oyuncular arasında acaba Allen Iverson var mı çok merak ediyorum (şu an için Iverson'ın maaşlarında sıkıntı olmadığı yönünde haberler var), yalnız Iverson'ın şu kısa Avrupa kariyerinde yaşamadığı tecrübe de kalmadı;

    - Hemofarm maçında 3 defa 15 sayı farkdan yakalanarak kaybedilmesi.
    - Göttingen maçının tekrarı.
    - Pınar Karşıyaka maçında 15-16 yaşında ki çocuklarla maç yapması.
    - Ve şimdi de; idmanın protesto edilmesi ..

    Konuya geri dönecek olursak; Yanlış hatırlamıyorsam Yıldırım Demirören başkanlık seçimleri sırasında Telegol'e katıldığı program da basketbolun kendi kendini götürmediğini ve Beşiktaş futbol şubesinin her sene kar ettiğini ve futbol şubesinden de amatör branşlara para gittiğini ifade etmişti. Insan ister istemez şunu sormadan edemiyor peki bu aşağıda ki gelirler nereye gidiyor ??

    - Spormax 'den Yayın Gelirleri
    - Avrupa Maçlarında Eurosport2 den Yayın Gelirleri
    - Beşiktaş Cola Turka Isim Sponsor Geliri
    - Akatlar Cola Turka Isim Sponsor Geliri
    - Salonun içerisinde ki reklam panoları gelirleri
    - Ve en önemlisi Iddia Gelirleri
    - Bunlara daha da kombine ve bilet satış gelirlerini de ekleyebiliriz.

    edit: Aşağıda bulunan kayıtda ki yorumlar olsun veya diğer forum ve sitelerde ki yorumlar olsun çoğu taraftarın bir isyan bayrağı çektiği ve neden şube kapatılmasına varan yorumlar yapıldığını görünce amatör branşlar konusunda çok yakınımızdan bir takım; Fenerbahçe klubunu örnek almamız gerektiğini düşünüyorum.

    Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı; Ulker
    Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı; Aras Kargo
    Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımı; Kiğili Giyim
    Fenerbahce Kadın Voleybol Takımı; Acıbadem Hastanesi

    Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım bu oluşumu sağlamak için planları 2 sene önce attı. 2 sene önce şurada yaptığı açıklamada amatör branşlara yapılan harcamaların vergiden düşülmesi gerektiğini ifade etmişti. Belirtilen yasa da ileriki zamanlarda çıkmış oldu. Internetden hızlıca biraz araştırdım en yakın tarihten şu haberi bulabildim. Haber de belirtildiği gibi "Sponsorluk yasası ile spora verilen destekler vergiden düşülüyor" Peki biz neden böyle bir yol izlemiyoruz merak ediyorum, çünkü birçok Beşiktaş'lı zengin iş adamı var ve klubümüz bu zengin iş adamlarına teklif de bulunabilirler. Bu sayede hem amatör branşlar hem klüp hem de sponsorlar kazanmış olur.

    26 Aralık 2010 Pazar

    Beşiktaş CT. vs. P. Karşıyaka Maçına Doğru


    Maçın başlamasına 1 saat den az bir süre kala şahsen aşağıda ki yazıda da belirtildiği gibi Beşiktaş'ın bu maçı oynanaması düşüncesindeyim. Bu maç oynanması dahilinde ileride bu maçın yankıları çok daha olumsuz yansıyacak gibi bir görüntü var. Bugün ki maça 15-16 yaşında ki basketbolcularla sahaya çıkacağını açıklayan Pınar Karşıyaka bugün bir açıklama daha yayınladı ve kararını da tekrardan yineledi;

    arşıyaka Spor Kulübü’nün Basketbol Şubesi’nden yapılan açıklama şöyle:

    “TBF’nin Kulübümüz hakkında yaptığı 24.12.2010 tarihli açıklamasından, Kıbrıs Rum Kesimi’nde uğradığımız planlı saldırıdan kurtulmamızı başta Sayın Türkiye Basketbol Federasyonu Başkan Turgay DEMİREL ile TBF yetkililerine borçlu olduğumuz şeklinde anlamlar çıkmaktadır.

    Kulübümüz açısından gerçek şudur ; Takımımız o geceki olayları ancak soyunma odasına girdikten sonra İzmir’e telefonla bildirilebilmiş ve Kulüp Yönetimi’nce Dış İşleri Bakanlığı’nda bulunan nöbetçi personel harekete geçirilmiştir.

    Yaşanan saldırıda esas odaklanılması gereken nokta, Pınar Karşıyaka A Takımı’nın koridorlarda yapılan çift taraflı saldırıya rağmen, soyunma odasına kadar yolunu, 5 (beş) Rum Polisi’nin yardımıyla kendisinin açmış olduğudur.

    Mahsur kalan takımımızın iki buçuk saat sonra kurtarılmış olmasından, TBF adına övünülecek bir durum yoktur. Esasen, FIBA ve Kıbrıs Rum Kesimi Basketbol Federasyonu’na önceden uyarılar yapılmış olsaydı yeterli güvenlik önlemi alınır ve saldırı yaşanmazdı.

    Türkiye Cumhuriyeti Devleti Dışişleri Bakanlığı’nın Rum Kesimi’ni kınayan açıklamasında da belirttiği üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin bir takımının Rum Kesimi’nde maç yapacak olması “istisnai bir durumdur”. Bu olağanüstü duruma, maçın iddiasız olmasından hareketle, TBF kayıtsız kaldıysa ihmalkardır. Eğer, geçmişte Tuborg ve Banvit ekiplerinin uğradığı saldırıları da göz önüne alarak güvenlik önlemi talep etmesine ve teminat almasına rağmen bu saldırı yaşandıysa, TBF yönetimi “Dünya İkincisi” ünvanını taşıyan ülkemizi gereğince temsil edememektedir.

    En nihayetinde, FIBA nezdindeki tüm girişimlerine rağmen olayın cezası Rumlar açısından ödül niteliğinde ise, TBF’nin özeleştiri yapması gereklidir. Cezaya itiraz için kulübümüzden yazı bekleniyor oluşu da olaydaki bir diğer tezattır. Cezanın düşük oluşundan rahatsızlık duyan Türkiye Basketbol Federasyonu tarafından, Rum Polisi’nin dahi “planlı saldırı” şeklinde adlandırdığı olayda, FIBA’ya itiraz için mağdur olan Karşıyaka Spor Kulübü’nden yazı beklenmesinin nedeni bilinmemektedir.

    Durumlar bu şekildeyken, birlik olunmasını umduğumuz günlerde Türkiye Basketbol Federasyonu’nu yıpratmamak adına, yukarıdaki açıklamaları yapmaktan imtina etmiştik. Ancak, kulübümüze bir geçmiş olsun mesajı göndermeyi dahi gerekli görmeyen Turgay DEMİREL yönetimindeki Türkiye Basketbol Federasyonu’na karşı kibar davranmayı biz de gereksiz bulduğumuzdan, düşüncelerimizi kamuoyu ile paylaşmayı uygun gördük.

    Maç ertelemeleri konusuna gelirsek, sezon başından itibaren Türkiye Basketbol Federasyonu’nun tavrı kulübümüz açısından şöyle tespit edilmiştir :

    1- İzmir’de Beko TBL 2. haftasında oynadığımız Galatasaray maçı, olumlu görüşümüz alınmadan Cumartesi saat 18:00’den Pazartesi gününe alınmıştır. Hasılat ve seyirci açısından yarı yarıya kaybımız olmuştur.

    2- Geçtiğimiz hafta Cumartesi günü, İzmir’de saat 18:00’de oynamamız gereken Fenerbahçe Ülker karşılaşması yine olumlu görüşümüz alınmaksızın Pazar günü saat 13:00’e alınmıştır. Oysa bu maçtan sadece 52 saat sonra takımımız yurt dışında başka bir maç oynamak zorunda bırakılmıştır. Bir takımın iki maç arasında sahip olması gereken 68(altmış sekiz) saatlik süre takımımız açısından dikkate alınmamıştır.

    3- Kulübümüzün, bu hafta Beşiktaş Cola Turka ile İstanbul’da yapılacak karşılaşmanın ertelenmesi hususundaki teklifi ya ileri bir tarihte oynatılması veya hiç olmazsa Pazartesi gününe alınması şeklindeydi. Türkiye Basketbol Federasyonu tarafından verilen cevap; “Maçı Pazar gününe alıyoruz. Siz Beşiktaş’ı ikna edin. Pazartesi oynayın” şeklindedir.

    Görüldüğü üzere maç günleri ve saatlerinde kendince gereklilik gördüğünde hüküm vermekten kaçınmayan Türkiye Basketbol Federasyonu son müracaatımızda kararı Beşiktaş Yönetimi’ne bırakabilmiştir. Pınar Karşıyaka olarak, bundan böyle biz de olurumuz alınmadan hiçbir maç saatimizin değiştirilmesine rıza göstermeyeceğimizi bildiririz.

    Diğer taraftan, her ne kadar TBF yaşanan olayları hafife almış olsa da bizim için sporcularımızın sağlığı, maç sonuçlarından önde geldiğinden, Beşiktaş Cola Turka maçında Genç Takım oyuncularımızla mücadele edeceğimizi bir kez daha saygıyla duyururuz.

    Karşıyaka Spor Kulübü Basketbol Şubesi”

    Basketbol Lügatına Yeni Bir Kural

    Dün Christmas dolayısıyla tüm dünya da prime time da yayınlanan Orlando Magic - Boston Celtics maçında Dwight Howard'a çalınan 10 saniye ihlal kuralına benim gibi birçok izleyici de ilk defa karşı karşıya kaldı. Çünkü bu seviyede ilk defa böyle bir ihlal düdüğü çalındı. Şahsen bu çalınan düdüğün bir milat noktası olacağını ve artık bu 10 saniye süre ihlali ile sık sık karşılacağımızı düşünüyorum. Aslında bu düdüğün ne kadar gereksiz olduğunu bilen hakemler de düdükten sonra Dwight Howard'ın tepkisine teknik faul çalmayarak hatalarını anladılar.





    Maç sonunda Dwight Howard'ın açıklamaları da bu kuralın ve çalınan düdüğün ne kadar gereksiz olduğunu ifade eder nitelikteydi. Sonuçta bu sadece bir serbest atış oyunun süresinden çalınan bir durum söz konusu değil. Bu arada Dwight Howard'ın Michael Jackson peruğu inanılmaz yakışmış.=))

    24 Aralık 2010 Cuma

    Tutmayın Küçük Enişteyi

    Allah cezanı vermesin Nate Robinson ya her izleyişte kopuyorum, gülmekten yerlerdeyim hala =)))

    Version 1




    Version 2



    Version 3

    Beşiktaş CT vs. P. Karşıyaka || Maç Günü Üzerine


    Bilindiği gibi hafta içi Avrupa kupasında grubun son karşılaşmasına çıkan Pınar Karşıyaka deplasmanda son derece hain çirkef ve şerefsizce yapılmış bir saldırıya uğramış ve önemli bir badire atlatmıştı. Ancak hadisenin asıl boyutunun ne olduğunu önce herkes gibi bizde bilemedik. Zira görsel ve yazılı medyanın çok büyük bir çoğunluğu durumun ne olduğunu tam anlamıyla gözler önüne sermedi. Bununla beraber TBF federasyonu da her zamanki klasik tutumlarından birini sergileyerek olaylar karşısında kayda değer ne bir basın açıklaması yapmış ne de ciddi bir görüntülü beyanat vermiştir.

    Tüm bu verilerin ışığında Karşıyaka’dan kulübümüzle hafta sonu oynayacağı maç için ileri bir tarihe erteleme talebi geldi. Oyuncularının zihinsel açıdan oldukça yıprandığını ve bunu aşmak içinde en azından belli bir süre istediler. Şimdi gelişen olaylar ışığında empati yaparsak Karşıyaka’nın bu isteğinde haklılık payı olduğunu görmekteyiz.

    Gelişmenin ikinci kısmı ise bundan sonra başlıyor. Erteleme talebine TBF olumsuz yanıt verirken maçı Cumartesi saat 15 : 00’den Pazar saat 15 : 00’e alıyor. Fakat bu noktada kararın ne şekilde alındığı kulüplerin bu konuda anlaşma sağlayıp sağlamadığı hakkında net bir bilgi yok. Dahası müsabaka hükümlerinde yazdığı gibi talimatnameler uygulansa bile bu tür farklı durumlarda inisiyatif alınmazsa başka hangi zaman alınacak ?

    Bununla birlikte işin Beşiktaş tarafına baktığımızda basketbol şubesinden hiçbir idareci konuyla ilgili ne bir görüş belirtmekte ne de bir açıklama yapmakta. Ligdeki her takımın menajeri idarecisi gerek maç sonrası olsun gerekse röportaj anlamında olsun açıklamalar yapıyor. Ancak Beşiktaş yöneticileri Iverson transferi dışında geçtiğimiz sezonlarda da bu sezonda ne bir açıklama yapıyor ne de durum hakkında insanları bilgilendiriyor.


    İşte bu bilgi kirliliği veya dezenformasyon yüzünden hafta sonu Karşyaka kararı protesto için maça 94 – 95 doğumlularla çıkma kararını verdi. Erteleme talebinin geri çevrilmesi neticesinde maç öncesinde iki takımın sporseverleri arasında yok yere ortamın gerilme ihtimali hiç de az değil. Çünkü bu maç hangi takımlarla olursa hafta sonu oynandığı takdirde gerilime gebedir.

    Neticede olayın iki yanı var. Öncelikli olarak kamu vicdanı kısmına değinelim Karşıyaka ciddi bir olay yaşamıştır. Daha önce olaylı geçen maçlar sonrası böyle konular konuşulmadıysa da böyle bir durumda vakaları karşılaştırmak çok yersiz. Dolayısıyla maçın ertelenmesi kamu vicdanı açısından da önemlidir.

    İkinci kısımda ise maçın oynanması durumunda yeni bir kin ve nefret tohumlarının ekilmesidir. Zaten bu konuda Türk sporu oldukça zor durumdayken işin içine birde bunu sokmak ateşe benzin dökmekle eşdeğer olur. Her şey bir yana olaya Beşiktaş açısından da bakıldığında kulübün toplum içinde nasıl bilindiğinin de en az sportif başarı kadar önemli olması gerekir. Doğru kararlar alamayan ve inisiyatif koymayan bir yöneticinin elinde kulüp insanların gözünde kötü duruma düşmemelidir.

    Oldu da bu maç oynandı ve hafta sonu Karşıyaka genç takımla maça geldi. Bizim yapacağımız tek şey maça çıkmadan hadiseyi iyi bir şekilde kapamaktır. Çünkü maçın oynanması durumunda hem gerginlik bir kat daha artacak hem de o atmosfer içinde genç oyuncular bu sefer kariyerlerini etkileyecek bir travma yaşayacaktır.

    Varsın olsun bir maç kaybedelim veya öyle gözükelim ama spor ve basketbol olarak gerçekte çok şey kazanırız.

    AMA HER ŞEKİLDE BU MAÇ ERTELENMELİDİR



    H.Yoney

    22 Aralık 2010 Çarşamba

    CTRL + Z || Hedo Turkoglu @ Orlando Magic


    O kadar yoğun bir haftayı geride bıraktım ki Hidayet Türkoğlu'nun takasını dün şans eseri maç da öğrendim. Önce bi nasıl yani ya acaba eski maç yayını mı filan derken yoğunluktan takas olduğunu geçte olsa öğrenmiş oldum. Öncelikle bu takas da en çok sevindiğim konu Otis Smith'in tükürdüğü yalaması oldu. Peki Otis Smith ne demişti bi hatırlayalım isterseniz;

    Hedo'yu Kaptırarak Paçayı Kurtardınız.
    Orlando Magic genel menajeri Otis Smith, Portland Trail Blazers'ın genel menajerini arayarak başlıktaki cümleyi sarfetmiş. Açık açık Blazers'ın kaçırdığı birşey olmadığını, Hedo'nun başka takımla imzalamasına sevinmeleri gerektiğini belirtmiş.

    Peki biraz da parke üzerine geçelim; Açıkcası takasdan geç haberim olduğu için NBA yazarlarının birkaçını okuma şansı buldum. Birçoğunun görüşüne katılamaycağım bence Orlando Magic her ne kadar şu sıralar süre gelen yenilgi serilerinden ötürü üzerlerinde ölü bir toprak olsa da takaslar sonrasında bence Doğu'nun şampiyonluk adaylarından biri oldular. Bir kere Arenas bu hali ile bile Jameer Nelson dan kat ve kat daha iyi bir guard. J-Richardson ın da Vince Carter'a göre daha faydalı olacağını düşünüyorum. Hiç yoktan artık ceza atışlarını atacak oyuncuya sahip oldular ama en önemlisi Hidayet Turkoglu'nun Dwight Howard'ı pota altında etkinliğini arttıracak olması. Şu an için en büyük sıkıntı pota altında uzun eksikliği. Rotasyon içerisinde guard rotasyonu şişmiş durumda Guardlardan biri (Jameer-Duhon (Hakikaten Orlando Duhon'u niye aldı =) ) Jwill) + Q.Rich paketine karşılık bir uzun takas edeceklerini düşünüyorum. Aslında Phoenixden gelen E.Clark üzerine durulursa iyi bir rotasyon oyuncusu olabilir ancak şu an için onun gelişimini bekleyecek riski alırlar mı, hiç sanmıyorum.

    Biraz da bardağın boş tarafından bakalım; Son 2 yılda nerdeyse hemen hemen birçok basketbolseverin dilinde olan yorumu biz de yapalım; hem Arenas hem Hidayet hem de J-Rich top elinde olunca etkin olan oyuncular =)) bu yorumu Hidayet'in Toronto gittiği ilk günden bu yana en az 1000 kere duymuşumdur. Açıkcası benim en büyük endişem Arenas'ın Orlando'yu da dağıtması olur. Hele bi de benchden gelmeye devam ederse oyuna her girdiğinde kendini göstermek için hücum da yanlış şut tercihleri ile takımın direncinin kırılmasına neden olabilir. Bununla birlikle Hidayet'in de kendini yeniden gösterme çabaları takıma olumsuz yansıyabilir. Ancak Hidayet için durum biraz farklı çünkü Hidayet, Phoenix de oyunu kontrolu eline aldığında çoğu zaman takıma katkısı olumlu yönde olmuştu. Bunu Phoenix de Zach Randholp gibi 4 numaralarla güreşmeyi bırakıp benchden 3 numarada gelmeye başladığı maçlardan biri olan Memphis maçında görmüştük. Inşallah Hidayet 2 sene önce olduğu gibi yine Orlando Magic ile beraber çok önemli başarılara imza atar.

    15 Aralık 2010 Çarşamba

    Goettingen Maçına Doğru



    Yarın oynanacak Goettingen maçında ilk maçta grip olduğu için oynayamayan Cevher Özer tekrar maçı olduğu için yarında oynayamayacak. Çok talihsiz bir yenilgiden sonra yarın oynanacak maç ya tamam ya da devam maçı halini aldı. Boyalı alanda ki savunma sıkıntısı her geçen maç devam ediyor. Takımın genel olarak savunma yapma alışkanlığı olmadığı için savunmada dirençleri hemen düşüyor ve çok kolay basketler yenmesi de hücum da takıma da yansıyor. Dün ki maçın uzatmaya da gittiğini düşünürsek bir de Cüneyt Erden'in de sakatlığından tam kurtulamaması ve Bekir Yarangüme'nin de bir türlü istenilen katkıyı verememesi de yarın ki maçın zorluk derecesini kat ve kat arttırıyor.

    14 Aralık 2010 Salı

    Chatmania


    43 sayı 7 ribaund 3 top çalma 3 asist

    Chatman, Hemofarm deplasmanında sanki basketbol oyunlarında ki easy modu seçip oynuyormuş gibi bir performans sergiledi. Emin olmamakla beraber sanırım skor açısından en iyi Eurocup performansı olması gerek. Ne diyelim böyle bir performans sonrası alınan yenilgi, gerçekten yazık oldu. Peki maçı hakkettik mi derseniz bence maçı değilde gruptan çıkmayı haketmiyoruz.


    Nba'de 7. Haftanın Ardından


    1. San Antonio Spurs || 20/3: Gregg Popovic ve öğrencileri eski performanslarına benzer bir performans sergiliyorlar bu sezon. Belki de bir galibiyet rekoru neden gelmesin soruları şimdiden söylenmeye başladı. Dallas ile beraber sezonun en komple ve formda takımı olan San Antonio Spurs bu haftayı da 3-0 geçerek performansını her geçen hafta korumaya ve bir kademe yükseltmeye devam ediyor.

    2. Dallas Mavericks || 19/4 : Dallas Mavericks bu hafta da kazanmaya devam etti ve galibiyet serisini 12 maça çıkarttı. En uzun galibiyet serisi rekorunu kırabilir mi bilmiyorum ama gerçek olan bişey var ki playofflarda Batı da inanılmaz bir çekişme yaşanacaktır.

    3. Boston Celtics || 19/4 : Boston Celtics’de 3-0 ile bu haftayı kayıpsız geçenlerden. Tabi bu hafta Boston’de en çok konuşulan isim Shaq’ın yokluğunda ilk beş sahaya çıkan Semih Erden idi. Savaşçı oyununu tüm taraftarlara benimsetti diyebiliriz. Özellikle son maçta 40 dakika sahada kalarak; Draftlar da 60. yani son sırada Draft olup da daha ilk sezonunda ilk beş başladığı ikinci maçta 40 dakika süre alması milyonda bir ihtimal yaşanacak bir olaydı. Artık Semih için tek yapılması gereken hücum da kendine has bir oyun bulması, çünkü maçın son çeyreğinde yer almak istiyorsa kesinlikle hücum da kendini diğer uzunlardan ayıran bir özelliği olması lazım.

    4. Los Angeles Lakers || 17/7 : Ust üste alınan 4 yenilgiden sonra bu hafta bi nebze olsun derin nefes olan Los Angeles Lakers bu haftayı 3-1 ile geçti. Şu an için sezon başından beri ortak görüş konsantrasyon sorunu idi bakalım playofflara doğru ne derece hazır olacaklar yoksa bahsedildiği gibi bu süreçlerde yaşanılan yenilgiler sadece konsantrasyon sorunundan ibaret mi.

    5. Miami Heat || 17/8 : Miami Heat da bu haftayı en karlı kapatan takımlardan. Bu haftayı 4-0 la geçen Miami Heat de şu an için koç dedikodularında sular durulmuşa benziyor. Miami de en büyük soru işareti koça güvensizlik olarak gözükse de bence son maçlarda artık hücumda bir nebze dengeler oturmuşa benziyor.


    6. Oklahoma City Thunder || 17/8 : Oklahoma City Thunder istikrarlı yükselişine bu hafta da devam etti. Bu haftayı 3-1 ile geçen Oklajoma da en göze batan anekdot; kesinlikle takımın her zaman belli bir çizgiyi koruması.

    7. Utah Jazz || 17/8 : Utah Jazz ise bu haftayı 2-2 ile bitirdi. Takım da bu sezon pota altı savunmasında bariz bir direnç yetersizliği gözükmekte. Savunma da yeterli sertliğe ulaşamayınca takım bir türlü beklenen zıplamayı yapamadı.

    8. Orlando Magic || 16/8 : Bu haftayı en şansız kapatan takımların başında Orlando Magic geliyor. Geçen haftalardan bahsettiğin savunma sorunu bu hafta da kendini gösterdi. Bu haftayı 1-3 yenilgi ile kapatan Orlando Magic de oyun içerisinde bu sezon bir istikrarsızlık gözükmekte.

    9. New York Knicks || 16/9 : Ve New York Knicks uzun yıllar sonra ilk defa bu kadar iyi bir sezon başlangıcı yaptılar. Özellikle o kadar yanlış tercihden sonra yapılan Amare tercihi takıma inanılmaz ivme kazandırdı. Umarım bu performans katlanır ve önemli bir başarı elde edilir.

    10. Atlanta Hawks || 16/9 : Atlanta’da sezon başından beri eksiklikler hep aynı. Rakipler yine Mike Bibby parke üzerinde olduğunda hemen hemen her hücumu onun hücumcusu üzerinden oynuyorlar. Bununla beraber pota altında tek sertlik yaratan oyuncu da Zaza Pachulia. Kesinlikle sezon ortasında savunma da önemli katkılar alınabilecek bir oyuncu takas edilmesi düşünülmeli.



    Nba # 1

    Nba # 2

    Nba # 3

    Nba # 4

    Nba # 5

    Nba # 6

    Semi Semi Semih Erden




    Semih Erden belki de bu hafta Boston'da en çok konuşulan isimlerin başında geliyor. Koç Doc Rivers daha önce de bahsettiğim gibi Semih Erden'in taraftarlar tarafından kendini sevdirdiğini hissetmesini ve ona özgüvenini kazanmasını sağlama çabaları olumlu yönde ilerliyor diyebiliriz. Özellikle Bobcats maçında aldığı 40 dakika da gösterdiği performans ile de koçunun desteğini boşa çıkarmamış oldu. Artık Semih Erden'in savunmada ki savaşcı oyununu Boston'da benimsetti diyebiliriz. Ama artık sırada hücum da ekstra bişeyler vermede. Eğer oyununa bir tuğla daha eklemek istiyorsa hücum da bir oyunu olması lazım.

    Şimdi Reklamlar || I Love This Game




    Açıkcası sezon başında yapılan reklamdan çok daha güzel olmuş. Nba yetkilileri, THY'nın Dünya Basketbol Şampiyonası için yaptıkları reklamı (Türkler Uçuyor) gördükten sonra neden bunu hiç düşünmedik diyeceklerini tahmin ediyordum ancak bu sezon Koca Kafalar modunda çok farklı bir konsept işlendi ve gerçekten de seyire değer hoş bir reklam ortaya çıkmış.

    Tabi reklamlar demişken şu reklamı da es geçmek olmaz. Ne zaman izlesem Obua çalarak koşasım geliyor =)))

    13 Aralık 2010 Pazartesi

    Şaka Mı Bu || Iverson'a Açık Mektup


    Almanya'nın Brose Basket takımında oynayan Casey Jacobsen Allen Iverson'a mektup yazmış. Geçen hafta talkbasket'in çıkardığı; Iverson Türkiye'den ayrılıyor dedikodusunu duyunca üzüntüsünü kağıda dökmeye karar vermiş.

    Sevgili Iverson

    Umarım bu mektup sana iyi gelir ve moral verir. Beni tanımıyorsun fakat 2002 – 2005 yılları boyunca birbirimize karşı mücadele ettik. Aslında birbirimizi hiç savunmadık fakat ne söylemek istediğimi biliyorsun.

    Her halukarda bu fırsatı değerlendirip sana avrupa basketboluna hoşgeldin diyorum. Biliyorum bir ayın geçkindir Amerika’nın dışında burdasın ancak bunu söylerek uyum sürecin bitene kadar senin canını sıkmak istemedim. Şimdi çok geç olmadan bu mektubun sana ulaştığından emin olmak istiyorum. Bir kaç gün önce Avrupa kariyerini sonlandırıp kısa süre içinde Amerika’ya geri dönebileceğini duydum. Orada çıkan söylentinin ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum fakat eğer doğruysa “gitme” derim. Takma kafana hiçbirşeyi. Ben menejerin veya tanıdığın biri değilim fakat bana kulak ver.

    Açıkca söylemek gerekirse ben senin en büyük hayranlarından biri değildim ( Senin hakkında ne düşündüğümü umursama) fakat seni Beşiktaş Cola Turka’ya geldiğinden beri takip ediyor araştırıyorum. Biliyorum şu anda NBA’de oynamayı tercih ediyorsun fakat inanıyorum Avrupa’ya gelmek kariyerinin bu noktasında iyi bir hareket. Basketbol Türkiye’de hala gelişme içersinde senin büyüklüğünde bir yıldıza sahip olmak o ülke için mükemmel. NBA’in lüksünü ve rahatlığını bırakmak diğerlerine senin mütevazi ve sadece basketbol oynamaya hazır biri olduğunu kanıtlıycak. Eve erken dönüş çok büyük bir geri adım atmak olur.

    Elbetteki benden çok daha iyi bir oyuncusun fakan bence Amerikalı oyuncuların Avrupa’ya gittiklerinde karşılaştıkları hayat gerçeği var : Avrupadaki ilk ayların çok büyük ve zor bir şekilde uyum sorunu yaşamakla geçicek, hem saha içinde hem de saha dışında. Bunla bir parça uğraşıp çırpınacaksın. Bu olgu veya gerçeklik özellikle senin gibi sezon ortasında takıma katılan biri için daha şiddetli oluyor. Takım kimyası ilk olarak sezon öncesi kampta kurulur ve sen bunu kaçırdın. Şöhretinden dolayı dikkatlerin üzerinde olduğu ve talepkar olunan şu dönemde takım arkadaşların senin oyununa uyum sağlamak zorunda. Şu anda uçağa atlayıp İstanbula gelip takımının ivedi bir şekilde zaferlerine öncülük edeceğini düşünmek senin gibi yetenekli bir oyuncu için bile gerçekçi olmayan birşey.

    NBA’deki üç yıldan sonra Avrupa’daki ilk sezonum 2006 yılında İspanya’daydı. Sonunda takımın değerli bir parçası olmam bir kaç ayımı almıştı. İkinci sezonda ise zorlukların üstesinden gelmek için daha kolaydı ve çok başarılı oldum. inanıyorum bu sende de aynı, ancak gerekli süre daha uzun olacak şekilde gerçekleşecek.

    Geldiğinden beri oynadığın 7 maçtaki istatistiklerin

    Minutes: 25
    Points: 10.3
    Assists: 3.3
    FG%: 38.4
    Team Record (since your arrival): 3-4

    Amerika’daki hayranların Türkiye’deki yeteneklerin seviyesi NBA ile aynı olmadığı için hücumda oyunu domine edeceğini bekleyebilir. Bunu bekleyenler Avrupada çok yüksek skorlar yapmanın ne kadar zor olduğunun farkında değil. Maç başna 20 den fazla şut atmıycaksın aslında maç başına kullandığın şut sayısı 12-13 ‘ü geçip 13-15 sayı ve üstü skor yaptığında şaşırmış olacam. Philydelphia’da rutin şekilde yaptığın gibi dakikalarca ligde liderlik etmiyeceksin fakat kimin umurunda.

    İstatistikler hakkında endişe etme sadece mütevazi ol ve çalışmaya devam et Avrupa basketbolu Amerika’da NBA’de alışık olduğundan çok farklı fakat hala sadece basketbol. Eninde sonunda eski formunu bulacaksın fakat bu 1 aydan belki 2 aydan fazla zaman alır. Gerçek taraftar veya hayranlarda istatistik galibiyetlerdir. NBA ile Avrupa’nın tüm farklılıkları arasında bu müşterek olandır.

    Sezonun geri kalanı için başarılar dilerim

    Saygılarımla

    Şu anda Alman Brose Baskets takımıyla Euro Lig’de mücadele eden Casey Jacobsen’in yazdığı bu mektup bu tür transferlerin ne denli etki yapabileceğini gösteriyor. Böyle özel oyuncuların, hele ki basketbol oynama arzuları hala varsa, uyum süresini en aza indirgemeye çalışmalıyız.


    H.Yoney

    11 Aralık 2010 Cumartesi

    BBL #9 || Beşiktaş CT:96 - Antalya BB:75


    Beko basketbol liginin 9. hafta maçında,Beşiktaş'ımız konuk ettiği AntalyaBŞB'yi 96-75 'lik skorla geçerek galibiyet serisini üç maça çıkardı.

    Karşılaşmaya Chatman,Likholitov,Serhat,Cevher,Ignerski ile başlayan ekibimiz özellikle Fedor ve Cevher'in içeriden etkili oyunu ile maçın ilk üç dakikası içinde 14-6 'lık skoru yakaladı,rakibin hareketli perdeleri kullanarak içeriyi zorlaması ve kazanılan sayılar farkı azaltmasına rağmen periyodun sonunu iyi oynayan ekibimiz farkı tekrar arttırarak ilk 10 dakikayı 25-17 önde geçtik.

    İkinci periyoda ekibimiz iyi savunma ve yüksek yüzdeli şutlarla başladı,Ignerski'nin adeta ne attıysa girdiği bu bölümün sonunda 56-30 'a gelen skor,maçın da galibini ortaya koyar gibiydi.Takımlar soyunma odasına girerken bizim adımıza dikkat çeken en önemli istatistiğin 6/7 ile atılan üç sayı performansı ve saha içini 19 sayı atarak %100 le oynayan Ignerski'nin faul çizgisinden 3/6 ile % 50 'de kalması ve 22 sayıya ulaşması idi.Takımın ilk bölümü % 65 iki sayı,% 85,7 üç sayı,% 63,2 faul çizgisi,6 sı hücum 23 ribaunt,15 asistlik genel istatistikle tamamlarken,iyi oyunla gelen 56 sayı özlenen Beşiktaş'ı parkeye çıkarmıştı.

    Üçüncü periyot rakibin direnç koymaya çalıştığı bölümdü,iyi başlamalarına rağmen Antalya farkı 15 sayının altına indiremedi ve periyodun son bölümünde devreye giren Chatman'ın Cevher Özer'le birlikte kaydettiği basketler yaptığı asistler ile dengelemesi maçtaki farkı korudu ve ekibimiz final periyoduna 72-48 önde girdi.

    Son bölüm artık rakibin direncinin tamamen kırıldığı ve bizim ise hafta içi iki farklı ülkede oynayacağımız kupa maçları öncesi aktif dinlenmeye geçtiğimiz bölüm olmasına rağmen,Chatman'ın istekli oyunu takıma da yansıdı ve temponun tekrar hızlanması,savunmaların maç başındaki sertliğini yitirmesi skoru yüksek bir oyuna dönüştürdü ve maçı 96-75 kazanılmasını sağladı,zaten yukarda da yazdığımız gibi 2. periyotta yapılan iyi savunma maçın neticesini belirlemişti.Takımımıza salı ve perşembe günleri ardarda oynayacağı Hemofarm Stada ile BG Göetingen maçları öncesi iyi şanlar dilerken bu oyunun o karşılaşmalara moral olmasını diliyoruz.



    SALON : Beşiktaş Akatlar Arena

    HAKEMLER : Erşan Kartal – Zafer Yılmaz – Erman Erdemli

    BEŞİKTAŞ COLA TURKA (96): Fedor Likholitov 7 (7 rib), İsmail Çevik 2 (1 rib), Bekir Yarangüme 7 (3 asist), Mustafa Abi 3 (3 rib,1 asist), Cüneyt Erden (1 rib,3 asist), Mutlu Nuri Kutlu 3 (1 rib,1 asist), Serhat Çetin 6 (2 rib,5 asist), Michal Ignerski 26 (5 rib), Cevher Özer 17 (3 rib,8 asist), Andrew Ogilvy 12 (4 rib,1 asist)

    ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE (75): Devon Chism 9 (2 rib), Muratcan Güler 10 (5 rib,6 asist), John Prince 18 (1 rib,4 asist), James Chrisopher 18 (3 rib), Hadi Doğan 3 (2 rib), Emre Bayev 4 (4 rib), Erdinç Balto 3 (3 rib), Barış Hersek 4 (3 rib,1 asist), Polat Kocaoğlu 6 (2 rib).

    1.PERİYOT: 25-17
    2.PERİYOT: 31-13
    3.PERİYOT: 16-18
    4.PERİYOT: 24-27


    Besiktasbasket

    10 Aralık 2010 Cuma

    Semih Erden || The Turkish Dr. J

    Semih Erden dün gece ki Philadelphia maçında sakatlıklar sayesinde ilk defa Boston Celtics forması ile ilk beşte sahaya çıktı. Her ne kadar erken faul problemine girip 18 dakika süre alsada Semih Erden taraftarlarca kendini sevdirdi diyebiliriz. Nba'de oyuncunun taraftarlar tarafından sevildiğini hissetmesi çok önemlidir. Semih Erden için sezon başında Boston Celtics'in doğru tercih olup olmadığı tartışılıyordu ancak böyle tecrübeli kadroda şans bulması şu an itibari ile Semih için çok iyi bir şans olduğunu söyleyebiliriz. Aşağıda ki video da önceki gece oynanan Denver Nuggents maçında spikerlerin ilginç Julius Erving benzetmesi =)

    9 Aralık 2010 Perşembe

    Peter Sellers & Cem Yılmaz







    Cem Yılmaz Av Mevsimi filminden sonra bence kesinlikle polisiye komedi filmlerine ağırlık vermeli. Av Mevsimi filminde her ne kadar farklı bir duygu işlensede bildiğiniz Peter Sellers olmuş ister misiniz bir gün Pembe Panter serilerinden birinde Cem Yılmaz'ı görelim =))

    8 Aralık 2010 Çarşamba

    Nba'de 6. Hafta


    1. San Antonio Spurs || 17/3 : Geçen hafta oynanan ve muhteşem bir geri dönüşe sahne olan Hornets maçından sonra Spurs rakiplerine bir nevi bu sezon ben de varım mesajı yollamıştı. Bu hafta da 3-1 ile geçilip aynı istikrarlı oyununu devam ediyorlar. Gregg Popovic ve öğrenciler eski günleri yad eder gibi inanılmaz hücum kombinasyonlarına sahipler. Bakalım playofflara doğru takımın hücum performansı ne düzeyde olacak …

    2. Dallas Mavericks || 16/4 : Geçen hafta da bahsettiğimiz gibi ligin formda takımı olan Dallas Maverick bu hafta da oynadığı tüm maçları kazanarak. Galibiyet serisi 9 maça çıkarmış oldu.

    3. Boston Celtics || 16/4 : Boston Celtics bu hafta özellikle Rondo’nun eksikliğini hemen hemen hiç hissetmedi. Ve bu haftayı 4-0 lık galibiyet serisi ile tamamladılar. Nate Robinson Rondo’nun eksikliğinde hiç sırıtmadan takıma önemli katkılar verdi ve artık Boston maçları da yavaş yavaş erken kopmaya da başladı. Boston iyi bir rotasyon yakaladı, playofflar da hazır olmamaları artık çok zor.

    4. Orlando Magic || 15/5 : Orlando bu haftayı en karlı kapatan takımlardan. Bu hafta oynadığı 4 maçta 3 galibiyet ve tek yenilgi aldılar. Savunma da ne olursa olsun belli bir karaktere bürünmüş bir görüntü çizildi bu hafta.

    5. Utah Jazz || 15/6 : Çok iyi geçen geçen haftadan sonra bu hafta Utah Jazz da geçen haftadan süre gelen galibiyet serisi bu hafta sona erdi. Ama bu sezon en formda oyuncularından olan Deron Williams ve Paul Millsap Utah’ı önümüzde ki haftalarda yeniden bir seri yakalamasını sağlayabilirler.


    6. Los Angeles Lakers || 14/6 :
    Geçen haftadan gelen yenilgileri bir konsantrasyon sorunu olarak düşünsek de Los Angeles Lakers bu hafta da yenilgilere devam etti ve yenilgi serisini dört maça çıkardı. Şu an takımda sorunlar gözükse de bu sorunların önümüzde dönemlerde çözüleceği düşüncesindeyim.

    7. Oklahoma City Thunder || 14/7 : Russel Westbrook ve Kevin Durant’ın sürüklediği Oklahoma City yine belli bir çizgide performansını devam ettiriyor. Bu hafta içi Kevin Durant’ın oynamadığı maçta yenilmelerine rağmen istikrarlı bir oyun yapıları var ve bunu da tüm sezona yayacaklarını kanaatindeyim.

    8. Denver Nuggets || 13/6 : Denver Nuggets eğer savunma da sorunu çözemezlerse istikrarsız performanslarını sezon sonuna kadar yayabilirler.

    9. New Orleans Hornets || 13/7 : Sezona çok iyi başlangıç yapan Chris Paul ve arkadaşları bu haftayı düşüşlerine devam ettiler. David West belki hücumda çok büyük önem arz ediyor ama savunmada bir türlü istenilen düzeye gelemedi.

    10. Miami Heat || 13/8 : Miami Heat sezon başında ki istikrarsız performansını daha tam takım olamamayı bir takım disiplininin karakterinin oturmadığından dolayı ifade etmiştik. Ve beklenen oldu Miami son 2 hafta oynadığı bütün maçları kazanarak önemli bir seri yakaladılar. Miami için şu an ki geçiş döneminde önemli soru işareti hiç kuşkusuz koç. Acaba bu koçla mı sezonu bitirecekler yoksa Pat Riley farklı bir hamle de bulunabilir mi ? Bunu hep beraber bekleyip göreceğiz.

    Nba # 1

    Nba # 2

    Nba # 3

    Nba # 4

    Nba # 5

    4 Aralık 2010 Cumartesi

    Volume #2 || Kardeşim Sen Ne Yaptın Ya




    Jeremy Pargo dun ki Maccabi - Zalgiris maçında bildiğin ortalığın canına okumuş.

    3 Aralık 2010 Cuma

    Beşiktaş CT - Olin Edirne Maçına Doğru


    Bugün saat 19.00'da oynanacak Olin Edirne - Beşiktaş CT maçı öncesi Mire Chatman'ın geçen haftadan beri yaşadığı sakatlıktan ötürü bu akşam ki maçta takımda ki yerini alamayacağı ifade edildi. Bakalım Chatman'ın yokluğunda Allen Iverson ilk defa takım kontrolunu tek başına eline almış olacak. Büyük bir ihtimalle; Olin Edirne, maçın büyük bir bölümünde tam saha baskı ile Beşiktaş CT'yı karşılayacaktır. Bu nedenle Cüneyt Erden'e de maç boyunca çok büyük iş düşecek.

    30 Kasım 2010 Salı

    Nba #5 || Nba'de 5. Haftanın Ardından


    1. San Antonio Spurs || 14/2 : San Antonio Spurs formunu gün geçtikçe yükseltmeye devam ediyor. Özellikle son maçta 20’ye yakın farktan geri gelerek son 6 dakika içerisinde 10/9 saha içi isabeti ile maçı kazanmaları ile ne kadar hazır olduklarını gösterdiler. Özellikle Richard Jefferson ve Ginobili'nin dışardan hem hücumda hem de dış savunmada ki katkıları şu an için çok iyi. Bunu sezona yayıp playoff lara aynı seviye de girebilirlerse geçen sezondan çok daha iyi yerlerde sezonu bitirmeleri içten bile değil.

    2. Los Angeles Lakers || 13/4 : Lakers özellikle Phoenix yenilgisinden sonra biraz olsun konsantrasyon sorunu yaşamaya başladı gibi bir hava oluştu. Ancak sezon sonuna doğru yeniden eski konsantrasyonunu sağlayacaklar gibi.

    3. Utah Jazz || 13/5 : Batı’da Dallas ve Spurs ile beraber en formda takımlarından biri Utah. Özellikle son oynadıkları 5 maçı da kazanmaları ve oyunlarında da belli bir istikrarlı çizgiyi yakalamaları ile bu seri devam edeceğini gösteriyor. Deron Williams ve Paul Millsap’ın bu hücum etkinliği sezon sonuna kadar devam ederse Utah, playofflarda hiç beklemediği kadar iyi bir yerde kendine yer bulabilir.

    4. New Orleans Hornets || 12/4 : Sezon başında çok iyi bir seri yakalayacak tarihinin en iyi sezon başlangıcı yapan Chris Paul ve arkadaşları. Artık yavaş yavaş eski oyun dirençleri düşmeler başladı. West her ne kadar hücumda çok etkili gözükse de şu için savunmaya yeterli konsantre değil gibi. Bu hafta oynayacağı maçlar da çok zor. New Orleans’ın en yakın zamanda eski sertliğine kavuşması gerekiyor.

    5. Boston Celtics || 12/4 : Boston’da, Lakers gibi hemen playoff larını başlamasını bekleyen takımlardan biri. Maç içerisinde ara ara yaşanan konsantrasyon eksiklikleri bazen maçın kaybedilmesine neden olabiliyor. Bu hafta Boston’da öne çıkan isim hiç kuşkusuz Shaq’ın eski günlerini anımsatan performansı idi.


    6. Dallas Mavericks || 12/4 : Dallas Mavericks, şu an itibari ile ligin en formda takımı. Hemen hemen bütün zorluk derecesi yüksek playoff larda hedef olan maçların çoğunu kazandılar. Özellikle işleyen düzende Bareja’nın bu sezon çok daha fazla katkı verdiğini de görüyoruz. Bu sezon öyle ağır bir sakatlık yaşamazlarsa bu sezon aynı çizgide devam edeceklerdir.

    7. Orlando Magic || 12/4 : Orlando’nun Doğu konferansında ki maçları kazanmaya devam ediyor. Özellikle Miami de yaşanan koç sıkıntısı ve hala takım olamama Doğu’da bir anda bütün gözlerin Boston ile beraber Orlando’ya çevrilmesine neden oluyor. Orlando özellikle savunma da eksikliklerini yardımlaşma savunmaya önem vererek gidermeye çalışıyor.

    8. Oklahoma City Thunder || 11/6 : Kevin Durant ve Russell Westbrook ikilisinin taşıdığı Oklahoma City istikrarlı performansını devam ettiriyor. Şu an itibari ile belki de en izlemesi zevki takım en göze hoş gelen basketbolu oynayan takım diyebiliriz. Özellikle Russell Westbrook uzerinden oynanan oyunlar bu tür atlet oyuncular için basketbol dersi niteliğinde.

    9. Atlanta Hawks || 11/7 : Atlanta 6-0 ‘lık seriden sonra Phoenix yenilgisi başlanan yenilgi serisi devam ediyor. Savunma da hala Mike Bibby’e çözüm bulunamaması ve en önemlisi ise savunma da yenilen kolay basketlerinde takımın direnci çok kolay düşürmesi Atlanta içi çok büyük handikap.

    10. Denver Nuggets || 10/6 : Denver’da sezon başında Carmelo Anthony’nin takas dedikoduları ardından sakatlıklar derken takım bir türlü parke üzerine konsantre olamadı. Her ne kadar hücum gücü bu kadar yüksek bir takım olsa da savunma da ki sorun devam ediyor.


    Nba # 1

    Nba # 2

    Nba # 3

    Nba # 4



    fotolar: five magazine ve pshizzy

    29 Kasım 2010 Pazartesi

    Beşiktaş CT'da Transfer Çalışmaları


    Özellikle M.P. Trabzonspor maçında da bahsettiğimiz ribaund sorunsalından sonra kaç zamandır süre gelen uzun transfer çalışmalarında isimler de yavaş yavaş belirlenmiş durumda. Şu an için biri yerli diğeri yabancı olacak şekilde 2 transfer yapılacağı tahmin ediliyor. Yerlilerden ilk tercihler M.P. Trabzonspor'dan Michael Wright veya Mersin Büyükşehir Belediye'den Nedim Yücel. Belki M.Wright'ın yerli olması büyük bir avantaj ancak aranan kan mı emin degilim. Bir de Michael Wright cok ciddi ameliyat gecirdi dizlerinden. Şu an icin bize savunma da eksikleri kapatacak bir oyuncu lazım, M.Wright sezon boyunca isitkrarlı bir hücum katkısı verir ancak savunma konusunda eksiklerimizin giderebileceğini sanmıyorum. Nedim Yücel'de Michael Wright'a göre bence takıma daha fazla yararı olabilir. Aslında tam Nedim Yücel'lik bir kadro da kurulmuş durumda.

    Yabancı uzun olarak da düşünülen isimlerden biri ise Alexander Johnson. Alexander Johnson 2006 yılı Nba Draftında 46. sırada seçilerek Nba'ye giriş yaptı. Ancak Nba kariyeri pek uzun soluklu sürmedi ve 2008 yılında 2 aylık Miami Heat kariyerinden sonra önce Avrupa'da Brose Basket, geçen sezonun başında da Çin'e transfer olan Johnson şu anda NBDL'de kariyerine devam ediyor. Oyuncuyu pek tanımadığım için net bilgiler veremiyorum. Alexander Johnson dışında olası yabancı uzun transferi için biraz daha iyi bir oyuncunun boşa çıkmasını da bekleyebilirler. Çünkü şu an için piyasa da direk performans alabileyeceğimiz uzun sayısı çok kısıtlı.


    27 Kasım 2010 Cumartesi

    BBL #7 || Beşiktaş CT:94 - M.P. Trabzonspor: 85



    Sıkıntılı geçen üç maçtan sonra M.P. Trabzonspor maçı mental açıdan çok büyük önem arz ediyordu. Maça yine pota altından Fedor Likholitov'un basketleri ile başlayan Besiktas CT'da ilk çeyrekte göze batan ilk olay Allen Iverson'ın artık yavaş yavaş takımı tanıması olmuştu. Özellikle hücuma yön verdiği zaman içeri penetrelerinde rakibin savunma düzenini çok rahat bozabilmesiydi. Ilk 5 dakika içerisinde iki takımda ritmi düşürmeyerek hızlı hücumlarla sayı bulmak istediler. Bu da bazen dengesiz hücumlara da neden oldu ve ilk beş dakika 9-6 Beşiktaş CT üstünlüğü ile geçildi. Ilk periyodun sonlarına doğru sazı eline alan isim Allen Iverson oldu ve periyodun son üç dakikasın da yaptığı 3 asist ile çeyreği 18-16 önde geçilmesini sağladı.

    Ikinci periyoda ise yine Allen Iverson'ın güzel asisti sonucu Serhat'ın üçlüğü ile girildi. M.P. Trabzonspor ikinci çeyrek boyunca dışardan hem yüzdeli oynadılar hemde hücum ribaundlarında çok etkililerdi. Zaten hücum ribaundları sıkıntısı maç boyunca devam etti. Bir de boyalı alan da Michael Wright'a çözüm bulamayınca M.P. Trabzonspor çok rahat skor bulabildi. Beşiktaş CT'da ise uzun süredir basketboldan uzak kalmasına rağmen basketbola çok kısa süre de kanalize olan Allen Iverson'ın oyuna etkisi idi. Ikinci periyot da yaptığı 5 asist ile skorda dengeyi sağladı ve periyodun sonunda çalınan teknik faul ile devreye 41-41 beraberlik ile girildi. Ilk yarının en dikkat çekici istatistiği ise; Beşiktaş CT toplam da 8 asistinin hepsinin Allen Iverson'ın yapmış olmasıydı.


    Ikinci yarıda da hücum ribaundları sıkıntısı devam etti. Iki takımda ikinci yarının başında pota altından oynamaya çalıştı ve karşılıklı basketlerle geçilen ilk 4 dakika 50-51 ile geçildi. Geçen 25 dakika içerisinde ise M.P. Trabzonspor'un 15 hücum ribaundı varken Beşiktaş CT'ın 14 savunma ribaundı vardı. Hücumda ise Fedor Likholitov ve Chatman'ın skora katkıları ile bir anda 6 sayılık bir diferas yakalayan Beşiktaş CT, üçüncü periyodun sonlarına doğru M.P. Tranbzonspor'da Hakan Yapar ve Hadi'nin toplam 7 sayısı ile son periyoda 62-61 önde geçildi.

    Son çeyreğe ise hafta içi büyük bir özveri göstererek, sakat sakat oynayan Mire Chatman damgasını vurdu. Hemen periyodun başında yakalanan 9-0 seri ile maçta ki en yüksek fark yakalandı ve skor 71-61'e geldi. Bu fark diferansı maç boyunca korundu. M.P. Trabzonspor da ise son 2.30 dakika farkı eritmek için tam saha baskıya geçildi ancak şutlar girmeyince ve yapılan taktik fauller ile Beşiktaş CT salondan 94-85 galip ayrıldı.

    Allen Iverson'ın yukarıda da belirttiğim gibi uzun bir aradan sonra basketbolu bu kadar kısa süre içerisinde yeniden kanalize olması ve formunu gün geçtikçe arttırması onun ve basketbolseverler için güzel bir gelişme. Allen Iverson maçı 14 sayı 8 asist ve 1 top çalma ile tamamladı. Takım da ise uzun sıkıntısı devam ediyor. Verilen hücum ribaundları artık takımın savunma direncini de yavas yavas düşürmeye başladı gibi.



    Son maçlar da ki ribaund performanslarımız;

    Oyak Renault maçında@ verilen 17 hücum ribaundı || aldığımız 4
    Hemofarm maçında @verilen 13 hücum ribaundı || aldığımız 9
    Fenerbahçe Ulker maçında @verilen 15 hücum ribaundı || aldığımız 8
    Gottingen maçında @ verilen 14 hücum ribaundı || aldığımız 8
    M.P. Trabzonspor @ verilen 22 hücum ribaundı || aldığımız 9

    En ilginç olanı da şu ana kadar en iyi ribaund ortalamasına sahip oyuncumuz 6.1 ribaund ortalaması ise guardımız Mire Chatman ve hemen arkasından Fedor Likholitov geliyor. Bir diğer yabancı uzunumuz Ogilvy ise ligde ortalama 4.6 ribaund ile oynuyor. Hatta ligde son 3 maçta aldığı toplam ribaund ise sadece 5. Buradan da çoğu maçta skorda her zaman belli bir farktan yakalanmamızın başlıca nedeni ortaya çıkıyor; o da RIBAUND sıkıntısı. Aklıma hemen Murat Didin geldi. Hangi maç olduğunu tam hatırlamıyorum ama maçlardan birinde oyunda belli bir farkı yakalamışken aldığı bir mola da sadece tahtaya büyük bir şekilde Ribaund yazarak tek tek oyunculara göstermişti ve ribaund ın önemine vurgu yapmıştı. Bu sezon da ne kadar uzun transferi gecikirse o kadar bu sıkıntıyı çekecekmişiz gibi.

    Gerci her ne kadar geç kalınsa da ve piyasa da pek oyuncusu kalmasa da takımın acilen bir ribaund sezgisi yüksek ve savunma da sertlik getirebilecek bir uzuna ihtiyacı var. Talkbasket de ismi geçen Zoran Erceg de bence hata olabilir. Çünkü Erceg'de ne Fedor Likholitov kadar bir ribaund sezgisi var ne de Cevher Özer kadar savunma da sertlik getirebilecek bir oyuncu.

    26 Kasım 2010 Cuma

    Bogdan Tanjevic Türk Oluyor


    Türkiye Basketbol Federasyonu’nun resmi internet sitesinde yer alan haberde A Milli Basketbol Takımı’nın koçu Bogdan Tanjevic’in Türk vatandaşlığına alınması için işlemlerin başlatıldığı ifade edildi. Açıkcası bu karara çok sevindim. O da ne olursa olsun artık bizden biri olmuştu. Özellikle Dünya Şampiyonasında hasta olmasına rağmen takımı böyle bir başarıya ulaştırması da güzel bir finaldi.




    Haberin tam metni;

    A Milli Basketbol Takımı’nın başarılı antrenörü Bogdan Tanjevic’in Türk vatandaşlığına alınması için gerekli işlemler başlatıldı.

    Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın önerisi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla 12 Dev Adam'ın Karadağlı teknik patronu Bogdan Tanjevic'in Türk vatandaşlığına alınması için gerekli işlemleri başlatıldı.

    Ay-Yıldızlı takımın başında tarihi bir başarıya imza atan Karadağlı Coach'un Türk vatandaşlığına alınması için girişimde bulunuldu. Geçtiğimiz haftalarda Habertürk Gazetesi’nde Gökhan Türe’nin de yazısında kaleme aldığı gibi, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelerek Tanjevic'in Türk vatandaşı yapılması önerisini sundu ve Başbakan'ın da onay vermesiyle vatandaşlık işlemleri başlatıldı.
    Erdoğan'ın, Dünya Şampiyonası sırasında da sık sık görüştüğü ve yakından tanıma fırsatı bulduğu, Türkiye'ye ve Türklere olan sevgisini sık sık dile getirmesiyle de gerek Türk halkının gerekse spor kamuoyunun büyük sempatisini toplayan Tanjevic, daha önce Habertürk Gazetesi’ne verdiği bir röportajında da "Keşke ben de Türk olsaydım. Böylesine görkemli bir tarihi zenginliğe sahip olan Türkler'i kıskanıyorum" demişti.

    Öte yandan söz konusu gelişmeleri İtalya'da duyan 62 yaşındaki çalıştırıcı, Türk vatandaşlığına kabul edilmesinin son derece onur verici bir gelişme olduğunu ifade ederek, "Çok büyük onur duydum. Şu anda yaşadığım mutluluğu anlatmayla kelimeler yetmez. Türkiye'yi ve Türkleri çok seviyorum. Ben de zaten kendimi Türk gibi hissediyordum. Bu güzel jestleri için sayın Bakan Faruk Nafiz Özak'a ve Başbakan'ımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'a çok teşekkür ediyorum. Beni en az kazandığımız gümüş madalya kadar sevindirdiler" diye konuştu.

    Bogdan Tanjevic’in vatandaşlık işlemleri halen devam ederken, önümüzdeki günlerde işlemlerin sonuçlanması bekleniyor.

    24 Kasım 2010 Çarşamba

    7 Gün 3 Maç Ve Tek Insan




    Allen Iverson'ın kariyeri hem kendi açısından hem de Beşiktaş taraftarları ve tüm basketbolseverler açısından pek de iyi başlamadı. Şimdiden Iverson ismini kullanarak nemalanmaya çalışan nerdeyse onu eleştirmek için yer arayan birçok insan çıkmaya başladı. Bir de yönetim kanadı var ki artık Beşiktaş'da hiçbir şey olumlu gitmez hiçbir şey sil baştan başlayamazmış gibi her yenilgiden sonra yönetimi topa tutan bir nevi klasik olacak ama yönetenlerin yetersizliği yönetilenlere verimsizlik olarak yansıyacak boyuta getiren kişiler de var. Öncelikli olarak yönetim tabiki de Iverson'ı şampiyonluktan önce şov amacı ile transfer etti. Bunu iki de bir plansızlık olarak nitelendirmenin bir anlamı da yok. Çünkü Iverson ismi bütün dünyaca bilinen nadir oyunculardandır. Türkiye'de herkesin ortak sevdiği oyuncu sayısı çok azdır. Ancak Allen Iverson bütün dünyada sevilmeyi başarmış bir oyuncu. Bütün dünyada sevilmeyi başaran 5 veya en fazla 10 oyuncu vardır. Bu nedenle yönetim ilk bakışta şova yönelikte olsa yapabileceği en doğru pazarlama hamlesinde bulunmuştur. Ama geçen ilk hafta gösterdi ki; hem Beşiktaş taraftarlarının bir kısmı hem de ülke genelinin bir kısmı bu tür oyuncuları idare edebilecek durumda değil. Çünkü ilk geldiği günden bu yana dışarıya yansıması o kadar çok farklı ki her geçen gün şaşırtmaya devam ediyor.

    Birazda parke üzerine geçmek gerekirse; doğal olarak Iverson transferi ile hedefler de aynı doğrultu da büyümüş oldu. Öncelikle Allen Iverson'ın kariyeri anlatmaya gerek yok başarılarla dolu. Ancak belirtilmesi gereken şey ise uzun süredir basketboldan uzak olması. Basketbola kendini yeniden kanalize etmesi ve form tutması biraz zaman alabilir. Yavaş yavaş da idmanlarda şutların girdiği ve fiziksel olarak da çalışmalara aralıksız devam ettiği de ifade ediliyor. Eğer taraftarlar gün geçtikçe gerçekten sevildiğini hissettirirse 2 ay içerisinde belirli noktalara gelebilir. Şimdiye kadar hep Iverson cephesinden ilk haftasını değerlendirdik şimdi de takıma geçme vakti;

    Beşiktaş vs. Hemofarm

    Allen Iverson'ın Beşiktaş kariyerinde ki ilk maçında pek de mutlu ayrılmadı. Iverson karşılaşma da çok istekli gözüktü ve bunun yanında Serhat Çetin de hem savunma da hem de hücumda çok önemli katkılar verdi. Maç içerisinde 3 defa fark 15 sayı civarını gelip tekrardan skor başa baş hale geldi. Ama maçın sonunda ki yakalanış maçın kaybedilmesine sebep oldu. Koçun bu süreçte mola almaması ve rotasyonların oyuna kötü etkisi de maçın kaybedilmesinde önemli etkendi. Karşılaşmanın son periyodunda Ogilvy'nin sayıları ile farkı 16 sayıya kadar çıkartıp hatta bir ara 82-65 ile maçtaki en farklı diferansı yakaladık. Ancak bu andan itibaren rakibin üst üste bulduğu üç sayılık atışlarla maçdan 94-91 yenilgi ile ayrıldık.



    Beşiktaş vs. Fenerbahce

    Allen Iverson'ın ilk lig maçında salon yüksek bilet fiyatlarına rağmen yine full doluydu. Bu sefer ki Allen Iverson surprizi ise Nba Tv idi. Maça klasik beşimiz olan Chatman-Iverson-Serhat-Fedor-Cevher ile başladık. Maçın başında ne ilginçtir ki ilk gönderilmesi düşünülen Fedor Likholitov'un 4 sayı ve 1 bloku ile 6-0'lık seri ile başladık. Maç o kadar tempolu ve yüksek tempoda başladı ki ilk 5 dakika içerisinde Fedor'un 8 Cevher'in de 5 sayı katkısı ile 17-17 beraberlikle geçildi. Ve tam o anda rotasyona geçildi. (Cevher-Ignerski ve Chatman-Cuneyt) Ve her zaman ki gibi rotasyon oyuna olumsuz etkiledi. Yine yeni yeniden rotasyonda ki kötü tercihler ve verilen hücum ribaundları ile Fenerbahce ilk periyodun bitine 1 dakika kala ilk kez öne geçti. Ve ardından Marko Tomas'ın 2 üçlüğü ile ilk çeyreği 27/21 önde tamamladılar.

    Ikinci çeyrekte de üst üste verilen hücum ribaunları ile fark bir anda 10'a çıktı. Ve bu süreçte 8 sayı Marko Tomas 4 sayı da Oğuz Savaş'dan geldi. Fedor'un yeniden oyuna dahil olması ile yeniden skora katkı da bulundu ve skor 31-29'a geldi. Işte o anda öyle bir hava oluştu Fenerbahçe savunmada biraz boşladığında fark iniyor biraz savunmaya sertleştiğinde yine fark yükseliyordu, aynı diferans farkları maç boyunca devam etti. Oğuz'un 4 ve Lavrinovic'in hücum ribaundı basketi skoru yeniden 39-29'a getirdi. 2. periyot boyunca Allen Iverson hiç süre almazken periyot sonuna doğru Cevher'in basketleri ile devre 40-35 Fenerbahce'nin üstünlüğü ile geçildi. Ilk yarıda Feder Likholitov'un 16 sayısı skorda tutunmamıza neden oldu.

    Ikinci yarıya ise çok iyi bir başlangıç yapan Beşiktaş skoru bir anda 44-44'e getirdi. Ancak Fedor'un 4.faulu ile hücumda ki düzen bozuldu. Fenerbahce ilk 7 dakika da sadece 6 sayı bulabildi. Bunların 4'u de serbest atışlardı. Fedor 4. faulu aldıktan sonra skor da 49-46 one gecildi.Fedor 20 ve Cevher de 16 sayı ile oynuyordu. Ve periyodun bitmesine 1.37 kala Allen Iverson ilk basketini attı ve skor bir anda 53-46'ya geldi ve maç içerisinde en yüksek farkı yakalamıştı ki ilk 8.30 dakika 4'unu serbest atış olmak üzere 6 sayı bulan Fenerbahce bir 1.30 dakika da aynen hemofarm macında olduğu gibi 7 sayılık seri yakalayarak skorda yeniden beraberliği yakaldı ve periyot da 53-53 tamamlandı.

    Son çeyrekte ise Fenerbahce'de 2 tane Ömer Onan ve bir tane de Marko Tomas'ın üçlüğü ile skor bir anda 64-56'ya geldi. Bu seriye karşılık veremeyince. Son periyot da yakalanılan bu farkı maç boyunca koruyan Fenerbahce salonda 71-67 galip ayrıldı.

    Beşiktaş vs. Gottingen



    Dün ki maçla ilgili birkaç not almıştım ama maç artık son yaşananlardan sonra güme gitmiş durumda. Maçın özeti ise şu an itibari ile yukarıda paylaşılan video da yaşanan 20 sanyelik rezaletden ibaret. Chatman'ın pozisyonunda süre 14 saniyeden başlamış. Yani hücum süresi ile maç saati aynı değildi. Onun için de zaten Chatman o sacma atışı yapmak durumunda kaldı. Bununla beraber süreyi de durdurmaları da maçın tekrarını perçinliyor. Maçta tamamen kural hatası yapılmış. Zaten klup de itirazını yapmış durumda.

    Burak Bıyıktay

    Bu bir haftayı Allen Iverson ve takım cephesinden değerlendirdikten sonra Burak Hoca için de ayrı bir paranztez açmak gerekir. Burak Hoca'nın iyi niyetinden kimsenin şüphesi yok. Ve hem Beşiktaş camiası hemde taraftarlar Burak Bıyıktay'ı çok seviyorlar. Beşiktaş camiası içinde herhangi bir görevde bulunması herkesi de mutlu eder. Ama koç kariyeri olarak ne yazık ki hayal kırıklığı yaşattı. Şu an itibari ile koçluk kariyerine devam ederse Burak Hoca'ya olan sevgide gün geçtikce azalacak gibi. Burak Hoca yönetiminde ki bu takımdan birçok kişi de olduğu gibi benimde pek umudum kalmadı. Aliağa Gençlikspor yenilgisinden bile daha önce sezon başından beri yapılan transfer tercihlerinin hatası, rotasyonların oyuna her zaman olumsuz etkisi, oyuna geç mudahele etmeler vb... Artık maç sonlarında arkadaşlarla yenilginin bahanelerini tahmin etmeye çalışır olduk. Takımda bir sıkıntı var bu açıkca belli. Eğer içeride ise bu sıkıntı bence çıkıp açıklaması lazım bu sıkıntıları eğer içeride de değilse de bence doğal olarak gereken yapılmalı düşüncesindeyim.

    Allen Iverson Wallpaper: hoopswallpapers

    23 Kasım 2010 Salı

    Nba #4 || Nba'de Geçen 1 Ay


    1. Los Angeles Lakers || 12/2: Lakers bu sezon gösterdi ki konsantre oldukları bütün maçları kazanmayı biliyorlar. En son Phoenix yenilgisinde Suns’ın inanılmaz bir dış atış yüzdesi sonucu yenildiler. Yapılan Steve Blake hamlesi de rotasyon da önemli bir eksiği tamamlamış durumda. Bu sezon da hiç kuşkusuz şampiyonluğun en büyük adayı Lakers gözükmekte.

    2. New Orleans Hornets || 11/1: New Orleans Hornets tarihinin en iyi sezon başlangıcı yaptıkdan sonra en sonunda Dallas yenilgisi ile bu hafta ilk yenilgilerini yaşamış oldular. Bu hafta New Orleans’da rotasyon değişikliğine de gidildi ve Belinelli’yi çok iyi yedekleyen Stojakovic bi nevi Nba’in Avrupa Karması takımı olan Toronto’ya takas oldu. Bakalım takas sonra New Orleans da neler değişecek zamanla izleyeceğiz.

    3. San Antonio Spurs || 11/1: San Antonio Spurs bu hafta da galibiyet serisine devam ettiler. Ve 10 maç ust uste kazanmış oldular. Şu an için en büyük handikap hiç kuşkusuz takımın playofflara ne kadar hazır olacağı.

    4. Orlando Magic || 9/3: Orlando bu hafta çok iyi bir performans sergiledi. Ve özellikle en büyük handikapları olan dış savunma da ara ara maç içerisinde zone a geçerek eksikliği kapatmaya çalışıyorlar. Phoenix maçında bunu çok güzel örneğini gösterdiler. Rashard Lewis’in form grafiği daha da yükseldiğinde sezonu iyi bir yerde tamamlayabilirler.

    5. Boston Celtics || 9/4: Boston bu sezon nedense hiç oyunlara konsantre değilmiş bir görüntü veriyorlar. Sanki hemen yarın playofflar başlasa da bizde oynamaya başlasak bir görüntü içerisindeler. Kendi evlerinde işi ne kadar sıkı tutuyorlarsa deplasman da bir o kadar konsantrasyon ekliği olduğu gözükmekte.


    6. Oklahoma City Thunder || 9/4: Oklahoma City’de Kevin Durant ve Westbrook ikilisi bu sezon harika bir özgüven ile oynuyorlar. Takımlarını benimsemiş durumdalar. Genç takım özellikle savunma da bu hafta ortalamanın altında sayı yiyerek savunma da çok daha iyi yerlere gelebileceğini gösterdiler.

    7. Utah Jazz || 9/5: Paul Millsap’ın hücumda çok etkin bir performans sergilemesi ile artık hücumda Deron Williams ile beraber önemli katkı vermesi Utah’ı hücumda bi nebze olsun rahatlaşmışa benziyor. Ancak savunma için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Özellikle savunma dirençleri çok düşmüş durumda.

    8. Dallas Mavericks || 8/4: Dallas bu sezon ilginçtir ki bütün önemli maçları hemen hemen kazandı. Nowitzki sanki bu sezon gecen sezonlarının dışında bu sezon daha aç bir görüntü sergilemekte. Önlerinde ki 2 hafta rakiplerine de mesaj açısından çok büyük önem arz ediyor. Batı da bu sezon ki en büyük surpriz Dallas olacak gibi.

    9. Miami Heat || 8/5: Miami takım olarak birbirlerine alışmaya devam ediyorlar. Şu an için iki ileri bir geri bir görüntü var. Bakalım sezon sonuna kadar ne kadar takım olabilecekler.

    10. Atlanta Hawks || 8/5: Atlanta o muhtesem altı galibiyetlik seriden sonra Phoenix yenilgisi ile başlayan yenilgi serisi bu hafta da etti. Kısa savunmasında ki zafiyet devam ediyor. Pota altında da tek sertliği Zaza Pachulia benchden verebiliyor. Savunmaya bir çare bulamazlarsa Doğu’da yavaş yavaş gerilemeye devam edebilirler.

    Nba # 1

    Nba # 2

    Nba # 3

    21 Kasım 2010 Pazar

    Blake Griffin || Kardeşim Sen Yaptın Ya




    Blake Griffin dün tarihi bir performansa imza attı ve New York Knicks karşısında 44 sayı 15 ribaund 7 asist 2 top çalma 1 blok luk bir performans sergiledi. Ancak maçın en güzel hareketi Timofey Mozgov'un üzerinden yaptığı belki de Frederic Weis gibi Mozgov'u da basketboldan soğutacak smacı idi. Diğer smaçta ise talihsiz trajediyi Gallinari yaşadı.

    20 Kasım 2010 Cumartesi

    Euroleague'de Bütçe'nin Kaybettirdikleri


    90'lı yılların sonuna kadar Yugoslav ve Baltık ekolü başta olmak üzere takımlar belli bir jenerasyon yakaladıkları zaman onun ekmeğini 2-3 yıl yer ve kupalarda belli noktalara gelir akabinde bütçeli takımlara gitmesine izin verirlerdi. Bu süreçte Cibona Zagreb’i önce Jugoplastika veya Pop 84 daha sonra Partizan takip etti. Bu ekolün dışında Badalona, Limoges ve Pau Orthez hep yakaladıkları iyi jenerasyonla 3-4 yıl son 8 takım civarında dolaştı. Sürecin sonunda ise yine Zalgiris Kaunas süpriz bir Euro lig şampiyonluğı kazandı ve 99 yılındaki bu kupa bir devrin sonu olarak adlandırılabilir.

    Bu noktadan sonra yeni yapıya direnen tek kulüp şu anda Partizan. Saha dışında var olan inanılmaz bir dayanışma ve çok doğru oyuncu seçimleri sayesinde bir sıkıntı yaşamıyorlar. Fakat diğer takımlar için durum böyle değil. Önce Olimpia çok sıkıntılı dönemden geçti sonra Zalgiris iflastan döndü. Son olarakta Kızılyıldız ve Zagreb’in durumu. Özellikle Zagreb’in durumu Avrupa basketbolu için trajik bir vakadır. ULEB Fiba’yla belli konularda ayrılıp yeni bir yapı kurarken işin bu tarafını tamamen gözardı etti. Nasıl ki NBA, Avrupa’dan sürekli oyuncu çektiği için eleştiriliyorsa Euro lig’de aynı şekilde geçmişte ekollleriyle ve kendi altyapı kaynaklı kadrolarıyla başarılı olmuş bu kulüpleri tüketme noktasına getirdi.

    Mike Batiste’nin yaptığı hareket için verilecek cezayı bir türlü açıklamayan ve zaman bırakıp milleti uyutmayı seçen Uleb belli konularda kendine çekidüzen vermezse bu yapıda umulmadık çatlaklar oluşabilir.




    H.Yoney