rss
twitter

    13 Aralık 2010 Pazartesi

    Şaka Mı Bu || Iverson'a Açık Mektup


    Almanya'nın Brose Basket takımında oynayan Casey Jacobsen Allen Iverson'a mektup yazmış. Geçen hafta talkbasket'in çıkardığı; Iverson Türkiye'den ayrılıyor dedikodusunu duyunca üzüntüsünü kağıda dökmeye karar vermiş.

    Sevgili Iverson

    Umarım bu mektup sana iyi gelir ve moral verir. Beni tanımıyorsun fakat 2002 – 2005 yılları boyunca birbirimize karşı mücadele ettik. Aslında birbirimizi hiç savunmadık fakat ne söylemek istediğimi biliyorsun.

    Her halukarda bu fırsatı değerlendirip sana avrupa basketboluna hoşgeldin diyorum. Biliyorum bir ayın geçkindir Amerika’nın dışında burdasın ancak bunu söylerek uyum sürecin bitene kadar senin canını sıkmak istemedim. Şimdi çok geç olmadan bu mektubun sana ulaştığından emin olmak istiyorum. Bir kaç gün önce Avrupa kariyerini sonlandırıp kısa süre içinde Amerika’ya geri dönebileceğini duydum. Orada çıkan söylentinin ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum fakat eğer doğruysa “gitme” derim. Takma kafana hiçbirşeyi. Ben menejerin veya tanıdığın biri değilim fakat bana kulak ver.

    Açıkca söylemek gerekirse ben senin en büyük hayranlarından biri değildim ( Senin hakkında ne düşündüğümü umursama) fakat seni Beşiktaş Cola Turka’ya geldiğinden beri takip ediyor araştırıyorum. Biliyorum şu anda NBA’de oynamayı tercih ediyorsun fakat inanıyorum Avrupa’ya gelmek kariyerinin bu noktasında iyi bir hareket. Basketbol Türkiye’de hala gelişme içersinde senin büyüklüğünde bir yıldıza sahip olmak o ülke için mükemmel. NBA’in lüksünü ve rahatlığını bırakmak diğerlerine senin mütevazi ve sadece basketbol oynamaya hazır biri olduğunu kanıtlıycak. Eve erken dönüş çok büyük bir geri adım atmak olur.

    Elbetteki benden çok daha iyi bir oyuncusun fakan bence Amerikalı oyuncuların Avrupa’ya gittiklerinde karşılaştıkları hayat gerçeği var : Avrupadaki ilk ayların çok büyük ve zor bir şekilde uyum sorunu yaşamakla geçicek, hem saha içinde hem de saha dışında. Bunla bir parça uğraşıp çırpınacaksın. Bu olgu veya gerçeklik özellikle senin gibi sezon ortasında takıma katılan biri için daha şiddetli oluyor. Takım kimyası ilk olarak sezon öncesi kampta kurulur ve sen bunu kaçırdın. Şöhretinden dolayı dikkatlerin üzerinde olduğu ve talepkar olunan şu dönemde takım arkadaşların senin oyununa uyum sağlamak zorunda. Şu anda uçağa atlayıp İstanbula gelip takımının ivedi bir şekilde zaferlerine öncülük edeceğini düşünmek senin gibi yetenekli bir oyuncu için bile gerçekçi olmayan birşey.

    NBA’deki üç yıldan sonra Avrupa’daki ilk sezonum 2006 yılında İspanya’daydı. Sonunda takımın değerli bir parçası olmam bir kaç ayımı almıştı. İkinci sezonda ise zorlukların üstesinden gelmek için daha kolaydı ve çok başarılı oldum. inanıyorum bu sende de aynı, ancak gerekli süre daha uzun olacak şekilde gerçekleşecek.

    Geldiğinden beri oynadığın 7 maçtaki istatistiklerin

    Minutes: 25
    Points: 10.3
    Assists: 3.3
    FG%: 38.4
    Team Record (since your arrival): 3-4

    Amerika’daki hayranların Türkiye’deki yeteneklerin seviyesi NBA ile aynı olmadığı için hücumda oyunu domine edeceğini bekleyebilir. Bunu bekleyenler Avrupada çok yüksek skorlar yapmanın ne kadar zor olduğunun farkında değil. Maç başna 20 den fazla şut atmıycaksın aslında maç başına kullandığın şut sayısı 12-13 ‘ü geçip 13-15 sayı ve üstü skor yaptığında şaşırmış olacam. Philydelphia’da rutin şekilde yaptığın gibi dakikalarca ligde liderlik etmiyeceksin fakat kimin umurunda.

    İstatistikler hakkında endişe etme sadece mütevazi ol ve çalışmaya devam et Avrupa basketbolu Amerika’da NBA’de alışık olduğundan çok farklı fakat hala sadece basketbol. Eninde sonunda eski formunu bulacaksın fakat bu 1 aydan belki 2 aydan fazla zaman alır. Gerçek taraftar veya hayranlarda istatistik galibiyetlerdir. NBA ile Avrupa’nın tüm farklılıkları arasında bu müşterek olandır.

    Sezonun geri kalanı için başarılar dilerim

    Saygılarımla

    Şu anda Alman Brose Baskets takımıyla Euro Lig’de mücadele eden Casey Jacobsen’in yazdığı bu mektup bu tür transferlerin ne denli etki yapabileceğini gösteriyor. Böyle özel oyuncuların, hele ki basketbol oynama arzuları hala varsa, uyum süresini en aza indirgemeye çalışmalıyız.


    H.Yoney

    Hiç yorum yok: