rss
twitter

    6 Ekim 2009 Salı

    Acı kaybımız : Basketbolun Vefatı

    Bu olay aslında dünden bugüne oluşan ve biten bir hadise değil, her şey 1999 yılından itibaren başladı. Bilindiği gibi 1999-2000 sezonunda Futbol ligi yayın haklarını alan grup (STAR - Tele ON), maçlar bittikten 1 gün sonra maç özetlerini diğer televizyonlara dağıtıyordu. Bu da maçların hemen sonrası en sıcak anlarda görüntüler ellerinde olduğu için onları izlenme oranı açısından haksız rekabete sürüklüyordu veya rakipleri böyle düşünüyordu.

    İşte bu olaydan itibaren misilleme veya karşı hareketlerin içerisine basketbolda girdi. Efes Pilsen'in bütün avrupa maçlarını veren Show TV şifreli yanına geçip maçları Cİne 5 den vermeye başladı.

    Şimdi bu olay öncesini bir hatırlayalım. 12000 kişilik Abdi İpekçi saha içi ek tribünler kapasitesi 15000-16000 civarına çıkarken. Herkes Efes'in iyi kötü bir gün Final 4 yapacaığını düşünerek ekran başına geçiyordu. Kısacası o yıllarda ki atmosfer Efes olsun Tofaş olsun Ülker olsun bütün Avrupa maçları çok ciddi takip ediliyordu.

    Ancak bu hadiseden sonra iş değişmeye başladı Efes önce Final 4 yaptı ardından bir kez daha aynı başarıyı tekrarladı ve iki kez 3. oldu. Ama sanki bir şeyler eksikti o Naumoski, Richard'lı Mc Rae'li kadrodaki hava gitmişti. Çünkü artık çok daha az seyirci kitlesine ulaşılıyor ve geç yaşta bile olsa basketbola heves edenler insanlar tekrar ilgilerini kaybediyordu.

    Geçen yıllar içerisinde Efes'de değişti. Asla Aydın Örs dönemindeki saygınlığı insanlarda göremedi. Hatta aileleriyle maça gelen rakip taraftarlara zor kullanacak kadar işi ileriye götürdü (Beşiktaş serileri).

    Daha sonra maçlar tekrar şifresiz kanala dönsede hiç bir takım ve hiç bir yayın 90 lardaki o havayı yaşatamadı. Bu politikalar ve hareketler takımsal desteği sadece kadroların kuvvetine bağlayan sahadaki mücadeleyi önemsemeyen medyanın pompaladığı "Yıldız oyuncu" lazım söylemini kullanan seyirci profili de yarattı.

    Son olarakda bu sezon Türkiye kupası maçlarını D spordan şifreli olarak izleyeceğiz. Önce lig sonrada kupa şifreliye geçti. Bu yazıya karşı sürülen ilk argüman "ama kulüpler para kazanıyor" olacaktır. Oysa verilen paranın aslında ne kadar cüzzi bir miktar olduğunu belli.

    Sadece seyirci potansiyelini kullanarak veya şifresiz kanalda yayınlayarak çok daha fazlası elde edilir. Ama yurdum insanını her daim "SALAK" yerine koyarak para kazanma moda olduğu için bu seçenek pas geçiliyor. Sanıyorlarki bu insanlar için basketbol sevilmeyecek veya anlaşılmayacak. Gidin sorun 40 lı- 50 li yaşlarını yaşayan insanlara "Efe Aydan - Erman Kunter" dönemini. Hepsi net olarak hatırlar.

    Yada 1980 lerde iyi maçlar çıkarmış Anadolu takımlarını. Beslen örneğin o zamanlar milli takımlar düzeyinde iyi değilken bile maçlar tıka basa doluyordu.

    Spor yazarları mı ? onlara gelince kendimi bildim bileli ülkemizde basketbolun geliştiğini söyler dururlar.

    4 yorum:

    granger17 dedi ki...

    şifreli derken dspor yayınlayacaksa dmartı olanlar izleyebilicek galiba yoksaonun içinde yeni bir kanal çıkarmazlar yani dsmartı olmayanlara şifreli

    agopist dedi ki...

    Şifreli yayınlar basketbolu kitlelerden uzaklaştırıyor. Spormax'e yavaş yavaş uyum sağlamaya başlamışken Bir de dsmart çıktı başımıza..

    Hürol Yöney dedi ki...

    Ben 90 lı yıllarda Efes 'İn avrupa maçlarını izlerken ateşimin çıktığını bilirim :)

    Bütçeler çok daha fazla, çok kariyerli yabancılarda geliyor. Ama takımlar maçlarını 300 kişiye oynuyor.

    Profilde değişti artık bir maça 10 TL vereceğine bir hanveye veya içeceğe yada gereksiz olduğunu düşündüğüm şeylere para veriyorlar. Oysa Basketbol maçı spora ek olarak bir haftasonu aktivitesidir.

    Ben Beşiktaşlıyım mesela geçen sene oynadığımız bir Khimki maçı vardı. Kimsenin bir umudu yoktu. Ancak şanssızlık (Cevher'in 3 lüğü iki kez içinden çıktı) birazda son 3-4 dakika daki kritik bir kaç karadan dolayı rakibi elimizden kaçırdık. o maçta 500 seyirci ya vardı ya yoktu.

    şimdi 3000 kişi olsaydı hakemlerde o kadar takdir haklarını rakipten yana kullanmazdı ve büyük ihtimal maçı alırdık. Aynısı Efes içinde geçerli. Eskiden 15000 kişi Efes in kötü olduğu dakikalarda maçta tutardı.

    Şimdi seyircinin az etkiside az dolayısıyla Efes te o geri dönüşleri çok göremiyoruz.

    turgay dedi ki...

    kesınlıkle katıldıgım bır yazı olmus.. sıfrelı yayınlar ozellıkle basketbola yenı baslamıs genclerın ıdol olacak basketbolcuları seyredememesıne neden oluyor.. bence bu cok onemlı.. kendımden ornek vereyım ben basketbol seyretmeye oynamaya naumoskı yuzunden baslamıstım.. onu seyrederek neler ogrenebılırım demıstım hep.. ama bu donemde bunu yapmak cok zor.. mesela rakocevıc dıye bır oyuncu gelıyor ulkemıze avrupanın 1 numaralı skorerı onu kac kısı seyredebılecek tv'de.. dıceksınızkı gıtsın maca seyretsın.. oyle kolay degıl ıste o.. ulkemızde spor kulturunun olusmaması bunun bır numaralı nedenı.. dunyadayla karsılastırmayalım kendımızı cunku ortadakı gelırle burdakı gelır bır degıl.. herkes dıgıturk dsmart alamıyor ulkemızde.. ozellıklede basketbol ıcın alan cok azdır..

    bu yuzden basketbol kesınlıkle sıfrelı kanaldan yayınlanmamalı.. kultur yerlestırmek ıstenıyor federasyon daha fazla etkın rol oynamalı burda.. ama onlarda kendı rantlarını dusundugunden pekde umurlarında degıl bu durum.. macları okadar b.ktan rakamlara werıyorlarkı kulupler hıcbırsey kazanmıyor veya kazandı gıbı gozukuyor ama kuluplere bu paralar sureklı gecıkmelı olarak werılıyor.. ornek wermek gerekırse gecen yıl yayıncı kurulusla besıktasın yasagıdı problem.. macları yayınlatmadı kulup..

    kısacası sıfrelı kanallar turk basketbolunun olmesıne neden oluyor.. paralı yazarlar gelısıyor basketbolu yapsınlar.. bır adım ılerı gıdemıyoruz..