rss
twitter

    27 Haziran 2009 Cumartesi

    UMUT VAADEDEN ALT SIRA SEÇİMLERİ


    Bilindiği gibi NBA 2009 draftı geçtiğimiz günlerde yapıldı ve beklendiği üzere üst sıra seçimlerinde bir sürpriz olmadı. Bu noktadan yola çıkarak alt sıralarda seçilmiş olmasına rağmen, doğru takımlarda forma şansı bulduğunda iyi bir NBA veya Avrupa kariyeri olması muhtemel üç oyun kurucu göze çarpmakta.


    Jack Mcclinton: Miami ‘den mezun olan McClinton San Antonio Spurs tarafından 2. tur 51. sırada seçildi. Mental olarak kazanmayı seven bir yapısı var ve buda onu deyim yerindeyse “Winner” oyuncu tipine sokuyor. Hücumda en önemli silahı seri bir ilk adımdan sonra geriye aniden adım alarak attığı “Jump – Shot”. Yine oldukça kuvvetli ayakları sayesinde çok iyi bir deliciliği var ve yardım gelmediği zaman rahat bir şekilde sayıya gidebiliyor. NCAA’i bu sezon dikkatli takip eden izleyiciler North Carolina maçında bu özellikleri görmüşlerdir. Maç sonunda savunmada rakibin artan sertliğine karşı takımda tek direnen oyuncuydu ve maçı tek başına uzatmaya taşıdı. San Antonio gibi NBA’n en iyi organizasyonlarından birine adım atan McClinton’ın burada en azından bir sene geçirebilirse, iyi bir kariyere imza atması kuvvetle muhtemel olur.


    Tony Douglas: Florida State mezunu Tony Douglas 1. tur 29. sırada L.A Lakers tarafından seçildi ve New York’a takas edildi. Oyuncu sirkülâsyonu açısından çok çalkantılı bir takım ve şehir olan New York’da tutunması zor olacak. Ancak bunun oyuncudan kaynaklandığını da söyleyemeyiz. McClinton’un aksine şuta değil daha çok açık alana dayalı bir oyun tarzına sahip. Bu özelliğinden Mike D’ Antoni’nin onu takıma dahil ettiğini düşünüyorum. “Run and Gun” tarzı açık alanda hızlı ve şuta dayalı bir oyun felsefesi olan takımda fırsat bulabilir.


    A.J. Price: 2. tur 52. sırada İndiana Pacers tarafından seçildi. İndiana’nın geçmişine baktığımızda koç değişiklikleri olmasına rağmen oyun kurucuları tercihlerini atmaktan çok attırmaya yönelik isimlerden seçtiklerini görüyoruz. Doksanlı yıllarda takımda bulunan Marc Jackson ve sonrasında takıma katılan Jamaal Tinsley buna en güzel iki örnek. Hatta Avrupa’dan oyuncu seçimlerini de bu şekilde yaptılar (Sarunas Jasikevicius). Draftta geleneği bozmadılar ve seçimlerini A.J. Price’dan yana kullandılar. Diğer iki oyuncuya nazaran skor ortalaması düşükte olsa, onların aksine kendinden ziyade öncelikli takımı oynatmaya çalışan bir gard ve özellikle 35 saniye hücum süresi olan ve çok daha kombine savunmaların olduğu NCAA’lerde son sene yakaladığı 4,7 asist ortalaması dikkate değer bir rakam.Bir diğer önemli özelliği de tam saha baskılara karşı top çıkarmadaki başarısı. Oyun kurucu draftlarıyla öne çıkan Connecticut (Khalid El – Amin vb.) geleneği bozmadı ve geçmişteki kadar öne çıkan bir isim olmasa da yine bir gard yollamayı başardı.


    Hürol YÖNEY

    26 Haziran 2009 Cuma

    Bir başka MT transferi


    Merhabalar,
    Son dönemin "en ünlü ve gözde" futbolcusu Mehmet Topuz transferini sizler için ele alalım istedim.
    Bilindiği gibi bu transfer öyle yada böyle Fenerbahçe lehine gerçekleşmiştir. En azından taraftar gözüyle öyle.
    Olayın 4 kahramanı olduğu gerçeğinden yola çıkarsak;
    Futbolcunun cephesinden bakıldığında anlaşıldığı gibi Kayserispordan bir an önce ayrılmak isteyen ve bunun için acele eden ve ortalığı yangın yerine çeviren ve bu hareketiyle futboluyla kazandığı o saygıyı bir anda yerle bir eden Mehmet Topuz.
    Kriz çerçevesinde zaten Anadolu klubu olarak yıllığı kendine göre çok yüksek olan ve bu nedenle bu oyuncuyu verebileceği en maximum rakama "pazarlamaya çalışan" ve bunu yaparken tüm bu fırsatları kullanan Kayserispor.
    3 yılda 3 şampiyonluk gibi tutarsız bir söz sonucu elde olan yada olmayan tüm imkanları kullanarak yerli olarak alınabilecek tüm oyuncuları legal yada illegal bir şekilde kadrosuna katmaya çalışan Fenerbahçe.
    Ve son olarak da sonunu görmeden oldu bitti ye getirmeye çalışan ve futbolcunun rızasını almasına rağmen iyiniyetinin kurbanı olan, değişkenleri hesaba katmayarak büyük bir hata yapan Beşiktaş.
    Ne yapıldı ya da nasıl yapıldı, bunlara girmek istemiyorum ama transferin yanlışlıklarla dolu olduğu çok açık. Bir klubun başkanı; "Oyuncum ya Fenerde yada bizde oynayacak 3.seçenek yok" diyorsa zaten orada usul yada etik olmaz. Bir diğer başkan canlı yayında istediğimi istediğim yerden kaldırırım diyorsa ve aynı klub modern ve kurumsal yapımızın sorumluluklarını yerine getirerek bu transferi bitirdik gibi kelimeyide kullanmışsa, siz düşünün ne büyük tezat !!!
    Aslında transfer için konuşulacak çok şey var ama bu saatten sonra gerekli olduğunu düşünmüyorum.
    O kadar çarpık bir düzen ki Kayserispor Genel Menajeri canlı yayında 3,2 trilyon yıllığıdır adı geçen oyuncunun derken, tescilli diye savundukları sözleşmede 300.00 tl yazıyor. Açıkçası itiraz ve hukuki yollara başvurucaz diyorlar lakin Federasyona o süreçte gidememenin nedenleridir bu. Komik olan ise bariz vergi kaçırmanın bu kadar şeffaf ve ucuzu yaşanırken kimsenin bu olaya yer vermemesi ve hasır altı yapılmasıdır aslında. TFF dan zaten pek birşey beklemiyordum ama gazetelerde birkaç gün yazılıp çizilse zor durumda kalsalar dedim hep içten
    içe.
    Bir diğer klup de o ara oyuncuya şapka takmakla meşguldu. 60 yaşındaki hem başkan hemde torun sahibi adamın uğraştıklarına bakın hele. Ve buna sözüm ona "kapak" yakıştırması yapılmasıda diğer komik bir durum.
    İlginç oluyor gerçekten. İki takım düşünün,omuzlarında iki kupa apoleti olan bir takım ve MT transferi ile kendini şampiyon ilan eden başka bir takım.
    Aslında buna klasik gündem değiştirme politikası da diyebiliriz. Varsın gerisini de siz takip edin...

    24 Haziran 2009 Çarşamba

    +1 Kevin Fletcher Oldu !




    Bilindiği uzere gelecek sezon 3+2 kuralı ile kadrolarında 5 yabancı bulunduran oyuncular en az 2, kadrolarında 4 yabancı bulunduranlar ise en az 1 Avrupalı yabancıo oyuncu kadrolarında buluındurmaları gerekmekte. Besiktas da ilk yabancı transferini Makedon pasaportlu Kevin Fletcher'ı transfer ederek gerceklestirdi. Kevin Fletcher soylentilere gore uzun rotasyonunda gelecek pivotun arkasında oynayacak. Aslında istatistiklerine bakıldıgında bizim eski oyuncumuz Andy Ellis'e oyun mantelitesi cok benziyor. Yararlı olabilecek bir oyuncu. Ncaa kariyerine Colorado Universitesinde baslayan Fletcher 2002/2003 sezonunda ilk Avrupa deneyimini Portekiz'de Casino Figueira Ginasio takımında geciriyor. Ardından 2003/2004 sezonunda Polonya'nın Aveiro Basket takımına transfer olduktan sonra uzun yıllar Polonya'da basketbol kariyerini geciren Fletcher bu kadar sonuk gecen kariyerinde en iyi transferini 2007 yılında Aris takımına transfer olarak basarıyor. Yunanistan'da Euroleague maclarına da cıkan Kevin Fletcher gecen sezon Rusya'da kariyerini surdurdu.
    Bu arada gecen hafta dillendirdiğimiz Engin Atsur transferinde ; http://asisttime.blogspot.com/2009/06/engin-atsur-besiktas.html
    son aşamaya gelmiş bulunmaktayız. Takımda da Haluk Yıldırım-Muratcan Guler ve en onemlisi Cevher Ozer ile yeniden anlaşıldı.

    18 Haziran 2009 Perşembe

    A-Team Geri Dönüyor


    Cocuklugumuzun efsane dizisidir A Takımı. O zamanlar coğu kişinin favori karakteri Bosco :) Baracus du. O rolu bence Mr. T'den başkası yakışmazdı herhalde. Tam rolu icin biçilmiş kaftandı. Aslında Amerikan sinemasında cok cok daha iyi yerlere de gelebilirdi. Simdi aklınıza gelebilir nerden cıktı bu diziyi hatırlatmak diye; Dun bir arkadaşdan A Takımı dizisinin butun sezonlarını aldım biraz olsun nostalji yapmak için. Bizim Captain Murdock'ı bircok filmde anımsadıgım icin bir imdb de arastırmak istedim ki bir de ne gorelim 2010 yılında bizim A Takımının sinema filmi cekiliyormus.












    Oyuncu kadrosunda bazı oyuncular simdiden belli olmuş durumda. Tabi hemen bizim Baracus'u kimin oynayacagına baktım ve Common'u gorunce hayal kırıklıgına ugradım desem yalan olmaz. Genel olarak oyuncu kadrosuna bakılırsa hayal kırıklıgı secimler gibi duruyor. Simdiden tek uyan karakter bizim çapkın Peck rolunu oynaycak olan Bradley Cooper gibi duruyor. John Smith abimizin rolunu de Liam Neeson kapmış. O da bir soru işareti gibi durmakta.

    MVP Bootsy Thornton || Winner Player (Basarı = Bootsy Thornton)


    Bazı oyuncular vardır o kadar yeteneklidir ama takımları basarılı olamadıgı icin bir turlu beklentileri karsılayamaz ama bazı oyuncular vardır ki gittiği takıma hemen uyum saglar ve kendi rolunu en iyi sekilde yapıp takımında basarılı olmasını saglar. Sol da ki fotograf daha ilk profesyonel basketbol yasantısında universite de 2000 yılında NCAA BIG liginde doğu şampiyonu olarak baslıyor. St. John's Universitesinde Duke'a attıgı 40 sayı unutulmazlar arasına girip Avrupa'nın yolunu tutuyor. Bir de unutmamak lazım Bootsy Thornton da Ncaa de Ron Artest ile beraber St. John's Universitesinde oynadı. O kadar o yaşta o kadar iz bırakan bir oyuncu imiş ki gectiğimiz yaz oynadıgı kolej takımı olan Tallahassee onun adına soyle bir makale bile yayınlandı;

    Truthfully, I was frustrated at the whole situation for about a year or so (after St. John’s),” said Thornton, 31, who lives in Tallahassee with his wife and three children in the offseason. “You would see some guys you played with get drafted that you felt like you were better than. You’d see them get their chance in the NBA and you never really got your chance. So I’ll always be a little bit bitter I think.


    “But what I understand now is it’s all about timing.”…

    The 6-foot-4 guard still makes a very good living — players overseas routinely get paid well into six figures — doing something he loves doing.

    Said [Tallahassee Community College trainer Jonathan] Jones: “His attitude is like, ‘Sure, the NBA didn’t pan out the way it should have. But this is my career and I’ve made a good living. So why not keep doing it?’ That’s exactly what his attitude is like.”

    Unlike many American players overseas, Thornton doesn’t live alone during the season.

    He brings his family — he’s married to former local basketball star Aquenda Clark, who starred at Leon High and also played at TCC and Florida A&M — with him for most, if not all, of the season.

    “I want to raise my children,” he said. “That’s important to me.”

    Providing for them is, too. That’s why he’s working out everyday with college kids. That’s why he’s willing to live in countries where he doesn’t speak the language and isn’t familiar with the culture.




    Muhtesem gecen kolej ve universite kariyerinden sonra, Avrupa'nın yolunu tutar. Italya'nın muhtesem bir scout calısma ekipleri vardır. Bunların da başını Benetton ile Cantu alır. Cunku bu takımlar cok iyi manejerler ile calısırlar. Siena da daha cok ligin agır abisi oldugundan liginde ki pişen oyuncuları para basıp alır. Italya Liginde Cantu forması ile performansı da gercekten harika idi;

    Ilk sene 44 macta 34.2 dakika ortalama ile 15.5 sayı 6 ribaund 2 asist ve 3.2 top calma ortalamaları ile ligde ki ilk yılında isminden sıkca soz ettirir ama ikinci senesinde ligin yıldız isimlerinden biri olmayı basarır. Ikinci sezonunda 17.9 sayı 6.2 ribaund 1.7 asist ve 3.2 top calma ile butun buyuk takımların transfer listelerinin ilk sırasında yerini alır. Ve şampiyon takım Siena'ya transfer olur. Siena oynadıgı iki sezonda da takımın istikrar abide idi. Ufak bir Ispanya seruveninden sonra yine Siena ile Final Four oynadı, şampiyonluklar kazandı ve Siena forması ile Euroleague de Subat ayının MVP si olmayı basardı.


    Universiteden gelen basarılar devam ediyordu. Ve bu sezonun basında yeniden yapılanan Efes Pilsen'e transfer oldu. Avantajı vardı cunku Italya ligini tanıyan Ergin Ataman ile calısacaktı. Ve başarılar devam ediyordu Turkiye'de ayağının tozu ile Cumhurbaşkanlığı kupasını aldı. Sezon içerisinde istikrarlı performans sergilese de basta Kasun'un sakatlıgı ve rotasyon da bir turlu istikrar oluşmaması sebebi ile Euroleague de erken havlu attı takım. Ama onun için hedef bitmiyordu. Ve inanılmaz bir Fenerbahce Ulker final serisi performansı sergileyerek hem finallerin MVP si oldu hemde koleksiyonuna Turkiye Ligi Şampiyonlugu da ekledi. Boyle bir kariyere sahip olan bir basketbolcu icin soylenecek tek sey; Basarı = Bootsy Thornton



    http://www.ajansspor.com/yazarlar/ismailarslan/h/20090618/mvp_winner_oyuncu_bootsy_thornton.html?ref=satb1


    17 Haziran 2009 Çarşamba

    Abdi Ipekci Meydan Muharebesi ve Şampiyon

    REZALET































































    HELAL OLSUN !!































    Basketboldan bu kadar bil haber olan taraftarların bulundugu macın sonunda yaşananlar gercekten utanc verici. Bir basketbol zevkimiz vardı onun da afedersiniz icine edildi. Ufacık salon atılmadık şey kalmadı sahaya giren ve o benche yonelenler sinan a arkadan tekme sallayanlar nasıl insansınız siz ! Tam bir rezalet bu kadar cirkeflik olmaz.Fenerbahce Ulker bakalım ne tur cezalar alacak cok merak ediyorum. Efes Pilsen'i de tebrik ediyorum. 2 mac ust uste Abdi Ipekci de kazanmaları ve 2-0 dan seriyi 4-2'ye getirmeleri bunu hiçbir takım başaramazdı. Helal Olsun..

    Ersin Gorkem Kepez Belediyesi Dedi !


    Kepez için hem ilginc hem de basarılı bir transfer hamlesi oldu. Besiktas'ın, Telekom'un Galatasaray'ın ve birçok klubun transfer teklifinde bulundugu Ersin Gorkem bu sezon kume dusen Mutlu Aku den sadece 1 galibiyet fazlası olan Kepez Belediyesine tranfer oldu. Meblağ açıklanmasa da Kepez Belediyesi tarihinin en yuksek ucretli oyuncusu oldugunu dusunuyorum. Ersin Gorkem bu sezon iyi bir performans sergilese de savunma da ayakları yavas oldugunda kısa oyunculara karsı cok zorlanıyor. Hem Ersin Gorkem hem de Kepez Belediyesi'ne bu transfer hayırlı olsun.


    Ersin Gorkem istatistikleri icin; http://www.tblstat.net/pd.asp?p=157

    16 Haziran 2009 Salı

    TBL Final Serisi || Cezalar Belli Oldu


    Meshur Sportmenlik Dışı Faul dudugu ile gerilen ortamda hakem masasını tekmeleyen Rasim Basak 6 mac ceza almıs. Cok daha fazla ceza almasını bekliyordum. Nba de boyle bir hareket yapsa herhalde 6 mac degil de 6 ay bile alabilirdi. Chatman sadece rakip takım oyuncusuuna itmekten 3 mac ceza almıstı. Milli Takım Kocumuz Tanjevic ve Mirsad Turkcan'a da ceza gelmemiş iyi bir emsal oldu a diğer koclar icin, artık istedikleri gibi hakeme itiraz edebilirler hem de soyunma odasına kadar. Mirsad Turkcan gibi de hakeme itiraz edebilirsiniz nasıl olsa cezası yok.

    Diğer cezalar ise;

    Kurul, bugün yaptığı toplantıda, 14 Haziran'da Efes Pilsen ile Fenerbahçe Ülker takımları arasında oynanan Beko Basketbol Ligi play-off final serisi maçında, hakem masasına tekme atmak, uygunsuz küfürlü sportmenliğe aykırı söz ve davranışlarda bulunmaktan, sarı-lacivertli oyuncuya 6 müsabakadan men cezasının yanı sıra 10 bin TL para cezası uyguladı.

    Bu arada, maç sırasında taraftarlarının sahaya yabancı maddeler atması ve bu nedenle oyunun durdurularak 1 kez anons yapılması dolayısıyla 5 bin TL ve küfürlü tezahürat nedeniyle de 7.500 TL olmak üzere, Fenerbahçe Kulübü Basketbol Şubesi'ne toplam 12.500 TL para cezası verildi.

    Bayanlar Avrupa Basketbol Şampiyonası

    Merhaba öncelikle, ben Ömer. Blogdaki ilk yazım bu yazı. Biraz düşündükten sonra gündeme uygun bir şeyler yazmayı uygun buldum. Gündemdeki konulardan biri de 7-20 Haziran tarihleri arasında düzenleniyor olan 32. Bayanlar Avrupa Basketbol Şampiyonası.

    Ilk grup maçlarında 2 galibiyet alarak ikinci olarak bir üst tura çıkan Bayan Basketbol Takımımız, ikinci turda oynadığı 2 maçtan ise 1 galibiyet çıkarabildi.

    Böylelikle Ceyrek Final vizesi alıp alamayacağımız son maçtaki performansımıza bağlı bir hale geldi. Rakip grup beşincisi Belarus.

    Iste grubumuzun son maclar oncesi puan durumu:

    Ve iste son maçlar öncesi yapılan ufak tefek hesaplar;
    - Belarus'u yenersek üçüncü olarak bitiriyoruz grubu.
    - Italya, Litvanya'yı yenerse her şey üçlü averaja kalacak.
    Bizim elimizde +5 var
    Italya'nın +4'u var
    Belarus'un -9'u var
    -7 sayı farkla yenilirsek Italya ile Belarus ilk 4'te yer alacak.(7 sayı fark ile yenilirsek Belarus ile üçlü averajda eşitleneceğiz ancak onlar daha çok sayı attığı için bizim üstümüzde yer alacaklar.)
    - 7 sayının altındaki her yenilgide biz dördüncü olarak çıkacağız.

    Umarız Salı günkü zorlu mücadeleyi kazanır ve hiç bir hesaba bakmadan, grubumuzu üçüncü bitirip Ceyrek Finalde diğer grubun ikincisi Slovakya ile eşleşiriz. Bu zorlu mücadelenin baslama saati 17.45, maçı Ntvspor naklen yayınlayacak.

    15 Haziran 2009 Pazartesi

    Oktay Mahmudi Benetton'dan Ayrılıyor !


    Eurocup da yılın kocu secilen Oktay Mahmudi Benetton'un 3 yıllık yeni teklifi kabul etmediği italyan basınına da yansıdı. Zaten Benetton'da kalmayı duşunseydi coktan imzalardı gorusundeyim. Oktay Mahmudi'nin bundan sonra hangi takıma geçeceği merak konusu açıkcası Rusya veya Ispanya ligi geçip yapacagını dusunuyorum. Bu arada Benetton da eski Efes Pilsen kocu David Blatt ve Litvanyalı koc Rimas Kurtinaitis'ı takımın basına gecirmeyi dusunuyorlar.

    http://www.sportando.net/eng/italia/seriea/2767/mahmuti_rejected_the_proposal_of_treviso.html

    Kesinlik kazanmıs durumda manejerlik sirketinden de ayrıldıgı acıklandı.

    http://www.beobasket.net/page/news/en.html?view=story&id=19417&sectionId=10

    Futbol Devrimi || Abramovic Oncesi ve Sonrası
























    Yukarıda ki tabloda Ingiltere Liginin transfer de harcadıgı para analizi gozukmekte. Kronoloji olarak olarak gidersek; 1950'li yıllarda Premier Ligin en pahalı transferi £65,000' a John Charles Juve den Leeds United'a imza atarak basarırken.
    30 yıl sonra 1980'li yıllarda ligin en pahalı transferi ilk kez 6 sıfırlı transfer olarak tarihe gecen £1,180,000 ' a Trevor Francis Birmingham'dan Nottingham Forest'a transfer olmayı basarıyor.
    1986 yılında ise en buyuk rakama transfer satışı gerceklesiyor ve once £2.3 milyona Mark Hughes Man. Utd'dan Barca'ya, Ian Rush ise Liverpool'dan Juventus'a £3.2 milyona sozlesme imzalayarak tarihe geciyor.
    Ilk 10 milyon kusurluk transfer ise 1996 yılında Alan Sherar 15 milyon pound a Blackburn'den Newcastle'a imza atıyor.
    Ve Premier Ligin degeri artıkca ve gelirlerde aynı orantıda yukseldikce 2002 yılında en buyuk transfer gerceklesiyor ve £29 milyon pound a Rio Ferdinand Leeds United'dan Man. United'a transfer oluyor. Boyle yuksek rakamlara sadece istisnai takımlar transferler yaparken bir anda Roman Abramovic ile baslayan ve Man. City ile devam eden klup satışları bu rakamları inanılmaz boyutlara getirdi.



    Milad olarak da belkide Chelsea'nın satışı olarak gormek hiç de zor olmasa gerek. Ingiltere de ki wikipedia da soylenildiğine gore 2003 yılından bu yana tam £600 milyon harcama yaptıgı soylenmekte tek tek transferleri buraya girmeye gerek yok ama futbol da bir devrimi baslattıgını da soylemek gerekir.







    Manchester City de Chelsea'nin yolunu izleyerek hisselerinin %75i 2007 yılının Tayland’ın eski başbakanı Thaksin Shinawatra tarafından 80 milyon pound satılır. Man. City'nin satılması ve harcanan paralar da bir anda dengeleri alt ust edecek duzeye gelse de Sportif acıdan Chelsea gibi beklenen bir cıkıs yakalanamaz.





    Ardından yetmiyormuş gibi 360 milyon dolara Abu Dabili United Group'a satıldı ki serveti Abromovic'in en az 10 katı idi. Bakalım ilk senesinde Robinho ve bircok oyuncu transfer etmesine karsın ligde cok istikrarsız bir sezon geciren City belki de yeni sezonda beklentiler ışıgında en cok merak edilen takım ..







    Jo'ya 20 milyon pound Robinho ya 33 milyon pound lar vererek Roman Abomovic'in baslattıgı transfer piyasasında cıtayı cok daha yukarılara cıkaran City, Avrupa futbolunda da bu tur olanakların saglamasına ışık olabilir. Darısı Mansimov'un basına diyip Besiktas'da tek care oldugunu dusunmekteyim.

    TBL Seyirci Ortalamaları !!


    Ozellikle Avrupa ulkelerinde basketbol branşında seyirci gelirleri kluplerin cok buyuk gelir kaynaklarındandır hatta yayın gelirlerinden sonra en buyuk kaynaktır. Ama bizim ulkemizde hiçde oyle gozukmemekte;







    Takım Seyirci
    Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi 2.890,0
    FB Ülker 2.856,7
    Bandırma Banvit 2.401,0
    Pınar Karşıyaka 1.799,7
    Mersin Büyükşehir Belediyesi 1.776,7
    Kepez Belediyesi 1.757,7
    Türk Telekom 1.396,7
    GS Cafe Crown 1.331,3
    Aliağa Petkim 1.208,1
    Oyak Renault 1.203,3
    Antalya Büyükşehir Belediyesi 1.066,7
    BJK Cola Turca 626,7
    Casa TED Kolejliler 556,7
    Efes Pilsen 391,7
    Darüşşafaka Cooper Tires 316,7

    14 Haziran 2009 Pazar

    Engin Atsur @ Besiktas


    Efendiliği ile kişiliği ile saygınlıgı ile tam Besiktas'a yakısacak bir oyuncu. Zaten Besiktaslıdır da. Yıllar once bende Pertneviyel de kısa bir sure bulunmustum idmanlar da ailesi daha o yasta maclarını videoya cekerdi. Cok efendi ve cok saygılı idi. Onu Besiktas forması ile gormeye az kaldı. En sonunda yerli oyuncular arasında en begendiğim oyuncuyu almak uzereyiz. Dünya gençler şampiyonasında Hırvatistan'a attıgı 41 sayı hala dillerde. Birde hocanın da haber1903 de işaret etmesi ile daha fazla umudum var artık bu transferde cok buyuk yetenek uzun soluklu bir kontrat imzalanırsa Besiktas basketbolunda efsane olacagından ve oyun gorusu ile de chatman ile beraber harika bir ikili olacaklarından suphem yok.

    The Hedo Turkoglu Story !














    There are differences between the terms underrated and inappropriately-rated, especially as they relate to hindsight — one is susceptible to it and the other is not.

    Take Steve Nash(notes) for example. There once was a time when the BC-born soccer player was a mere afterthought in elite level basketball discussion. As the years since tell us, Nash would ultimately thrive given the appropriate situation, the world took notice and the "underrated" tag was lost forever. Due to the public (and the league's) misperception, Nash flew under the radar until the truth was exposed. We all adjusted accordingly and a star was born.

    The case of Hedo Turkoglu is a similar, albeit more tragic, example and it's the latter word that sets the two apart. For years the man has been one of the most effective basketball players in the NBA, but unfortunately, he will never share the recognition of teammate Dwight Howard(notes) or sidekick counterparts like Josh Howard(notes) or Pau Gasol(notes).

    While players like Nash, Ben Wallace(notes) and more recently Chauncey Billups(notes) have all taken turns out-performing the expectations people had set for them (earning "underrated" and eventually "legitimate" status along the way), their emergence to the forefront comes more from the general public realizing that what they thought to be true was, in reality, false. These ex-role players and roster fillers had simply come into their own.

    With Turkoglu, the ones who know him understand that good things happen to those around him, and such has been the case since even before 2008's Most Improved Player award. In the form of buzzer-beating jumpers and eerily silent contributions of near 20-5-5, Turkoglu contributes to teams in ways we logically should, but can't quite appreciate.

    We know his track record but we deny his status as one of the league's more valuable players. The most sickening part about it is that we don't even know why we do it. For this reason, Turkoglu distinguishes himself from what are, in actuality, the inappropriately-rated players (think young Nash or pre-Detroit Billups), players who were always capable, just misused. The lack of credit that we give Turkoglu, despite witnessing his personal and team success, contradicts his substantial worth as a player. As far as underrating is concerned, isn't that the true definition of the term?

    Hedo Turkoglu isn't the most handsome pig in the pen, nor the most articulate or flashy but his contributions to the Orlando Magic and to the NBA are significant. If coaches and general managers ever got together in a dark, dank basement to assemble their own Frankenstein-like basketball hybrid, one can assume that the ultimate result would turn out similar to Turkoglu. Given his lumbering aura but more complicated essence, the analogy makes sense.

    Hailing from the Turkish fringe of Europe, Turkoglu boasts the height of a genuine power forward with the same circulatory ice water that runs through the veins of guards Ray Allen(notes) and Jamal Crawford(notes). His utilitarian ways have paced the Orlando Magic all season long and his intangible existence is what the Los Angeles Lakers fear most (okay, second most) heading into the NBA Finals.

    Compared to the players who have seen their stock rise from "underrated' to ... "normal rated," hindsight will have no such positive effect on Turkoglu's legacy because years down the road fans, media and coaches alike will be just as confused about the things he did on a basketball court.

    All of that said, facts don't lie and so with every step the Magic take, the Turkish delight becomes more and more of a legitimate force where it matters most; in the win column.

    But just as we have in the past, we will see this and look away, never truly realizing that Hedo Turkoglu is giving us something we don't even know we want.


    http://sports.yahoo.com/nba/blog/ball_dont_lie/post/Underrating-underratedness-The-Hedo-Turkoglu-st;_ylt=AsoxnI7efZW8naTplFb8Du68vLYF?urn=nba,168036



    Milyar dolarlar verseydik bu kadar reklamımızı kimse yapamazdı. Helal Olsun be Hido. Sen ve Mehmet Okur basketbolu bıraktıgında bi 20 yıl sizin seviyenize gelebilecek bir Turk oyuncu olabileceğini sanmıyorum.


    Gurovic Out ! Rakocevic ve Jankunas In !


    Sezon basında belkide en cok merak edilen 2 oyuncudan biri idi Gurovic. Giricek sakatlıklarla butun sezonu gecirirken Gurovic once cezalar ardından da sakatlıklardan sonra o da ligimizde pek bir varlık gosteremeden sezonu bitirdi. Duyduk ki Kızılyıldız'a geri donuyormus hatta 10-15 dk da olsa Kızılyıldız da genclerle oynamak istediğini belirtmiş Eee bana da bu yaşta 1 milyon kusur para verseler bir sonra ki sezon vefa gostereceğim takıma giderim. Bazı yabancılar Turkiye'ye tatile gelir bazıları ise oynamaya Gurovic bu yasta guzel bir tatil gecirdi diyebiliriz birde ustune o kadar para alarak. Bu sezon ligde toplam oynadıgı mac sayısı 15 cift haneli sayı urettiği mac sayısı 5.

    http://www.sportando.net/eng/europa/esteri/2751/gurovic_wants_to_play_again_for_red_star.html





    Rakocevic icin yapılan acıklamalarda onumuzde ki sezon 3 takımdan birinde forma giyeceği soyleniyor. Siena-Efes veya Tau. Charles Smith cok iyi bir savunmacı olabilir ama hucumda cok bireysel bir oyuncu oldugu icin bir turlu takım oyunu icerisine monte edilemedi. Rakocevic, Aynı Charles Smith ve Gurovic tarzı bir skorer o da cok şut endeksli bir oyuncu ama diger oyunculara gore bir artısı takıma baglı oynar cıkıp dışarı top alıp kendi sutunu yaratmaya calısmaz takım ona her zaman sut yaratır. Rakocevic Efes'e gelirse ki ihtimali yuksel Italya'da o kadar para verilmiyor Euroleague icin onemli bir hamle olacaktır.





    Efes Pilsen 'in pota altı hamlesi ise gercekten muthis. Yası Draft için çoktan geçsede bircok NBA Scoutlarının takip ettiği Jankunas Efes Pilsen ile anlaşmış. Hayırlı olsun. Efes Pilsen icin gercekten cıtayı yukseltecek bir tercih. Bir 4 numarada olabilecek butun yetenekler Jankunas da var. Artık genc Avruplılar Nba de tutunamaycagı cok iyi bildiğinden Avrupa'nın onde gelen kluplerini tercih etmeleri de artık Nba sevdalı oyuncuların sayısının azaldıgının gostergesi olsa gerek. Bir de gelecek sene en az 2 Avrupalı oyuncu kuralı dusunuldugunde de lig icinde onemli verim alınaacaktır.

    Basketbol da Yine Yeni Yeniden ||Dış Rotasyon Ismi Gecenler ; Mustafa Abi - Murat Kaya - Ersin Gorkem

    Bu sezon ki istikrarsız sezondan sonra acıkcası cok fazla şevkim kalmamıştı, bir de yogunluk da eklenince blog ve ajansspor da ki yazıları yavas yavas aksatmaya en sonunda da ne yazık ki bir sure sonra bu yazı işleri ile ilgilenememeye baslamıstım.

    Yine herşey silbaştan baslıyor. Ama bu sefer tek fark aynı kocla devam ediyoruz. Dış rotasyonda elimizde Haluk Yıldırım ve Omer Unver var. Omer zaten fazla sure almıyordu Haluk Yıldırım da yası itibarile artık surelerinde daha bir azalma olacaktır. Gectigimiz yıldan Muratcan Guler ile de devam edilmeme taraftarıyım. Aldıgı maas ile dogru orantılı olarak bir turlu belirli bir istikrar yakalayamadı sut istikrarı ise hala aynı telekom da gecirdiği yıl oyununu geliştirmek yerine daha da geriye atmış. Dış rotasyonumuzda bizle ismi gecen oyunculara bakacak olursak;




    1) Mustafa Abi


    Gectiğimiz sezonu sakatlıklar ile bogusarak geciren Mustafa Abi eskiden oldugu gibi yine Besiktas da kendini bulabilir. Muratcan Guler den cok daha tecrubeli ve cok daha iyi savunmacı olan Mustafa Abi'nin ceza sutları da yine Muratcan Guler'e gore cok daha iyi duzeyde.

    Edit: Muratcan Guler ile yeniden anlasıldıgı icin artık Mustafa Abi defteri de kapanmıs durumda.














    2) Ersin Gorkem



    Ersin de Turkiye standartlarında onemli bir skorer. Savunmada ne kadar aksasa da hucumda yeterli seviyede performans sergileyebiliyor. Sanırım bircok takımın transfer listesinde zor bir transfer gibi gozukmekte ama hangi takım alırsa da o takım adına onemli bir hamle olacaktır.













    3) Murat Kaya



    Aşağıda ki post da belirttiğim gibi yerli piyasasında onemli isimlerinden biri. "Murat Didin doneminde cok almaya calıstık ama Galatasaray ile 3 yıllık sozleşme imzalamıstı. Sozlesmesi bu sezon sonu bitiyor. 3 yıl once almayı basaramamıstık umarım yeni sezonda takıma kazandırırız." Cok begendiğim bir oyuncu ve her sene oyununa bir kademe yukselten bir oyuncu.