Fakat ikinci yarıda özellikle kupa maçlarında sıkça yaptığımız “Cevher – A.J” ve “Cevher – İgnerski” kaynaklı iki oyuncununda hızını kullanıp tepeden devrilerek bulduğumuz sayılar, hem rakibin savunmasını bozdu hem de ilk yarıdaki yavaş oyundan dolayı gelen ekstra yardımları kesti.
İlk yarıda kullanılmayan Mustafa Abi’nin rakip garda uyguladığı baskı Bekir’in Smith’in birebirlerini durdurması, A.J yakın atışları kaçırmasına rağmen arka arkaya yaptığı 3 blokla rakip kısaları tedirgin edip drive etmekten vazgeçirmesi. Özellikle hücum ribauntlarının sürekli kovalanması ibreyi 3. çeyreğin ortasından sonra bize döndürdü. Savunma kaynaklı geri dönüşün verdiği özgüvenle açık alan oyununu da oynamaya başlayınca rakibin gardı düştü. İkinci yarıdaki savunma performansının istatistik açıdan özetlemek gerekirse ilk yarı 48 sayı atan rakibe 16: 32 saniyede 15 sayıya izin verdik. Şimdi burda görünen o ki oyuncular sadece durumun zorlaştığı anlarda savunmaya önem veriyor. Oysa ligde en az 30 dakika Avrupa’da ise maç boyu böyle oynamak zorundalar. Euro Cup’ta böyle iniş çıkışların telefisi çok çok zor olur.
Artı Chatman’ın fiziken tam iyi durumda olmaması Bekir – Cevher – Cüneyt ‘İn de sakatlıkları göz önüne alındığında şu anda savunmaya her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Açık alan oyununuda ancak bu şekilde sahaya yansıtabiliriz.
Çünkü şu aşamada set oyununda A.J ve Fedor’u kullanmakta sıkıntı yaşıyoruz. Bunun nedenlerinden biri Chatman’ın fizik olarak hazır olmadığını bilen rakip koçlar ona takımındaki en sert oyuncuyu vererek sinirlendirip dengesini bozmaya çalışıyor. İkincisi ise Mustafa – Cüneyt ve Serhat’ın bu handikapı kapayacak skor desteği verememesi. Bu üçlünün özellikle Mustafa ve Serhat’ın deliciği doğrultusunda bu sıkıntı aşılacaktır ki ikinci yarıda bunu kısmen yapınca rakip savunmanın dengesi bozuldu. Dolayısıyla kısaların deliciği uzunların performansını direkt etkileyecektir.
Son olarak bu maçta Aliağa mağlubiyetinin verdiği hasarı gördük. geçen hafta Fenerbahçe’ye karşı mağlubiyeti kabullenip maça çıkan rakip, Aliağa yenilgimizin ardından “Ben bu maçı alırım” hırsıyla çıktı. Oysa çift haneli farklarla kazanılacak bir Aliağa maçından sonra rakibin maça bakışı da değişecekti. Bu yüzden gelecek haftaki Oyak maçı daha önemli ve bu tür rakiplere karşı hiç vites düşürmeden oynamak gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder