rss
twitter

    8 Kasım 2009 Pazar

    Trabzonspor-Beşiktaş / Denizli'ye rağmen...


    Bir takım kendi teknik direktörüne rağmen maç kazanır mı? Evet dün akşam kazandı.Hemde teknik direktörü takımı maçı kazanmasın diye elinden gelen herşeyi yapmasına rağmen. Gerek maça çıkardığı kadro, gerekse maçtan sonraki açıklamalarıyla vizyonunu belli etti. Haftalardır Mustafa Denizli'nin Beşiktaş'ı Anadolu takımı gibi oynattığını yazmıştım. Dün akşamki futbolu gördükden sonra Anadolu takımlarına haksızlık etmişim. Anadolu takımları bile hiçbir zaman bu kadar korkak ve basiretsizce top oynamadı.

    Aslında maçın bizim açımızdan konuşulacak hiçbir yanı yok. Maç tamamen Trabzonspor ve kaleci Hakan Arıkan arasında geçti. Beşiktaş'ın takım savunmasının iyi olduğunu bu yönde bir sıkıntımız olmadığı genel kanıydı. Ama Mustafa Denizli her zamanki gibi yine bir dahilik (!) yaparak en iyi yaptığımız organizasyonu yani takım savunmasını çökertti. Top rakipteyken 5'li defans, dün gece bizde hiç olmamasına rağmen top bizdeyken 3'lü defans kurgusu ile Trabzonspor'a adeta davetiye çıkardı. Beşiktaş'ın en sağlam bölgesi olan defansının ortasını Ferrari ve Sivok'u da etkisiz hale getirdi. Sezon başından beri 11 haftada verdiğimiz pozisyonu tek maçta Trabzonspor'a verdik. Ama dün gece öyle bir Hakan vardı ki, hayatının kariyer maçını oynadı dersek herhalde yanlış olmaz. Resmen tek başına 3 puanı aldı. Dün akşam Denizli'nin şans melekleri yine omuzlarındaydı. Maç 90 dakika Trabzon'un hakimiyetinde geçti. İlk 45 dakika Beşiktaş, bırakın ceza sahasına girmeyi, orta sahayı geçemedi. İnanılacak gibi değil Beşiktaş'ın şutu yoktu.

    İkinci yarıya yine dahiyane değişikliklerle başladık. İbrahim Kaş sağ bek, Yusuf Şimşek'de 1 senedir neredeyse ilk defa gerçek yerinde forvet arkasında oynadı. Biraz kıpırdanma oldu. İlk yaptığımız rakip alandaki baskı ile kaptığımız top gol oldu. Sonrası ise yine aynı değişen birşey olmadı. Trabzonspor Beşiktaş'ın gelemediğini görünce alabildiğince risk alıp iyice yüklendi ve çok net pozisyonlar yakaladı. Dönen topların hepsini Trabzonspor aldı. Sezonun en iyi futbolunu oynadılar. Beşiktaş ise sezonun değil belkide son yılların en kötü ve en korkak futbolunu oynadı. Son haftalarda olduğu gibi yine kötü oynayarak maç kazandık. Ama bu kazandığımız maçlar gelecek adına bizi camia ve oynadığımız futbol açısından biraz daha geriye götürüyor. Koskoca takım Mustafa Denizli'nin oyuncağı olmuş. Playstation oynarken yapmayacağımız değişiklikleri Mustafa Denizli Beşiktaş'ın üstünde deniyor. Bundan daha acısıda başkan yada hiçbir yönetici birşey diyemiyor.

    Haftaya milli takımımızın oynamayacağı playoffun arası var. Sonrasında ise İnönü'de Fenerbahçe maçı. Dünkü kadroyu ve maçı gördükden sonra Fenerbahçe maçına Denizli hangi takım ve kadroyla çıkarsa çıksın bizim için şaşırtıcı olmaz. Tek dileğim kalede Hakan'nın olması. Trabzonspor maçında oynadığı futboldan dolayı değil, kalede Rüştü'nün olmaması gerektiğinden dolayı bu düşüncedeyim. Her pozisyona el kaldıran, özellikle Fenerbahçe maçlarında kolay gol yeme hastalığına bulaşan Rüştü'nün oynamaması gerektiğini düşünüyorum.

    İbrahim Toraman hafta içinde kendi internet sitesinde Wolsburg maçını tribünde izlediğini ve Beşiktaş taraftarının 2-0 'dan sonraki protestosu karşısında gözlerine inanamadığını açıklamıştı. Taraftar olarak bizde Trabzonspor maçını izlediğimizde onun Wolsburg maçında yaşadığı şokun kat ve kat daha fazlasını yaşadık. Acaba dünkü maçı Ümraniye'de takım arkdaşlarıyla beraber tekrar izlediklerinde hissettiklerini haftaiçi kendi internet sitesinden deklare edebilir mi?

    1 yorum:

    asist time dedi ki...

    Fenerbahce macında da aynı defansif anlayışı ile cıkacagımızı dusunuyorum. Cunku ne olursa olsun olası yenilgi de yonetimin ve teknik heyetin artık hiçbir kozu olmayacak.