Habertürk gazetesinde "Berber Muhabbeti" adıyla röportajlar yapan ünlü erkek berberi Şükrü Dudu geçtiğimiz ay Türk Basketbolu'nun efsanevi isimlerinden Haluk Yıldırım ile bir söyleşi gerçekleştirmişti. 10 Nisan 2010 tarihinde gerçekleştirilen bu röportajı tekrar hatırlayarak kansere meydan okuyan bu yürekli adamın hikayesini bir kez daha hatırlayalım istedim."O müthiş bir sporcu, tam 38 yaşında ve hâlâ basket sahasında sayı üstüne sayı atıyor. Üstelik de spor kariyerine bir kanser hastalığını atlatmayı da sığdırdı. Tam beş yıl önce acı haberi aldığında sporu bırakmak zorunda kaldı ama yılmadı ve sahaya geri döndü. Bu hafta berber muhabbetinde Haluk Yıldırım’ın mucize hikâyesini okuyacaksınız."
Bizde genelde spora futbolla adım atılır. Siz basketbola ne zaman başladınız ?Aslında bir mahalle takımımız vardı, orada kalecilik yapıyordum. Basket aşkı o dönem yayınlanan Beyaz Gölge dizisiyle filizlendi. Sonra okulun basket takımına katıldım. Adana Anadolu Lisesi’nde ortaokullar arasında Türkiye şampiyonu olduk. Altyapıda Güney Sanayi’de oynuyordum. Sonra yıldız milli takımı seçmeleri için Ankara’ya gittim.
Sizi kim keşfetti ?Beni arkadaşım Cüneyt Gizer keşfetti sayılır aslında. Cüneyt bir gün “Basket seçmeleri var, katıl” dedi, katıldım. İlk antrenörüm Ziya Palı’ydı sonra Alaattin Hatsa, Mehmet Ali Kıraç gibi isimlerle çalıştım. Hepsinin üstümde büyük emeği vardır. O dönem Adana’daki tamımız çok iyiydi. Sonra milli takıma geçtim. Murat Didin ile çalıştım.
Profesyonel olarak sahaya hangi takımla çıktınız ?İlk transferimi Beslen Makarna’ya yaptım. Bir sene Murat Didin, bir sene Ercüment Sunter ile beraber çalıştım. Sonra Ankara Ted Koleji’ne transfer oldum dört sene de orada oynadım.
İlk transferinizde kaç para almıştınız ?O zamanın parasıyla aylık 500 bin lira alıyordum.
Milli takım forması giydiğiniz ilk maç hangisiydi peki ?14-15 yaşında, Yıldız Milli’de oynuyordum. Türkiye’nin ilk yıldız milli takımı kurulmuştu. O zamanlar çocuksu duygularla, arkadaşlık ve spor için basketbol oynuyorduk. Profesyonelliğe geçince işin rengi değişiyor, işin içine para giriyor.
Yaklaşık 260 kez Milli Takım forması giydiniz doğru mu ? Tam rakamını bilmiyorum ama 250 kereden fazla milli oldum.
Türkiye’de basket neden futbol kadar önemli değil ?Türkiye’de birinci spor futbol. Basketbol bir türlü geçemedi futbolu. Bu durumun medyayla da, basket camisıyla da ilgisi var. Bir de her yerde futbol oynayabiliyorsunuz, mahalle arasında iki taş koyduğunuzda kaleniz oluyor. Baskette böyle bir imkân yok. Ama son zamanlarda basketbola ilgi arttı.
Şu an Beşiktaş’ta oynuyorsunuz. Beşiktaş maceranız nasıl başladı ?Beş sene önce, bir yıl Beşiktaş’ta oynadım. O zaman final maçları genelde Ülker ve Efes Pilsen arasında oynanırdı. Bu geleneği camia takımları arasında ilk biz yıktık. O sene Efes Pilsen’le final oynadık. O dönem Akatlar’daki salonumuz yeni açılmıştı. Hemen her maç dolu oynanıyordu, muhteşem bir atmosfer vardı. Gerçekten çok güzel bir seneydi. Sonra ben Türk Telekom’u tercih ettim. Geçen sene tekrar Beşiktaş’la anlaştım. Anlaşmam bu sene de devam ediyor.
Bu sene kim şampiyon olur sizce ?Final FB- Efes arasında oynanacak gibi gözüküyor. Ama sürpriz bir takım da final oynayabilir tabii.
Basketbolda kriz var mı ?FB, GS gibi takımların dışındakiler genel olarak maddi problemler yaşıyor. Parasını alamayan oyuncular oluyor.
Yabancı sporculardan parasını alamayanlar oluyor mu ?O kontratla alakalı bir durum. Yabancı oyuncuya bir ay parasını ödemezseniz başka klübe gider ama bizim öyle bir şansımız yok
Siz neden kontratı ona göre yapmıyorsunuz ?Bizim kontratlarımız farklı. Paranı alamazsan federasyona gidersin. Dava açılır, mahkeme sonucunda bir şekilde paranı alırsın. Parasını alamayan bir oyuncunun sahada yüzde yüz performans sergileyebileceğini, kendini o an spora verebileceğini düşünmüyorum. Kafa olarak rahat olamaz çünkü. Burada federasyona da büyük iş düşüyor. Bütçeleri kontrol altına alıp kontratların garantisini verirse bu işler daha kolay çözülür.
Yurtdışında oynayan birçok basketçimiz var. Yeni nesilden bizi yurtdışında temsil edecek isimler kimler ?Gurur duyuyoruz onlarla. Mehmet Okur, Hidayet, Ersan İlyasova’dan bahsetmemize gerek yok. Ömer Aşık mutlaka NBA’de şansını deneyecektir, çok da başarılı olur. Semih Erden, Oğuz Savaş, Cenk Akyol, Barış Hersek çok iyi isimler.
Peki siz kaç yıl daha basket oynamayı düşünüyorsunuz ?Sakatlık, sağlık sorunu yaşamazsam 2 sene daha oynarım.
Sonra hocalık yapmayı düşünüyor musunuz ?Henüz tam karar vermedim ama ya antrenörlük ya menajerlik yapmayı düşünüyorum. Sonuçta 25 senedir bu camianın içerisindeyim.
Dünyadaki en iyi basketbolcu kim sizce ?Michael Jordan. Ama basketbolu bıraktı.
Basketbol taraftarı çoğaldı mı ?Hayır. Aksine, taraftar sayısı konusunda gerilediğimizi düşünüyorum. Özellikle İstanbul’da maça gelenlerin sayısı çok az. Ulaşımın zorluğu da etken tabii. Bizim salon şehrin merkezinde ama bazen 100-200 kişiye oynadığımız oluyor. Oysa Anadolu’ya gittiğinizde salonların çoğu dolu oluyor. Bandırma’da, Mersin’de, İzmir’de taraftar sayısı çok iyi.
Önünüzde zorlu deplasmanlar var mı ?Beş hafta kaldı. Nisanın 24’ünde sezon bitiyor. Her şey playoff’ta belli olacak, en iyi form tutturan ekip şampiyon olur. Eşimin idmanı biterken benimki başlardı
Eşiniz de sporcu mu?Evet. İsmi Seren Yıldırım, eski basketbolcu. Kolejde oynuyordu.
Nerede tanıştınız ?Okulda tanıştık. Onların idmanı biterken bizim idmanımız başlardı. Arkadaş olduk. Zamanla arkadaşlığımız ilerledi, evlendik. Fakat o bıraktı sporu.
Onun da boyu uzun mu?Türkiye standartlarına göre uzun, 1.78 – 1.80 cm boyunda.
Sizin boyunuz kaç cm?2 metre. Çocukların da boyu uzun.
Onların da basketbolcu olmasını ister misiniz ?İsterim tabii. Fakat asla baskı yapmam. Oğlumun ismi Rüzgar, kızımınki Alize, henüz bir yaşında.
Bir hastalık geçirdiniz değil mi ?Beş sene önce kansere yakalandım.
Hastalık sürecini anlatabilir misiniz biraz ?Boynumda bir beze olduğunu hissettim, ateşim de vardı. Doktora gittim, bezenin alınıp biyopsiye yollanması gerektiğini söyledi. Hodgkin lenfoma diye bir lenf kanserine yakalandığımı öğrendim.
Kanser olduğunuzu kim söyledi?Doktorum Burhan Ferhanoğlu. Sağolsun benimle çok ilgilendi.
Hastalığı nasıl yendiniz?Hasta olduğumu öğrenince “Neden ben” diye düşündüm. Oğlum o zaman iki yaşındaydı. Doktorum tedavi edilebileceğini ama altı ay süreceğini, bu süreçte sporu bırakmam gerektiğini söyledi. Radyoterapi ve kemoterapi gördüm. Sıkıntılı günler yaşadım.
Ailenizde kanser hastası var mı ?Yok ama bu hastalığa yakalanan çok kişi var. Hodgkin lenfoma tedavisi olan bir kanser türü. Bunu öğrendikten sonra, hedefim kanseri yenmek oldu. İyileşeceğime inandım. Basketbol camiası da çok destek verdi. Ailem ve eşimin uğraşları apayrı ve çok değerli. Bu hastalık önemli bir tecrübe oldu benim için.
Neden tedavi olmak için yurtdışına gitmediniz ?Tedavi için dünyanın her yerinde aynı prosedür uygulanıyor. Evimde daha rahat olacağımı düşündüm.
Milli Takım’ın antrenörü Tanjeviç hasta.Evet. Çok geçmiş olsun. Umarım en kısa sürede sağlığına kavuşur. Onun da inatçı bir kişiliği var. Eminim hastalığı yenecektir.
Kanser gibi bir hastalığa yakalanıp iyileştikten sonra spor kariyerinizi bu kadar ilerletmeniz gerçekten çok önemli bir başarı.
Örnek olmak istiyorum. Yıldız takımında oynayan bir kız var. O da aynı hastalığa yakalanmış. Hastalığı yenmiş birinin teşvik edeci olacağını düşünüyorum. İnsanlar kendilerini bırakmasın, pes etmesin.
Tam da yıldız olduğunuz dönemde hastalandınız, takımdan nasıl ayrıldınız ?Ülker’deydim. Anlaşmayı feshettiklerini söylediler. Durumu noterden öğrendim. Böyle bir durumdaki oyuncunun anlaşmasını ben de feshederdim. Ama üslubu beğenmedim. En azından kulüpten biri telefon açıp söyleyebilirdi. Şikâyetimi kulüp başkanıyla paylaştım. Ülkemizde spor ahlakı tam olarak oturmadığı için nasıl davranacaklarını bilememiş olabilirler.
Hani şöyle bir olay vardır: İnsanlar hastalanınca işe gidemezler ama paralarını almaya devam ederler. Öyle bir durum yok mu sizde ? Para konusu problem olmadı. Sadece kulüp bana haber vermeden iki senelik anlaşmamı fes etti. Beni sadece bu durumu noterden öğrenmek üzdü.
Serdar Gürel / Pota6
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder