rss
twitter

    31 Ocak 2011 Pazartesi

    Nba Power Rankings || Nba'de 13. Hafta


    1. San Antonio Spurs || 40\7: San Antonio Spurs bu haftayı 3-0’la kapatarak All Star hafta sonuna doğru inanılmaz bir galibiyet yüzdesine sahibi oldu. Artık yavaş yavaş yeni bir galibiyet rekoru kırabileceklerine ciddi olarak inanmaya başladım.

    2. Boston Celtics || 36\11: Boston Celtics, bu haftayı da geçen hafta olduğu gibi 3-1 ile geçti. Perkins’in dönmesinin yanında Shaq’ın da kısa süre içerisinde takıma yeniden katılması,uzun zaman sonra takımın hemen hemen tam kadro oynamasını sağladı. Her ne kadar şu an için pek eksikliği fark edilmese de tek eksik Jermain O’neal kaldı.

    3. Miami Heat || 33\14: Miami Heat bu haftayı 2-1 ile geçti. Bu haftaya gelene kadar son iki haftayı 2-4 ile geçen Miami, bu süreçte sakatlıklardan çok sıkıntı çekti. Önce LeBron James ardından da Chris Bosh’un sakatlığı takımın aksamasına sebep oldu. Bu arada önümüzdeki hafta Miami’yi bayağı zorlu bir fikstür bekliyor olacak.

    4. Chicago Bulls || 33\14: Chicago Bulls, Doğu’da son 2 haftalık sürecin en formda takımı konumunda. Noah’ın sakatlığına rağmen bu haftayı da 3-0 ile geçtiler. Özellikle Orlando maçında çok iyi performans sergilemeleri rakipleri açısından güzel bir mesaj maçı oldu.

    5. Los Angeles Lakers || 33\16: Geçen hafta Los Angeles Lakers için, çok zorlu bir fikstür onları beklediklerini ifade etmiştim. Son dönemde istikrarsız bir görüntü çizen Lakers bu zorlu haftayı 1-3 ile tek galibiyet ile kapattı. Aslında son 2 sezonu şampiyonluk ile kapattıkları için her zaman söylüyorum ama takımda rehavet olması çok doğal.


    6. Dallas Mavericks || 31\15: Dirk Nowitzki’nin takıma katılmasıyla bu haftayı 3-0 ile kayıpsız geçen Dallas Mavericks bakalım sezon başındaki formunu yeniden yakalayabilecek mi ? Dallas bu haftaya kadar son 9 maçta 7 yenilgi almıştı.

    7. Orlando Magic || 31\17: Orlando Magic’de takaslar sonrası yakalanan hava, yavaş yavaş kaybolmuşa benziyor. Bu haftayı da 2-2 ile geçen Orlando, özellikle Chicago maçında Jameer’in sakatlanmasından sonra Arenas’ın oyunu kafalarda çok büyük soru işaretleri bıraktı. Ek olarak pota altında da Howard ve Bass ile de nereye kadar gideceklerini de merakla bekliyorum. Eğer hedefler yüksekse, kesinlikle bir uzun şart.

    8. New Orleans Hornets || 31\18: Nba’in son zamanlarda en iyi savunmasını yapan New Orleans Hornets bu haftayı 2-2 ile geçti. Ve 8 maçlık galibiyet serisi de bu hafta son bulmuş oldu.

    8. Oklahoma City Thunder || 30\17: Oklahoma City Thunder performansını aynı çizgide devam ettiriyor. Bu haftayı 2-2 ile kapattılar.Hafta içerisinde en göze batan anektod ise Russell Westbrook’un triple double performansı idi.

    10. Atlanta Hawks || 30\18: Atlanta Hawks bu haftayı 1-2 ile tek galibiyetle kapattı. Atlanta çok farklı bir takım bir bakmışsınız 41 sayı fark yemiş bir bakmışsınız Orlando’yu yenmiş. All Star arasından sonraki performansını en çok merak ettiğim takımların başında geliyorlar.

    Spor Toto Türkiye Kupası || Eşleşmeler Belli Oldu



    Sezon başındaki elemelerin ardından çeyrek finale kalan Beşiktaş CT, Efes Pilsen, F.Bahçe Ulker, Galatasaray CC, Banvit, MP Trabzon, Olin Edirne ve Aliağa Petkim'in mücadele edeceği çeyrek final kuraları bugün çekildi.

    Kayseri de 9-13 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek Türkiye Kupası eşleşmeleri şu şekilde oluştu;

    9 Şubat 2011 Çarşamba @ Beşiktaş CT - Efes Pilsen || MP Trabzon - Aliağa Petkim

    10 Şubat 2011 Perşembe @ Fenerbahçe Ulker - Banvit || Galatasaray CC - Olin Edirne

    Yarı final eşleşmeleri ise; Beşiktaş CT - Efes Pilsen galibi MP Trabzon - Aliağa Petkim galibi ile eşleşirken Fenerbahçe Ulker - Banvit galibi de Galatasaray CC - Olin Edirne galibi ile eşleşti.

    30 Ocak 2011 Pazar

    Eurobasket 2011 || Gruplar Belli Oldu



    Şaka gibi bir kura heyecanı yaşadık. Bizim açımızdan herhalde bundan daha zorlu bir kura olamazdı. Gruplar o kadar dengesiz ki; Italya hariç torbaların en iyi takımları A grubunda, C grubu desen iyki de ilk torbadan Sırbistan'ı çekmemiş. D grubu zaten trajikomik, neredeyse torbaların en kötü takımları aynı gruba düştü. Kura öncesi, olası 3 torbadan hangi takımların gelmesini istemezsiniz diye sorulduğunda büyük bir çoğunluk grubumuzdaki 3 takımı söylerdi. Gruptaki Ingiltere hariç diğer takımları çok iyi tanıyoruz. Ingiltere'de büyük bir soru işareti çünkü Litvanya'ya gelecekleri kadro belirsizliğini koruyor. Elemelerden gelecek 2. takımın ise aklı varsa hiç gelmesin. Rezil olacağına elemeleri geçemedim der bari.

    Hedef Maçlar || Banvit:82 Beşiktaş CT:68


    Ergin Ataman'ın gelmesinden sonra yeni bir yapılanmaya giden Beşiktaş CT için Banvit karşılaşması hedef belirleyici ilk maçtı. Beşiktaş CT'da Allen Iverson ve Cüneyt Erden'in yanı sıra bu hafta parkelere dönmesi beklenen Fedor Likholitov ve yeni transfer Serkan Erdoğan'da takımdaki yerini alamadılar. Banvit maç boyunca Chatman'ı çok iyi durdurup ve hücumda da pas kanallarını çok iyi kapatınca, maçın tamamında üstün olan taraftı. Her ne kadar Beşiktaş CT dar rotasyonla mücadele etse de Banvit hem savunmada çok iyi hazırlanması hem de hücumda ki harika performansı ile salondan 82-68 galip ayrılan taraf oldu.

    Maçın başında pota altında Charles Davis, dışardan da Mutlu Akpınar'ın etkili oyunu ile skorda öne fırlayan Banvit bu iki oyuncudan ilk çeyrekte toplam 14 sayı buldu. Efes Pilsen maçından bu yana performansını her geçen gün arttıran Cevher Özer'de bu maçta kaldığı yerden devam etti. Ilk çeyrekte 9 sayı 2 ribaund ile oynayan Cevher Özer, Beşiktaş'ın skorda en etkili ismiydi. Skor ilk çeyrek boyunca başa baş geçerken Charles Davis ve Izzet'in üst üste sayıları ile ilk çeyreği Banvit 21-18 önde kapadı.

    Ikinci çeyreğin başlamasıyla da Banvit'in inanılmaz hücum performansı başladı. Seyircinin de desteği ile çok ciddi bir hava yakalayan Banvit, çeyrek boyunca neredeyse ne attıysa girdi. Maç sırasında not almamışım ama Banvit yanılmıyorsam ikinci çeyrekte sadece 3 veya 4 şut kaçırdı. Ikinci çeyreğin ilk 2.50 dakikası 25-23 ile geçilirken 2 dakika içerisinde skor 34-23'e geldi. Özellikle dışardan Barış Ermiş ve Mutlu Akpınar ile etkili olan Banvit'e karşı Beşiktaş CT'da skor olarak ayakta kalan tek isim Cevher Özer idi. Periyodun bitmesine son 03.30 kala skoru 40-31'e getirip farkı yeniden tek hanelere getiren Beşiktaş CT'ya cevap yine Barış Ermiş'den geldi. Bir anda skor 47-31'e gelip oyununun momentumu tamamıyla Banvit'in eline geçti. Bu süreçte Barış Ermiş 3/3 üç sayı isabeti ile 12 sayı 6 ribaund istatistikleri ile oynarken Banvit takım olarak 7/8 üç sayı isabeti ile oynadı. Maçın sonunda gelen teknik faul ile periyot 47-33 Banvit lehine sonuçlandı. Ilk yarı itibariyle Banvit'in 7/8 üç sayı isabetine karşılık Beşiktaş CT 2/11 üç sayı isabet oranı ile oynarken, Banvit'in ilk yarıda toplam 11 asistine karşılık ise Beşiktaş CT sadece 2 asist ile ilk yarıyı tamamladı.

    Yeni Görüntüsü ile Beşiktaş CT 2011 yazısında da belirttiğim gibi atlet bir kısa oyuncunun takımda olmayışı, hem hücumda rakibin savunmasının düzenini bozmada hemde dış savunmada direnç göstermede eksiklik hissedilmesini sağlıyor. Atlet veya penetre eden dış oyuncunun önemini Fenerbahçe Ulker - Pamesa Valencia maçında çok iyi şekilde gördük. Hem Ömer Onan hem de Emir Preldzic, belki de Avrupa'nın en sert savunma yapan takımlarından birine karşı birçok kez içeriye penetre ederek rakip savunmalarının düzenini bozmayı başardılar.

    Maçın ikinci yarısına geçecek olursak, üçüncü çeyreğin başında Mustafa Abi'nin 2 asist ile Ogilvy'den gelen 4 sayı ile skorda iyi bir başlangıç yapan Beşiktaş CT'ya karşı Banvit de ise Mutlu Akpınar üçüncü çeyreğe damgasını vurdu. Beşiktaş CT tam bir hava yakalayıp farkı indirmeye başladığında Mutlu Akpınar'ın üçlüğü geldi. Uçüncü çeyreğin 5. dakikasında Ignerski'nin üçlüğü ile (O ana kadar 1/6 ile oynuyordu) Skor 54-43'e geldi. Ancak maç boyunca oyunun momentumunu elinde buluduran Banvit dışardan etkili oyununa devam etti ve son çeyreğe 70-51 önde girdi. Son çeyrek öncesi Mutlu Akpınar 5/6 üç sayı isabeti ile 17 sayı üretirken Beşiktaş CT ise takım halinde 3/16üç sayı isabeti buldu.

    Son çeyrekte ise Beşiktaş CT'dan gelen 7-0'lık seri ile skor 72-58'e geldiğinde yine başrolde Mutlu Akpınar vardı ve Mutlu'nun üç sayı isabeti ile bu seri de tamamlanmış oldu. Maçın geri kalan sürecinde ise karşılıklı basketlerle geçildi ve salondan Banvit 82-68'lik skorla galip ayrıldı.

    Banvit ile ligin ilk yarısında Akatlar Cola Turka Arena'da yaptığımız maçı da kaybettiğimiz için, olası playoff eşleşmesinde 1-0 yenik durumda başlayacağız. Takımda bu kadar çok eksik varken, bu maç ile ilgili sağlıklı bir değerlendirme yapmak çok zor olur. Umarım sakatlıkları bulunan oyuncular en erken dönemde takıma katılırlar. Ergin Ataman'a güvenim her zaman sonsuz olduğu için Türkiye Kupasından çok umutluyum. Güzel bir kura ile kısa yoldan beklenmedik bir zafer yaşanmaması için hiçbir neden yok.

    Son olarak eski koçumuz Burak Bıyıktay, Aliağa Petkim ile anlaşmış. Hayırlı olsun. Yolu açık olması ile dileğiyle ..

    28 Ocak 2011 Cuma

    Ömer Onan || Türk Basketbol Tarihinin En Iyi Kişisel Performanslarından Biri



    Ömer Onan dünkü maçı 22 sayı (6/7 2FG 3/4 3FG 1/4 FT) 2 asist 3 top çalma istatistikleri ile tamamlayarak, muhteşem zaferin baş mimarlarından biri oldu. Fenerbahçe Ülker maç içerisinde toplam 17 top kaybı yapıp, bunun yanında bide 18 hücum ribaundı vermesine rağmen maçı kazanmasındaki en büyük etken oyunda sertliğe karşı gösterdikleri dirençti. Çünkü Valencia çok sert bir takım ve Fenerbahçe Ülker oyunun her anında bu sertliğe yanıt verdi. Ne zaman oyunun momentumu Valencia'ya geçecek gibi olduysa hep başrolde Ömer Onan vardı.

    Diğer bir taraftan ise ne zaman oyunun momentumu Fenerbahçe Ulker'e geçecek olsa baş rollerde hakemler vardı. Zaten maç genelinde hakemler çok kötüydü. Çalınmayan stepsler bir kenara yanlış düdükler oyunun momentumunun Fenerbahce Ulker'e geçmesini engelledi. Ve son saniyede Emir Preldzic'in yaptığı o iki muhteşem blok maçı Fenerbahçe Ulker'e getirdi. Ama dünkü maçta her ne kadar Emir Preldzic'in blokları diğer kişisel performansların önüne geçmiş gibi gözüksede, Ömer Onan dünkü performansı ile Türk Basketbol tarihinin en iyi kişisel performanslarından birini sergiledi. Hem kazanma hırsı, hem savunmadaki o alışılagelmiş yüksek direnci ve en önemlisi hücumda ki verimliliği tek kelime ile muazzamdı. Mücadeleci yanını ve enerjisini parke üzerinde her zaman pozitif yansıtan Ömer Onan için en güzel benzetmede hiç kuşkusuz geçen hafta Olympiakos maçını sunan Murat Kosova'nın yaptığı "Cesur yürek" benzetmesiydi.

    El-Amazing || Khalid El-Amin Buzzer Beater



    Eski dost Khalid El-Amin, Euroleague Top 16 da Caja Laboral'a yaklaşık 8 metreden attığı bu muhteşem buzzer beater ile bizlerin eski günleri yad etmesini sağladı.

    Semih Erden Tarihin En Iyi Son Sıra Seçimi Olur Mu Dersiniz


    Celticshub okuyucularına, Semih Erden için çok güzel bir değerlendirme yazısı paylaşmış. Her ne kadar Perkins'in dönmesi ile süreleri daha da azalması muhtemel olsada; daha önce de bahsettiğim gibi (Semih Erden Mix || Boston Celtics'in Altın Çocuğu Semih Erden) Semih Erden artık kendini Nba'ye kabul ettirdi diyebiliriz. Bu arada All Star hafta sonunda büyük bir aksilik olmazsa çaylaklar maçında kadroda olacağını düşünüyorum. Çünkü şu an için en iyi çaylaklar arasında 9.sıraya kadar yükseldi.

    26 Ocak 2011 Çarşamba

    Beşiktaş CT'da Serkan Erdoğan Ilk Idmanına Çıktı


    Öncelikle her iki taraf için de hayırlı olsun. Zorlu Banvit deplasmanı öncesi önce Likholitov'un dönecek olması şimdi de Serkan Erdoğan'ın da idmanlara başlaması sevindirici gelişmeler. Banvit maçı Beşiktaş CT açısından hedeflerinin belirlenmesinde ilk ölçü maç olacaktır. Çünkü Beşiktaş CT eğer Banvit'i deplasmanda yenip, sıralamada aşağı bir adım daha yaklaştırabilirse ilerisi için playofflara çok daha iyi yerden girme şansını elde edebilir. Beşiktaş CT, Serkan Erdoğan'ın gelmesi ile çok geniş bir rotasyona sahip oldu. Ilk günden bu yana Ergin Ataman'a güvenimin her zaman sonsuz olduğunu ve bana göre bu topraklarda yetişmiş en iyi basketbol antrenörü olduğunu her seferinde ifade ederim. Bu geniş tecrübeli rotasyonlada başarılı olacağına inanıyorum.

    25 Ocak 2011 Salı

    Nba Power Rankings || Nba'de 12.Hafta




    1. San Antonio Spurs || 37\7: San Antoni Spurs, bu haftayı da 2-1 ile geçti. Bana göre takımda eski başarılarının yakalandığı senelerden daha iyi bir organizasyon var gibi. Geçmiş yıllara nazaran hem daha tecrübeli hem de daha geniş rotasyona sahipler.

    2. Boston Celtics || 33\10: Boston Celtics için, geçen haftaki değerlendirmemizde tam sakatlıklardan kurtuldu artık bir vites daha arttırmasını bekliyorum derken şimdi de Shaq’ın sakatlanması moralleri bozdu. Bu haftayı 3-1 ile geçen Boston’da bizim için sevindirici konu ise Semih Erden’in Shaq’ın yeniden ilk beşte kendine yer bulup çok iyi performanslar sergilemesi.

    3. Los Angeles Lakers || 32\13: Lakers bu hafta ile beraber önlerinde çok önemli bir fikstur bulunuyor. Bu haftayı 2-1 ile geçen Lakers önümüzde ki 2 haftayı ne kadar az kayıpla geçerse o kadar özgüvenleri arttıcağını düşünüyorum.

    4. Miami Heat || 31\13: LeBron James’in olmadığı dönemde üst üste yenilgiler alan Miami’de şimdi de Chris Bosh’un sakatlığı biraz olsun düzeni bozmuşa benziyor. Son 10 günlük süreci 2-4 ile geçtiler.

    5. Chicago Bulls || 30\14: Chicago Bulls. özellikle Carlos Boozer’ın dönmesi ile beraber istikrarlı bir görüntü çizmeye başlamıştı. Bu istikrarını da Noah’ın sakatlığı olmasına rağmen devam ediyorlar. Geçen haftalık süreci 3-1 ile gecen Bulls da son zamanlarda Kurt Thomas’ın da verdiği katkı gözlerden kaçmamalı.





    6. Orlando Magic || 29\15: Geçen haftayı 2-2 ile kapatan Orlando, bu haftayı da 2-1 ile geçti. Yenildikleri maç ise deplasmanda Jamerr Nelson’ın ilginç tercihlerinden ötürü Boston Celtics’e karşıydı. Hidayet’in dönmesi ile farklı bir hava yakalayan ve Dwight Howard’ı da daha etkili kulanan Orlando Magic’de ne olursa bir uzun gerekli.

    7. New Orleans Hornets || 29\16: New Orleans Hornets Batı’da en hızlı yükselen takımların başında geliyor. Son zamanlarda inanılmaz savunma yapıyorlar. Chris Paul ve arkadaşları 8 maçlık galibiyet serisi ile yeniden kendilerine yukarıda yer buldular.

    8. Atlanta Hawks || 29\16: Atlanta Hawks beni şaşırtmaya devam ediyor. Bu haftayı da 3-1 ile geçen Atlanta Hawks tek yenilgisini de New Orleans Hornets’a karşı 100-59’lık skorla aldı.

    9. Oklahoma City Thunder || 28\15: Oklahoma da bu haftayı 1-2 ile geçti. Geçen hafta aldıkları Orlando galibiyeti ve Russell Westbrook’un harika performansından sonra bu hafta da güzel oyunlarını devam ettirdiler. Her zaman söylüyorum ama es geçmek istemiyorum; bu sezonun en güzel basketbolunu oynayan klup Oklahoma City Thunder diyebiliriz.

    10. Dallas Mavericks || 28\15: Sakatlıklar dolayısıyla bu haftaya gelene kadar son 9 maçta 7 yenilgi alan Dallas Mavericks, bu haftayı 2-2 ile geçti. Nowitzki dönse de Caron Butler’ın hücum katkısını çok hissediyorlar. Bakalım Butler’ın eksikliği Peja ile doldurmak isteyecekler ama Peja ne kadar katkı orası çok büyük bir soru işareti olsa gerek.

    Fenerbahçe Ülker City'de Son Durum




    Sinan Erdem Spor Salonundan sonra Türkiye'nin en modern salonu olması beklenen Fenerbahçe Ulker City yapım çalışmalarına devam ediliyor. Son paylaşılan fotoğraflarla, başta Fenerbahçe Ulker'li olmak üzere birçok basketbolseveri heyecanlandıran salonun 12.500 kapasiteli olacak olması da farklı bir ambians sağlayacağını gösteriyor. Artık bir final four zamanı geldi.

    Wowturkey kaynaklı son paylaşılan fotoğraflar;




    24 Ocak 2011 Pazartesi

    Semih Erden Mix || Boston Celtics'in Altın Çocuğu Semih Erden


    Semih Erden, Shaq'ın sakatlanması ile yeniden kendine ilk beşte yer bulmayı başardı. Sezon başında birçok soru işaretleri ile Nba'ye giriş yapan Semih Erden önce taraftarlara kendini sevdirmeyi başardı. Ardından tüm Nba otoritelerine karşı kendini ispatladı.Gün geçtikçe koçu tarafından da övgü dolu ifadeler alan Semih Erden, her ne kadar sakatlıklar dolayısı ile ilk beşe yerleşse de artık rotasyonda ki rolünü benimsedi diyebiliriz.

    Geçen hafta oynanan maçlarda; önce Utah Jazz'a karşı 14 sayı ile kariyer rekorunu kıran Semih ardından Washington maçında 11 ribaund alarak, ribaund kategorisinde de kariyer rekorunu kırmayı başardı. Bu double double'a yakın istatistiklerini sezon sonuna kadar yayabilirse, gelecek sezon Semih Erden'i hiçkimsenin tahmin dahi edemeyeceği seviyede görebiliriz. Bu arada Youtube'da Deniz adlı kullanıcı Semih Erden için çok güzel bir mix hazırlamış. Izlemenizi tavsiye ederim;





    22 Ocak 2011 Cumartesi

    Igor Rakocevic || Biz Bu Filmi Daha Önce Görmüştük



    Hatırlanacağı gibi geçen sezon yaşanan Igor Rakocevic - Ergin Ataman tartışmasından sonra Igor Rakocevic uzun bir süre tartışılmıştı. Ergin Ataman ise sezon sonu yaptığı röportajda Rakocevic için şu yorumlarda bulunmuştu;

    RAKOCEVİC PİŞMAN ETTİ’

    Pişman olduğunuz bir şey var mı sezon boyunca?
    Sezon başında Kaukenas ve Rakocevic, ikisini de alabilirdim ama biraz daha skora dönük bir oyuncu olsun diye Rakocevic’i tercih ettim çok pişmanım. Morris-Nachbar konusunda da Morris’i çok istiyordum. Keşke biraz daha yönetime bastırsaydım. En büyük iki pişmanlığım budur. Transfere iyi bir bütçe ayırmıştı Efes. Ben bunu bu iki transferle iyi kullanamadım.

    Sizce Rakocevic gitmeli miydi?
    Rakocevic’in oyundaki bencilliği savunmadaki zaafları ve takımın bunu kabullenmemesi takım içinde onunla diğer oyuncular arasında uçurum yarattı. Bunun yanında bir de disiplinsiz davranışları. Sadece İsrail’de değil sezonun başında antrenmanda benim üzerime yürüdüğünde kadro dışı bırakmak istedim ama bir takım nedenlerden bunlar engellendi.

    ‘BAŞKAN HABERDAR OLMADI’
    Rakocevic’in maalesef takımın bütün o uyumunu bozduğunu düşünüyorum bunu fark ettiğimde de iş işten geçmişti. Yönetim beni çok yanılttı. Bana başkanın onun takımda kalmasını istediğini söylediler. Sonradan öğrendim ki başkanın (Tuncay Özilhan) olaylardan haberi yok.


    Ergin Ataman ile yıldızı barışmayan Igor Rakocevic'in Siena maçının son hücumunda kullandığı şut tercihinden sonra tebrik etmek için yanına gittiği koç Perasovic'in verdiği tepki, geçen sezon yaşananları hatırlattı.


    Yeni Görüntüsü Ile Beşiktaş CT 2011


    Ergin Ataman'ın ne kadar büyük bir taşın altına elini koyduğunu daha önce bahsetmiştik. Her ne kadar takımın başına geçeli kısa bir süre olsada, oynanan maçlarda göze çarpan ilk anektod hiç kuşkusuz takıma verdiği özgüven olsa gerek. Bu özgüven sayesinde oyunculardan maksimum verimi de her zaman almayı başarıyor.

    Yeni transferlere geçmeden önce, ilk olarak Cevher Özer'den bahsetmek gerekir. Ergin Ataman'ın gelmesi ile hem savunmada hem de hücumda bir anda bambaşka bir havaya büründü. Cevher'in bu üstün performansını ilk olarak hücumlarda ki opsiyonların artmasına bağlayabiliriz. Oynanan maçlarda görüldü ki;boyalı alanda hücum çeşitliliği çoğu zaman dengeli dağılıyor. Eğer hücumda doğru işleyen bir yol bulunursa onun üzerinde çeşitlilik çok rahat sağlanabiliyor. Bunu boyalı alanda çok rahat görebiliyoruz. Takımın kısaları hem Cevher Özer'i hem de AJ Ogilvy'i hücumda çok iyi besliyorlar.

    Aslında en başta ifade ettiğim özgüven kelimesini de o kadar basite indirgememiz gerekir. Bu kadar kısa sürede böyle bir değişimin altında koç faktörü kesinlikle yattığını düşünüyorum. Önce Mire Chatman'a takımın liderliğini verip onu tekrardan basketbola döndürmesi ardından basketbolu sadece tek yönünde iyi olan Ogilvy için bir nevi takımın vazgeçilmesi olarak lanse etmesi bunlar hepsi oyuncudan maksimum verim alabilmek için yaptığı moral ve motivasyonu sağlayan stratejik açıklamalar olduğu gözükmekte.


    Takım da yaşanılan sakatlıklardan sonra Allen Iverson belirsizliği de eklenince, rotasyonda ki eksiklik bir nevi çaresizliğe büründü. Bir de zamanın kısıtlı olması ve transfer piyasasında da yeterli seviyede yerli oyuncunun bulunmaması, transfer stratejilerini bayağı bir zorlaştırdı.

    Yapılacak transfer stratejisinde yerli tercihi çok önemli bir rol oynuyordu. Açıkcası AJ. Ogilvy'nin varlığı ve Fedor Likholitov'un da sakatlığını da düşünürsek, uzun oyuncu olarak; savumanın direncini yukarı cekebilecek ve ribaundları toplayabilecek bir uzun beklerken Hüseyin Beşok'un transfer haberi geldi. Bu tercihin yapılması beni biraz şaşırttı. Ergin Hoca'nın planlamasını bilmiyorum ama sezonun ilerisinde istenilen noktaya gelinirse, yabancı uzun transferi de yapılacağını düşünüyorum.

    Hüseyin Beşok'un rotasyon içerisinde verebileceği katkı gerçekten merak konusu. Belki savunmada bütün delikleri kapatacak bir uzun beklerken böyle bir transfer ile karşılaşınca net bir oyun kurgusu kuramıyor da olabilirim. Ancak ne olursa olsun Hüseyin Beşok'un ayaklarının yavaşlığı ve eskisi kadar boyalı alanda savaşmayıp onun yerine daha çok yüksek postdan veya dışardan oynaması da verimliliği açısından soru işaretlerini arttırıyor. Çünkü Ergin Ataman'ın ara ara kullandığı 4 kısalı sistemde veya Cevher Özer ile genelde yüksek postdan veya dışardan oynanan oyunlara Hüseyin'in de dahil olması durumunda, rakibi savunmada yıpratmayıp rakibe direnç sağlamasına neden olabilir. Bugüne kadar basketbolda en çok duyduğum iki söz vardır. Bunlar; En iyi savunma hücumda başlar. Diğeri ise; En iyi hücum savunmada başlar. Bu sezon anlaşılan ilk cümleyi sık sık irdeliyecez gibi bir görüntü var.


    Allen Iverson'ın sakatlığından sonra kısa oyuncu arayışlarına hız veren Beşiktaş CT, daha önce de belirttiğimiz üç ismi listesine almıştı. Bu üç isim arasında transferi gerçekleşen oyuncu ise Serkan Erdoğan oldu. Açıkcası ne yalan söyliyim; bu üç isim arasında en az istediğim oyuncuyudu. Özellikle Chris Lofton'la anlaşılmasına rağmen sözleşme imzalanmaması bende hayalkırıklığı yarattı. Bu transfer biraz da gelecek yılın kadro planlaması için yapılmış bir hamle gibi gözüküyor. Ancak unutulmaması gereken hususlar da var.

    Dış oyuncu rotasyonuna şöyle bir göz attığımızda ilk göze çarpan eksiklik, atlet bir skorerin bulunmaması gibi duruyor. Bekir Yarangüme gibi statik bir şütörün yanına ikinci bir statik şütör transferi ve takımında yaş ortalamasının da her transferden sonra yükselmesi, yavaş yavaş kadro planlaması ile ilgili endişelerimin artmasına neden oldu. Yine de son hamleyi de beklemekte yarar var. Ergin Ataman, Serkan Erdoğan transferinden sonra yaptığı açıklamada; “Bir yabancı daha alacağız. Ancak bunun hangi pozisyona olacağı konusunda net bir karar vermedik. Bir transfer daha yapacağız” ifadesinde bulundu. Bu yabancı oyuncu tercihi de pota altına yapılacağını düşünüyorum.

    Şu anda rotasyonda ki roller için net bir tahminde bulunmak çok güç olsada, Serhat Çetin'in dönmesiyle rotasyonda ki roller de hemen hemen kesinlik kazanacaktır. Ignerski-Serhat-Mustafa Abi & Serkan Erdoğan - Bekir Yarangüme rotasyonunu varsayarsak; Ergin Ataman'ın maç içerisinde sıkca denediği 4 kısalı sistemde Ignerski önemli bir yer edinecektir.


    Serkan Erdoğan'ın takıma katılması ile yerli rotasyonumuz daha da genişledi.

    PG || Mire Chatman - Allen Iverson - Cüneyt Erden

    SG || Serkan Erdoğan - Ignerski* - Bekir Yarangüme

    SF || Serhat Çetin - Mustafa Abi - Ignerski*

    PF || Cevher Özer - AJ. Ogilvy - Ignerski * - Ismail Cevik

    C || Fedor Likholitov - Hüseyin Beşok

    Şu anda sistemler üzerinden yorumlar yapmak için çok erken olabilir. Transferler gerçekleştikten sonra rotasyon oturduğunda ve herkes rolünü benimsediğinde daha sağlıklı bilgilerle sistem üzerinde yorumlar yapabiliriz. Kadro planlaması ile ilgili endişeye kapılsamda, ben yine de Ergin Ataman'ın zamana ihtiyacı olduğunu ve uzun vadede başarılı olabileceğine inanıyorum.

    20 Ocak 2011 Perşembe

    Nba Power Rankings || Nba'de 11. Hafta


    1. San Antonio Spurs || 35\6 : San Antonio Spurs bu haftayı da 5-0 la kayıpsız geçti. Ister misiniz yeni bir galibiyet rekoru gelsin ??

    2. Boston Celtics || 30\9 : Boston Celtics de yavaş yavaş sakat oyuncular da dönmeye başladı. Son olarak Kevin Garnett, Orlando Magic maçı ile tekrardan parkelere dönüşünü yaptı ve Orlando Magic galibiyetinin de baş mimalarlarından biri oldu. Artık tek beklenen isim Perkins’in de beklenenden daha kısa bir zamanda takıma katılması bekleniyor.

    3. Los Angeles Lakers || 30\12 : Bu sezon grafiksel olarak takım performanslarını baz alırsak herhalde en zikzak çizerek ilerleyen takımların başında Los Angeles Lakers gelir. Bu haftayı da 4-1 ile kapatan Lakers’ın bu hafta önlerinde zorlu bir fikstür bekliyor.

    4. Miami Heat || 30\13 : Miami Heat bu haftayı her ne kadar 1-4 ile kapatsada, sakatlıklar bu yenilgilerde en büyük etken oldu. Alınan iki yenilgi de LeBron James’in olmayışı ve son Atlanta yenilgisinde ise Chris Bosh’ın olmayışı takımın işleyiş düzeninin bozulmasına neden oldu.

    5. Utah Jazz || 27\13 : Utah Jazz istikrarlı yükselişine devam ediyor. Sezon ortasında böyle vites arttırarak ilerlemeleri çok olumlu. Bir de Mehmet Okur’un takıma yavaş yavaş katılması ile eski havalarını yakalayacakmış gibi bir görüntü var.


    6. Oklahoma City Thunder || 27\13 : Oklahoma City Thunder bu hafta oynadığı iki maçı da kazanmasını bildi. Özellikle Orlando Magic’e karşı çok hazır bir görüntü çizdiler. Kevin Durant ve Russel Westbrook’un yanına önemli bir parça ekleyebilirlerse tahmin edildiğinden çok daha iyi yerlere geleceğini düşünüyorum.

    7. Chicago Bulls || 27\13 : Bu hafta hemen hemen tüm canlı yayınlar neredeyse Chicago maçına denk geldi. Bu haftayı 3-1 ile geçen Chicago da Noah’ın sakatlığında hücumda daha etkin bir takım olsalarda boyalı alan savunmasında Noah’ın eksikliği kendini çoğu zaman hissettiriyodu.

    8. Orlando Magic || 27\14 : Orlando Magic 9 maçlık galibiyet serisinden sonra bu hafta oynadığı iki maçı kaybederek haftayı 2-2 ile geçti. Özellikle son maçta da bi nevi Philadelphia’nın neredeyse zorla maçı verdiğini düşünürsek, takaslar sonrası yakalanan hava git gide azalmışa benziyor.

    9. Dallas Mavericks || 26\13 : Sakatlıklar nedeniyle bir anda düşüşe geçen birbaşka takım ise Dallas Mavericks oldu. Sezona inanılmaz bir başlangıç ile giren Dallas da Dirk Nowitzki ve Carol Butler’ın sakatlanması ile geçen haftayı 2-4 bu haftayı da 0-3 ile kapatarak son 9 maçında 7. yenilgisini aldılar. Şu an için tek merak edilen konu ise Nowitzki’nin tekrardan sezon başında ki performansını ne zaman yakalayacağıdır.

    10. Atlanta Hawks || 26\15 : Bu sezon performansı ile beni en çok şaşırtan takım Atlanta Hawks oldu. Oynadıkları basketbolu beğenmediğim içinde olabilir ancak neredeyse hiç dış savunma yapmadan, hücumda ekstra performanslar ile kazanmaları uzun süreceğini sanmıyorum.


    NBA # 1

    NBA # 2

    NBA # 3

    NBA # 4

    NBA # 5

    NBA # 6

    NBA # 7

    NBA #8-9

    NBA # 10

    fotoğraf: http://utahjazzcrazy.com/

    19 Ocak 2011 Çarşamba

    Efes Pilsen Top 16'ya Galibiyet Ile Başladı



    Siena maçı her ne kadar Top 16'da ilk maç olsa da çeyrek final için en önemli maçlardan biri durumundaydı. Maç öncesi iki takımda da çok büyük eksiklikleri vardı. Siena koçu Pianigani'nin Murat Özyer'e yaptığı açıklamada; "Bütün hücum stratejilerini Bo Mccaleb'in üzerine kurduğumuz için, Mccaleb'in sakatlanması bütün planlarımızı altüst ettiiğini belirtti. Efes Pilsen cephesinde ise kariyerinin belkide en iyi sezonunu geçiren Kerem Tunçeri'nin 39 dereceye varan ateşinin olması ve Ender Arslan'ın da 12 kişilik kadroda yer almaması büyük eksikliklerdi. Bununla beraber yeni transferlerden Flip Murray sadece 2 idmanla, Siena'nın yeni transferi Marko Jaric ise daha ilk idmanını Sinan Erdem'de yapması, bu oyuncuların henüz takıma katkı verecek düzeyde olmayacağını da gösteriyordu.

    Efes Pilsen, Kerem Tunçeri'nin hazır olmamasından dolayı maça; Wisinewski-Thornton-Rakocevic-Kerem Gönlüm-Vujcic beşiyle başladı. Siena ilk çeyrekte çoğu zaman alçak posta top indirerek oynamaya çalıştı. Ilk 3 dakika 7-4 ile geçilirken, Efes de daha çok boyalı alanda üstünlük kurmaya çalıştı. Ilk çeyreğin sonlarına doğru Kaukenas takımını tam bir maestro gibi yönetmeye başladı. Uzerine de üst üste bulduğu 5 sayı eklenince ilk çereği 18-17 Efes Pilsen üstünlüğü ile geçildi.

    Ikinci çeyrekte ise savunma dirençleri çok yükseldi. Hemen ikinci çeyreğin başında önce Sinan Güler sonrada Lawrance Roberts'in çaldığı toplarla atılan fast breakler ile bir anda ivme yakalayan Efes Pilsen skoru 22-17'ye getirdi. Ancak alınan mola sonrası yapılan 3 top kaybı, bu diferansın tekrardan düşmesine sebep oldu. Çeyrek boyunca Siena bu sefer hücumda hep Igor Rakocevic'in savunduğu oyuncu üzerinden oynamaya çalıştı. Çeyreğin sonuna doğru karşılıklı basketlerle başa baş geçen maçta ilk yarı 29-27 Efes Pilsen üstünlüğü ile tamamlandı.

    Üçüncü çeyrekte de aynen ikinci çeyrekte olduğu gibi Efes Pilsen'in üst üste bulduğu basketlerle başladı. 6-0'lık seri yakalayan Efes Pilsen bu diferansı periyot boyunca sürdürmesini bildi. 3. çeyrekte özellikle Thornton ve Roberts'in savunmada ki inanılmaz performansı, farkın yükselmesinin öncelikle nedenlerindendi. Roberts'in üçüncü çeyrekte yaptığı blok ise maçın değil belki de Euroleague'de yılın en güzel bloğu seçilecek cinstendi. Üçüncü çeyrekte ilk 7 dakika 37-31 ile geçildi. Son 3 dakika ise iki takımda savunmada ki en iyi oyuncuları son çeyreğe dinlendirmek için kenara alınca veya direnci düşürünce bir anda 3 dakikalık süreçte 10-9 lık bir skor yakalandı. Öyle ki 2. çeyrek skoru sadece 11-10'du. Son periyoda girilirken Efes Pilsen'in 47-40'lık üstünlüğü vardı.

    Son çeyrekte bir ara 10 sayıya çıkan fark. Periyot boyunca eridi ve skor bir anda 52-51'e geldi. Roberts'in yeniden oyuna katılımı ve Thornton'ın da inanılmaz verimli oyunu ile o süreçte bir anda Efes Pilse 57-51 öne fırladı. Maç sonuna doğru Wisinewski'nin yanlış seçimleri ve Rakocevic'in son topda ki yanlış şut tercihi ile skor 60-58'e geldi. Son topta Thornton'ın hücum ribaundı sonrası çalınmayan faulunden sonra Siena'nın 2 saniye kala kullandığı şut basket olmayınca Efes Pilsen Top 16'ya harika bir galibiyet ile başladı. Gönül isterdi ki ikili averaj da daha farklı bir avantaj sağlayalım ancak olmadı. Efes Pilsen olurda deplasmandan 2 galibiyet çıkarabilirse çeyrek final kapısı ardına kadar açılabilir.

    18 Ocak 2011 Salı

    Beşiktaş CT'da Transfer Çalışmaları


    Allen Iverson'ın sakatlığından sonra kısa oyuncu arayışlarına başlayan Beşiktaş CT'da koç Ergin Ataman dün gece kendi twitter hesabından o pozisyon için 3 aday belirlediklerini söyledi. Bunlar daha önce de bahsettiğimiz isim Chris Lofton, kariyerini Ispanya'da devam eden Serkan Erdoğan ve Marcelus Kemp. Bu adaylar arasında bu sabah Marcelus Kemp, Fransa'nın Roanne takımı ile anlaştığı ifade edildi. Geriye kalan iki isimden biri olan Serkan Erdoğan ise yaptığı açıklamada; "Ergin abinin beni adaylar arasinda gostermesi cok gurur verici.tesekkur ediyorum.boylesine onemli bir antrenorun listesinde olmak onemli." olduğunu belirtti.

    Ergin Ataman Beşiktaş CT da ki ilk döneminde de Serkan Erdoğan'ı almayı çok istemişti ancak o zaman şartlar bu transfer gerçekleşmesine izin vermemişti. Serkan Erdoğan önemli bir isim ama şu dönem için doğru bir tercih olabilir mi işte bundan emin değilim. Iki isim arasında takıma direk katkı sağlayabilecek, takımın seviyesi yükseltebilecek yani şu dönemde olabilecek en iyi tercih Chris Lofton gibi duruyor.

    17 Ocak 2011 Pazartesi

    Gündemde Öne Çıkanlar


    4 günlük kısa süreli bir seyahatden sonra yeniden bloga geri dönme zamanı geldi. Bu süreç içerisinde gündem de öne çıkan bazı haberleri paylaşmak gerekirse;

    Ilk olarak Efes Pilsen, yakından takip ettiği Flip Murray'i sezon sonuna kadar transfer ettiğini açıkladı. Rotasyon içerisinde Thornton ve Rakocevic'in varlığını düşünürsek bir de savunma anlamında Sinan'dan da yeterli bir verim alındığını da varsayarsak birçok soru işaretini de beraberinde getiren bir transfer olduğunu düşünüyorum.

    Hafta başında Beşiktaş CT ile sözleşme imzalayan Hüseyin Beşok da ilk idmanına çıktı. Hüseyin Beşok transferi ile pota altı rotasyonunu genişleten Beşiktaş da pota altına bir oyuncu daha alması gerektiği kanısındayım.

    Bir diğer gelişme de Fenerbahçe Ulker den geldi. Sarunas Jasikevicius transferi ile gitmesi bi nevi kesinleşen Lynn Greer, Fenerbahce Ulker ile karşılıklı anlaşarak ayrıldı. A.J. Milano takımı ile sözleşme imzalanması bekleniyor.

    Belki de hafta içerisinde ki en önemli gelişmelerden biri ise Allen Iverson'ın sakatlık durumuydu.
    Klupten de sakatlık ile alakalı resmi bir açıklamada bulunuldu;

    “BJK Cola Turka Erkek Basketbol Takımı oyuncumuz Allen Iverson’un tespit edilen rahatsızlığından dolayı Amerika Birleşik Devletleri’ndeki doktoruyla yapılan görüşme neticesinde kendisinin küçük bir cerrahi müdahele geçirmesi ve şubat ayının ilk haftasında rehabilitasyon çalışmaları için tekrar İstanbul’a dönmesine karar verilmiştir.

    Kamuoyunun bilgilerine sunarız.”


    Allen Iverson'ın eksikliğinden ötürü transfer çalışmalarını iki numaralı pozisyon için sürdüren Beşiktaş CT da son olarak Chris Lofton ismi gündeme geldi. Hatta bu transferin bittiğine dair dedikodular da var. Chris Lofton ile alakalı detaylı bilgilere daha sonra sizlerle paylaşırım ancak Chris Lofton için kısa bir özet geçmek istersek; takıma direk katkı sağlayabilecek seviyede bir oyuncu olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.

    13 Ocak 2011 Perşembe

    John Calipari'nin Enes Kanter Kararı Sonrası Görüşleri




    Enes Kanter'in NCAA kariyerinin sona ermesine neden olan kararın çıkmasından sonra Kentucky koçu John Calipari'nin Enes Kanter için görüşlerini belirtmiş. Calipari'nin Enes için daha önce Twitter'a yansıyan bir yorumu daha vardı; Enes her zaman ailemizin bir parçası olacak ve draft edildiği zaman da yanında olmayı planlıyorum diye. Enes için ise basına yansıyan bilgilere bakılırsa bu sene drafta da girmeyeceği kesin gibi. Umarım NBDL gibi bir hataya da düşmezler. Bakalım Enes için zaman ne gösterecek.

    12 Ocak 2011 Çarşamba

    Allen Iverson Playofflara Kadar Yok


    Gün içerisinde gündemi en çok meşgül eden konu Allen Iverson'ın sakatlığından dolayı basketbolu bırakabileceği dedikodusuydu. Sakatlıkla ilgili ilk net bilgi salsabasket tarafından verildi. Habere göre;

    Allen Iverson konusunda sakatlığının basit bir durum olmadığı yönünde duyumlar alınca biraz araştırdım. Karşımıza 'Kemik büyümesi' rahatsızlığı çıktı. Doktorlara göre 35 yaşındaki bir oyuncu için çok da normal bir durum değilmiş. Kaval kemiğinden baldırına doğru bir baskı yapıyormuş bu büyüme ve o da haliyle ağrıya sebep oluyormuş. Pataloji sonuçlarına göre olası bir tümör ihtimalinden söz ediliyor. Şayet var ise iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu, bu araştırılacak. İnşallah ciddi bir şey çıkmaz da onu izlemeye devam ederiz buralarda.

    Az önce de Hoopsnotes un son dakika geçtiği habere göre; Menajeri Moore'un Allen Iverson sakatlığından dolayı ameliyat olacağı ve rehabilitasyon süreci ile beraber parkelere dönmesinin 4-6 hafta arası alabileceğini belirtti. Son olarak da playofflar da oynamasını umut ettiği ifade etti. Bu sakatlık haberi hem kendisi için hem de tüm basketbolseverler için üzücü bir gelişme, umarım en yakın zamanda sağlığına kavuşup parkelere geri döner.

    Sayıların Dili || 0 (Sıfır)


    Bugün oynanan Beşiktaş CT - Erdemirspor maçında Beşiktaş CT hiç serbest atış kullanmayarak belkide yeni bir rekora imza atmış oldu.

    11 Ocak 2011 Salı

    Derrick Rose || I Wanna Go Higher. . .BAM!!



    "Kardeşim Sen Ne Yaptın Ya" serimize Derrick Rose da bu smacı ile girmeyi başarıyor. Ancak bu sefer bu güzel hareketin başlığını maçın spikeri koyuyor; I wanna Go Higher...BAM !!!

    Hüseyin Beşok Transferi Üzerine



    Savumanın direncini yukarı cekebilecek ve ribaundları toplayabilecek bir uzun beklerken gün içerisinde Hüseyin Beşok'un transfer haberi geldi. Bu tercihin yapılması beni biraz şaşırttı. Ergin Hoca'nın planlamasını bilmiyorum ama bu transfer, pota altına bir transfer daha yapılacağının habercisi gibi gözüküyor. Efes Pilsen maç yazısınında da belirttiğim gibi;

    Öncelikle Nachbar gibi Shumpert gibi hareketli uzunları savunabilecek ve en önemlisi ribaund toplayabilecek bir uçan kaçan Amerikalı uzuna ihtiyacımız var. Bir diğer çok önemli eksik ise sırtı dönük oynmayabilecek ve savunada belli bir sertlik çizgisi olan bir 5 numara. Ogilvy'nin savundukları son 3 maçtır neredeyse kariyer rekorları kırıyorlar. Belki bu pozisyon döndüğünde Fedor ile doldurulabilir veya Dudley-Michael Wright vb. yerli uzun ile 4-5 de yerli rotasyona ekleme yapıp rotasyon genişletilebilir. Bir de ek olarak kesinlikle hareketli bir 3 numara eksiğimiz olduğunu dusunuyorum. Gerçekleşecek takviyelerin takıma katkıları ile bu sezonu kurtarabiliriz. Önümüzdeki sezon ne olacağı hiç belli olmaz; bakarsınız Euroleague elemesinde 2 takım oynar.

    Beklenen yerli takviyede yapıldıktan sonra; Fedor-Huseyin & Cevher - Ogilvy rotasyonu oluşmuş durumda. Ergin Ataman'ın Ogilvy için yaptığı açıklamalarıda düşünürsek olası uzun yabancı transferi hamlesi için iki ihtimal kalıyor. Bunların ilki Fedor Likholitov'un yerine Avrupalı sağlam bir beş numara. Boşta olan oyunculara baktığımızda bu ihtimal şu an için biraz zor gözüküyor. Diğer bir ihtimal ise 6. yabancı olarak boyalı alanda hareketli,sert ve takımı ribaund sıkıntısından kurtarabilecek bir uzun. Bu ihtimal biraz daha olası çünkü son günlerde NBA'den de önemli bir oyuncu boşa çıkmış durumda.

    Biraz da oyuncu piyasasına bakacak olursak; Son olarak Nba'de boşa çıkan bir oyuncu var ki tam bize göre, boyalı alan savunmasında hemen hemen bütün delikleri kapatabilecek seviyede bir oyuncu. Oyuncunun ismi Pops Mensah Bonsu. Tabi böyle bir oyuncuyu transfer edebilmek çok zor. Ancak Ergin Hoca çok büyük bir taşın altına elini soktu. Bunu göze alırken de önemli sözlerde almış olabileceğini düşünüyorum. Takıma geldiği ilk dönemde başta Kaya Peker olmak üzere onun sayesinde takıma katılan yabancı oyuncuları da düşündükce, içimden neden olmasın demek geliyor.


    Bu arada yine gün içinde Murat Özyer'in Twitter'dan attığı "Gonzaga Heytvelt her an TBL den çıkabilir" mesajından sonra bir anda aklıma eski Efes Pilsen'li ve son olarak Roma'da oynayan Andre Hutson geldi. Hakikaten bir tane Andre Hutson vardı noldu ona? Geçen sezonu Roma da tamamlayan Andre Hutson için bu sezon pek bir bilgi bulamadım. :S Andre Hutson da Ogilvy yerine çok iyi bir tercih olabilir.

    Boşta olan uzunlar arasında Marcus Fizer ismini de sayabiliriz. Fizer her ne kadar yönetilmesi zor bir isim olsa da hem Ergin Ataman'ın bu tür oyunculardan maksimum verimi alabilmesi hemde önceki Avrupa kariyerlerinde çok başarılı olması bu tercihin ya tutarsa deyiminden çok hedefe yönelik bir tercih olabileceğini gösteriyor. Tabi son hali hakkında herhangi bir bilgim yok. Yanlış hatırlamıyorsam geçmişte çok ağır 1-2 sakatlık geçirmişti.

    Bu oyuncular dışında tabi Marcus Haislip gibi veya Khimki'de sezon başı uzun süreli ve çok yüksek bir kontrata imza atan Benjamin Eze gibi oyuncuları da sayabiliriz. Khimki Euroleague'den elenince doğal olarak yüksek kontratlardan kurtulmak için Benjamin Eze'yi takımdan göndermeye sıcak bakıyor. Avrupa'lı oyunculara geçecek olursak, daha önce Adriyatik veya Rusya liglerinden bazı oyuncuların isimleri transfer dedikodularına karışmıştı. Avrupa da sanırım daha çok boşta olan oyuncular değilde takımından ayrılmak üzere olan oyuncular manejerleri tarafından haberdar ediliyor. Bakalım olası yabancı transferi de gerçekleştikten sonra takımın rotasyonu ve roller daha belirgin bir hal alacaktır ve o zaman da daha sağlıklı yorumlar yapabiliriz.

    Nba Power Rankings || Nba'de 10. Hafta


    1. San Antonio Spurs || 30\6: Bu hafta itibari Spurs, Dallas Mavericks’in yaşadığı sakatlıklardan ötürü aldığı yenilgilerden sonra Batı’nın en iyi takımı olarak zirvede yalnız kaldı.

    2. Miami Heat || 29\9: Miami bu haftayı da 4-0 la geçti. Le Bron James yüzük için çok istekli ama önlerinde uzun zamandır hiç olmadığı kadar iddialı Doğu finali adayları var. Sezon başından bu yana adım adım çok daha iyi seviyeye geldiler. Önce savunma da ki direnç alışkanlık haline geldi. Ardından rotasyonda rollerin belirlenmesi ve daha sonra da hücumda ki top paylaşımı.

    3. Boston Celtics || 28\8: Boston Celtics de tam Rondo döndü derken şimdi de çok iyi bir sezon geçiren Kevin Garnett’in sakatlanması planları bozdu. Haftayı 4-2 ile geçen Boston Celtics de şu an için tek bir soru işareti var; o da playofflara nasıl bir fiziksel seviyede girecekleri.

    4. Dallas Mavericks || 26\10: Dallas Mavericks’e bi nevi nazar değdi diyebiliriz. Caron Butler’ın sezonu kapatması ve Dirk Nowitzki’nin de sakatlanması ile yenilgiler üst üste gelmeye başladı. 10 günlük süreci 2-4 ile tamamlayan Dallas’da şimdilik tek gündem maddesi Dirk’in en yakın zamanda parkelere geri dönmesi gibi duruyor.

    5. Los Angeles Lakers || 26\11: Aralık ayı ile beraber istikrarsız bir görüntü çizen Lakers bu haftayı 4-1 ile tamamladı. Aslında bi nebze daha kolay takımlarla oynayan Lakers da daha önce bahsettiğim gibi; 2 sene üst üste şampiyon olmuş bir takımda rehavet olmaması çok zor. Bakalım playoff lara doğru bir bir konsantrasyonla mücadele edecekler.




    6. Orlando Magic || 25\12: Takaslar sonrasında Doğu’da tekrardan final adayı konumuna gelen Orlando Magic bu hafta ile beraber galibiyet serisini 9 maça çıkardı. Tabi bunda en büyük pay sahibi ise hiç kuşkususuz Hidayet Turkoglu idi. Hidayet’in birçok rekor kırdığı bu hafta performansını buradan inceleyebilirsiniz.

    7. Utah Jazz || 25\13: Utah Jazz da söylenenlere göre Mehmet Okur’un erken dönüşünden ötürü yaşadığı sakatlıklardan sonra bir türlü takıma dönememesi Sloan’ın rotasyonu tam anlamıyla oluşturmak adına sıkıntı yaşamasına neden oldu. Utah Jazz’da aslında bu sene Kirilenko’yu takas edip takıma bir iki iyi parça monte edeceklerini düşünüyordum ama bir türlü Kirilenko’yu elden çıkartmadılar veya çıkartamadılar.

    8. Oklahoma City Thunder || 25\13: Ligin bana göre en güzel basketbolunu oynayan Oklahoma City Thunder bu haftayı da 3-2 tamamlayarak istikrarlı basketbol oyununu ve çizgisini devam ettirdi.

    9. Atlanta Hawks || 25\14:Atlanta Hawks bu haftanın en karlı takımı diyebiliriz. Haftayı 4-1 ile geçen Atlanta Hawks’un sezonun ikinci yarısında bu performansını devam ettirebileceğinden şüpheliyim.

    10. Chicago Bulls || 24\12: Chicago Bulls da Joakim Noah’ın sakatlığından sonra form düşüklüğü bekleniyordu ancak Chicago Bulls haftayı 4-1 ile geçerek Noah’ın eksikliğini takımın form durumuna yansıtmadı. Ömer Aşık’ın da Toronto Raptors karşısında ki güzel performansı da bizim için sevindirici bir gelişme.



    NBA # 1

    NBA # 2

    NBA # 3

    NBA # 4

    NBA # 5

    NBA # 6

    NBA # 7

    NBA #8-9

    10 Ocak 2011 Pazartesi

    Winner Player; Hedo Turkoglu

    Hidayet Türkoğlu Orlando'ya döndüğünden beri hemen hemen her maç tarihi bir başarıya imza atıyor. Önce Orlando Magic forması ile NBA kariyerinin 1000. üçlük isabetini bulan Hedo, ardından çarşamba günü oynanan Golden State Warrios maçında 10 sayı 14 ribaund 10 asist 5 top çalma lık performansı ile kariyerinin üçüncü triple double ını yapmayı başardı. Bu triple double ile beraber de Orlando Magic tarihinin en fazla triple double yapan oyuncusu konumuna geldi. Son oynanan Dallas Mavericks maçı ile de Hidayet bir rekora daha imza atarak 17 asist yaptı. Bu rakam hem kişisel olarak kariyer rekoru olsada Orlando Magic tarihininin de bir maçta en çok asist yapan üçüncü oyuncusu oldu.


    Aydan Siyavuş'u Anıyoruz


    Türk Basketbolu’na damga vurmuş isimlerden, unutulmaz antrenör Aydan Siyavuş yarın saat 11.00′da Zincirlikuyu Mezarlığı’nda bulunan kabri başında ölümünün 12. yılında anılacak.

    Pota 6

    9 Ocak 2011 Pazar

    Şansızlık || Efes Pilsen:85 Beşiktaş CT:83


    Hafta içinde yaşanan koç değişikliğinden sonra herkesin aklındaki ilk soru; Ergin Ataman'ın takımda nasıl bir etki yaratacağı idi. Sonuçta insanların alışkanlıklarından vazgeçmesi hiç de kolay değildi. Maça trafik dolayısı ile geç girmek zorunda kaldım ve yerime oturur oturmaz salonda bir anda 'sonunda be' gibi rahatlama söylemlerini işitince hemen gözlerim skorboard a gitti ve Efes Pilsen'in maça 6-0 lık seri ile başladığını gördüm. Ilk çeyrek boyunca iki takım da çok rahat basketler buldu. Aslında bakarsak Beşiktaş CT neyse de Efes Pilsen de savunmada çok yumuşak bir takımdı ve Ergin Ataman bunu çok iyi kullandı. Ergin Hoca'nın takıma ilk aşıladığı şey kesinlikle özgüven olmuş. Ilk yarıda tüm takım neredeyse hep AJ Ogilvy'nin üzerinden oynadı ve pota altında çok iyi beslediler. AJ Ogilvy her zamanki gibi oyunun tek yönünde çok iyi performans sergilerken savunmada ise sıkça kullandığım bir tabir olacak ama savunma yapma alışkanlığını hala kazanamadığını gösterdi. (Oyunun tek yönünü diyoruz ama o son periyotta kaçırdığı basket yok mu altı pasta boş kaleye kaçırmak gibi birşey; biraz yukarıdan çıkarsa belki maçı almıştık)

    Maçta ilk 15 dakikayı 25-38 önde geçerken savunma hariç herşey harika gidiyordu. Şimdi diyeceksin; abi 15 dakikada Efes Pilsen gibi bir takıma 25 sayı şansı vermişiz hala savunma diyorsun. Ilk yarı sonunda sohbet ettiğimiz arkadaşlara da ifade etmiştim, maç içerisinde not etme şansı bulamadım ancak Efes Pilsen'in ilk yarıdaki kaçırdıkları şutların bazıları boş atış bazıları da doğru hücumlar sonucu kaçan şutlardı. Yani hücum düzenlerini bir türlü bozamamıştık.


    Ilk yarıda dikkat çeken bir diğer isim ise Allen Iverson'dı. ( Tabi son periyodu ayrı tutuyorum; rotasyondan dolayı dinlendirme fırsatı da bulunamadığı için fiziksel olarak çok yoruldu) Allen Iverson Türkiye'ye geldiğinden bu yana NBA salonlarına en yakın salonlardan birinde ilk defa oynuyordu. Bu kadar güzel salonda oynama zevki de sanırım onun için maç başında çok farklı bir heyecan yaratmış ki ilk yarı da basketbolseverlere güzel bir resital sundu. NBA yıllarından kalma crossoverlar mı dersin yoksa basket ile sonuçlandırdığı fadeawayler mi... En önemlisi hem Ogilvy'yi hem de Cevher'i sık sık oyunda tutması ile takıma verdiği katkılardı.

    Oyunun iki yönünde de maksimum verim sağlayan ve bu yenilgide en çok adına üzüldüğüm isim ise Cevher Ozer oldu. Bence bugünki maçta Beşiktaş CT forması ile en iyi kişisel performansını sergiledi. Oyunun savunma kısmında hiçbir zaman direnci düşmeyen Cevher, oyunun hücum kısmında da çok etkin rol oynadı. Tabii bunda en büyük etken de hücumdaki opsiyonların artması diyebiliriz. Ergin Ataman'ın aşıladığı özgüvenden sonra takımda dikkat çeken bir diğer nokta ise hücumdaki opsiyonların artması idi. Oyunun genelinde de bu gözüktü. Hep hücum çeşitliliği dengeli dağıldı. Daha önce bahsettiğimiz Allen Iverson Sonrası Hücum Set Opsiyonları yazısında anlatılan özel kişiye özel taktiksel opsiyonları sanki ileride daha çok izleyecek gibiyiz.


    Ikinci yarı ile beraber Efes Pilsen, Kerem Gönlüm'ün fiziksel üstünlüğünden ve oyun zekasından yararlanarak çoğu hücumda topu boyalı alana indirdi. Başta ikili oyunlar olmak üzere Lakersvari üçgen hücumları ile de savunmanın düzenini bozmayı başardılar. Hatta bir ara hücumda hep doğru adamları topla buluşturdular. Çok klişe bir söz olacak ama pek hakemleri konuşmayı sevmeyen bir yapım vardır. Çünkü basketbolda kararlar o kadar saniyelik süreçte veriliyor ki bazen hata yapmaları da çok olası olabiliyor. Ancak bugün çalınan öyle düdükler vardı ki; yakaladığımız fark diferansında çoğu kez yakalanmamıza neden oldu. Şimdi tek tek pozisyonları sayıp da yazının canına okumak istemiyorum =) Tek bir pozisyondan bahsedeceğim -o da yine maçı kaybetmemize neden olan bir düdük oldu-; Mustafa Abi'ye çalınan karşılıklı teknik faul düdüğü. Çalınan teknik faul ile Mustafa Abi 4. faulunu almış oldu. Son iki maçtır çok üst düzey savunma performansı sergileyen Mustafa Abi'nin rotasyona girmesine neden oldu. Oysa ki Mustafa Abi o ana kadar sadece savunmada değil hücumda da hem Chatman hem Allen Iverson'a top getirmede yardımcı oluyordu. Rakiplerin kısalarına tam saha baskı yapması da Efes Pilsen'in hücumda istedikleri yapmasını zorlaştırıyordu. Bu kadar başa baş giden bir maçta çalınan bu düdük de Ergin Hoca'nın oyun planlarının bozulmasına neden oldu.

    Savunmada Nachbar ve Kerem Gönlüm'e bir türlü çözüm bulunamaması ve son periyotta yapılan çok basit top kayıpları ile fark diferansı yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı. Rotasyon yetersizliğinden dolayı pota altı savunmasında bir türlü istenilen seviyeye gelemedik. Bu da doğal olarak Ergin Ataman'ın savunmada elini kolunu bağladı. Bu sezonki Galatasaray CC - Fenerbahce Ulker maçında izleyenlerin dikkatini çekmiştir; Preston Shumpert gibi hareketli, kendi şutunu yaratabilen ve zaman zaman 4 numara oynayan oyuncuları savunmak için en iyi seçim ondan daha hareketli bir oyuncuyu karşısına koymaktan geçiyor. Fenerbahce Ulker de maç içerisinde bu seçimi yapmış, ondan daha hareketli olan Emir Preldzic'i alarak bir nebze de olsa Preston Shumpert'in etkinliğini azaltmayı düşünmüş ve bunda da başarılı olmuştu. Şimdi benche baktığımızda Nachbar'ı savunabilecek en iyi oyuncu Ignerski olarak duruyordu onun da ne kadar etkin savunabildiğini maç içerisinde gördük. Kerem Gönlüm'ün etkinliği ise çok normal belki Fedor olsaydı bi nebze durdurabilirdi.


    Maçın sonlarına doğru gelirsek gerçekten kötü oynadık diyebiliriz. Kötü şut tercihlerinden tutup da yapılan top kayıplarına kadar bir türlü son çeyrekte oyuna ortak olamadık. Tabii bunda en büyük etken ise; Ergin Hoca'nın birbaşka çaresiz bırakan konu olan rotasyon eksikliği oldu. Sonuçta Efes Pilsen'e karşı 7 kişilik rotasyon ile oynamak (Chatman:32 Iverson:35 Bekir Yarangüme:33) ve maç boyunca aynı çizgide performansını sürdürmek çok zordu ve ne yazık ki fiziksel düşüş de maç sonuna yansıdı. Maçın sonunda kaçan serbest atışlardan sonra Kerem Tunçeri'in de son hücumda yaptığı şut tercihinin olumsuz sonuçlanması ile maç uzatmaya gitti.

    Uzatma dakikalarında da aynen yukarıda bahsettiğim fiziksel olarak yorgunluk devam etti ancak ne olursa olsun son topa kadar skor da tutunmayı başardık. Ancak Chatman'ın akılalmaz faul tercihi ile maçı kaybettik. Şimdi süreden haberi yoktu da desem öyle bişey mümkün değil çünkü son topu kendi oynadı gözü hep süredeydi. Sadece şutu engellemeyi düşüncesi oldu desem o da değil bana göre bariz faul yapıyor pozisyonda. (Maçın tekrarını izlemedim sadece salondaki ekrandan pozisyonun tekrarını izleme şansını buldum) Faulden sonra da Nachbar'ın ikinci faulu kaçıramaması da ilginç anektodlardan biri idi bence.

    Şansız bir şekilde yenildik. Ancak ben Ergin Ataman'ın zamana ihtiyacı olduğunu ve uzun vadede başarılı olabileceğine inanıyorum. Öncelikle Nachbar gibi Shumpert gibi hareketli uzunları savunabilecek ve en önemlisi ribaund toplayabilecek bir uçan kaçan Amerikalı uzuna ihtiyacımız var. Bir diğer çok önemli eksik ise sırtı dönük oynayabilecek ve savunmada belli bir sertlik çizgisi olan bir 5 numara. Ogilvy'nin savundukları son 3 maçtır neredeyse kariyer rekorları kırıyorlar. Belki bu pozisyon döndüğünde Fedor ile doldurulabilir veya Dudley-Michael Wright vb. yerli uzun ile 4-5 de yerli rotasyona ekleme yapıp rotasyon genişletilebilir. Bir de ek olarak kesinlikle hareketli bir 3 numara eksiğimiz olduğunu dusunuyorum. Gerçekleşecek takviyelerin takıma katkıları ile bu sezonu kurtarabiliriz. Önümüzdeki sezon ne olacağı hiç belli olmaz; bakarsınız Euroleague elemesinde 2 takım oynar.

    8 Ocak 2011 Cumartesi

    Enes Kanter'in Ncaa Kariyeri Başlamadan Sona Erdi


    Nereden nereye, son yıllarda yetiştirdiğimiz en değerli oyuncu olan Enes Kanter daha iki sene önceye kadar olası 2011 Nba Draftlarında ilk beş sıradan seçilmesi beklenirken ve Amerika'nın belki de en önemli üniversitelerden olan Kentucy Universitesinde basketbol oynama şansı bulmuşken ne yazık ki kariyer planlaması daha sezon başında istedikleri gibi gelişmedi. Öncelikle Fenerbahçe Ulker ile Euroleague maçına çıktığı için ligde oynaması yasaklanmıştı. Bu karara ilk itirazın cevabı 11 Kasım da olumsuz sekilde geri dönmüstü. Ardından ikinci bir itiraz da yapıldı ancak bugün Ncaa'den yapılan açıklama ile beraber ne yazık ki Enes Kanter'in Ncaa kariyeri baslamadan bitmiş oldu.

    7 Ocak 2011 Cuma

    Omer Aşık'ın Toronto Raptors Maçı Performansı

    Ömer Aşık, Nba kariyerinin en yüksek sayılarına ulaştığı (13 sayı 7 ribaund 5 blok) maçta ki performansını paylaşmadan geçmek olmazdı. Uzun zamandır çok istikrarsız süreler alıyordu bu yüzden o da bir türlü rolünü benimsiyemedi. Önce Boozer'ın sakatlığı sonra da Noah'ın sakatlığı ile bulduğu süreleri olumlu kullandığı düşünüyorum. Savunma da ki bu performansı devam ettiği sürece bu sezon rotasyonda her zaman yer bulacağına inanıyorum.

    6 Ocak 2011 Perşembe

    Düzeltme; Vladimir Dragicevic




    Dün sabah haberi Besiktasbasketde yayınlayan abimiz Tadija Dragicevic isminin isim benzerliğinden dolayı yanlış anlaşıldığını belirtip gerçek isim ise dün twitter da yabancı kaynakların da duyurduğu; Vladimir Dragicevic.

    Tabi Tadija Dragicevic deyince herkes de bir heyecan olustu; cunku hatırlayanınız vardır muhakak Kızılyıldız ile oynadığımız Uleb Cup serisinde (berabere biten ilk mac) forma giymişti. Yanlış hatırlamıyorsam da Omar Cook ile beraber ilk macta takımının tek ayakta kalan oyuncusuydu. Hem canlı da izlediğimiz icin Tadija nın takıma direk katkı vereceğinden birçok kişinin suphesi yoktu dogal olarak.

    Vladimir Dragicevic de cok olumlu referanslara sahip bir uzun. O da cok genc daha 24 yasında. Bu tür genç oyuncular için ise bilgi alınabilecek en güvenilir kaynak Draftexpress dir. Draftexpress'e göre de Adriatik liginde geçen sezon, takıma istatistiksel etkisi baz alındığında ligde 2.sıradaydı. Bence şu dönemde alınabilecek uzunlar arasında bütce acısından en iyi tercihlerden birkacı diyebiliriz. Şu anda mesela Marcus Haislip de boşta =) ama işte bütce meselesi uygun oyuncu bulmak da kolay degil.

    Vladimir Dragicevic'in istatistikleri için tıklayınız

    5 Ocak 2011 Çarşamba

    Highlights Of Hedo Turkoglu's Triple Double

    Hidayet Turkoglu'nun Golden State'e karşı 10 sayı 14 ribaund 10 asist 5 top çalma lık Triple Double Performansı ve o güne damgasını vuran dansı.



    Beşiktaş'ta Ikinci Ergin Ataman Dönemi


    Bugün alınan kararla birlikte görevden alınan Burak Bıyıktay'ın yerine Ergin Ataman getirildi. Ergin Ataman çoğu zaman kendi blogumda da bahsetmişimdir benim için Türk topraklarında yetişmiş en iyi basketbol antrenörüdür. Kariyerinin belki de dönüm noktası 1998 yılında Amerika da Stanford Universitesinde bulunması ile gerçekleşti. Italya kariyerinde ise Siena'da bir ilki gerçekleştirerek 2001-2002 yılında Saporta kupasını kazandı. O döneme kadar hiçbir Türk antrenör yurt dışında çalıştırdığı takımlar da Avrupa Kupası düzeyinde kupa kazanmamıştı. Belki de Ergin Ataman isminin bu kadar prestij kazanmasının adının yanına Winner kelimesinin gelmesinin tek nedeni de takımınından her ne koşulda olursa olsun maksimum verim almayı başarmasıdır. Parke üzerinde ki olabilecek gelişmelere daha sonra gelicem ancak Ergin Ataman'ın çalıştırdığı takımlar da ki başarıları neden CSKA'nın bile ilk gündemine gelen bir koç olduğunu gösteriyor;

    - Siena ile Saporta Kupası ve bir sonra ki sezon EL'de Final Four

    - Efes Pilsen ile Final Four ve EL'de üçüncülük

    - Ulkerspor ile Euroleague de ilk 8 @ O dönemde bu başarı Ulkerspor tarihinin Avrupa'da ki en büyük başarısıydı.

    - Beşiktaş CT ile Uleb Cup'da ilk 8 ve normal sezonu lider tamamlanması.

    - Son Efes Pilsen kariyerinin ilk yılında ise Fenerbahçe Ülker'e karşı final serisinde 4 maç üste üste kazanarak Efes Pilsen ile şampiyonluk.


    Ergin Ataman bu başarıları ile winner bir koç olmayı başardı. Her gittiği takımı en az iki, üç adım ileri taşıdı. Tam bir sistem koçu diyebiliriz. Bu kadar değişik klupte çalışıp da bu kadar başarılı olan başka yerli koç hatırlamıyorum. Milli Takımı hiç çalıştırmadı ama bana göre yerliler arasında Milli Takımı en çok hakeden koçtur.

    Bardağın biraz da boş tarafından bakalım isterseniz; Ilk Beşiktaş CT döneminde başarıda ki en büyük pay hiçkuşkusuz ki ona ait. Oyuncuların paralarının ödenmediği haberleri çıktığı dönemde takımı bir arada tuttu ve her olumsuzluk da bir çözüm bulmayı da başarmıştı belki de bu yaklaşımı kendine olan saygınlığını da çok arttırdı. Şahsen o dönemde her maçtan sonra sohbetlerde inşallah uzun dönem Beşiktaş CT da devam eder derdim. Ancak şartlar istenildiği gibi oluşmadığı için Beşiktaş CT'dan ayrıldı. Işte ne olduysa o dönemden sonra oldu. Efes Pilsen'in başına geçtikten sonra kendisi ile beraber Sinan Güler, Preston Shumpert,Kaya Peker ve yardımcı antrenor Ufuk Sarıca'yı da yanında götürmesi bir kısım Beşiktaş taraftarları açısından hem hayal kırıklığı hem de sevginin artık azalmasına neden olmuştu. Ancak Beşiktaş taraftarlarının unuttuğu bişey vardı; bu oyuncular zaten Efes Pilsen'e gitmeseydi başka bir takıma da gidebilirlerdi. Mesela Preston Shumpert o dönemde Unics Kazan ve Ureal Great tarafından ısrarla isteniyordu.

    Ergin Ataman bi nevi basketbolun Jose Mourinho'su gibi (taraftarların ona karşı sempatisi açısından). Çünkü hangi takıma giderse gitsin rakip taraftarların pek sempatisini kazanamıyor açıkcası bu konuyu Ergin Ataman da Efes Pilsen'den ayrıldıktan sonra onla yapılan röportajda farklı bir soru sorulsada onun başarıya giden prensiplerini çok güzel özetliyor;

    Ergin Ataman çalışma prensiplerini ön planda tutan biri. Buna ister geçimsiz deyin, ya da disiplinden taviz vermeyen biri deyin. Çünkü başarının, disiplinin sonucunda geldiğini düşünüyorum. Kulüp başkanıysa ben de kulüp antrenörüyüm. İnsanların makamlarına elbette saygı duyarım ama baş antrenör bensem bütün kararları benim almam gerekir. O kararları benim almadığım zaman sorunlar başlar. Ve Efes’te de o sorunlar başlamıştı.

    Parke dışından yavaş yavaş parke üzerine geçecek olursak; Öncelikle, Ergin Ataman daha önce de Beşiktaş CT'yı çalıştırdığı için bu organizasyona yabancılık çekmeyecek. Ergin Ataman takımlarında görülen en belirgin özellik takım da ki bütün oyunculardan maksimum verimi almayı başarmasıdır. Hücum sistemleri arasında 4 kısalı düzeni ise çoğu zaman ona artı olarak geri dönmüştür. Beşiktaş CT'da Shumpert ile Efes Pilsen ise hem Shumpert hem de Nachbar ile oyunda bir anda lehlerine büyük bir diferans yakalayabiliyordu. Daha önce analizini yaptığımız için son Akatlar da oynanan Beşiktaş CT - Efes Pilsen maçını ele alalım; Maç içerisinde çok büyük etki sağlayan iki önemli hamle vardı.

    Bunlardan ilki daha ilk çeyrekte Kerem-Kasun ve Thornton-Kaya ikili oyunları ile birbirinin kopyası en az 10 sayı yememizdi. Ergin Hoca'nın en çok sıkıntı çekeceği konuların başında uzun rotasyonu yer alıyor. A.J. Ogilvy'nin savunma yapma alışkanlığının dahi olmaması hücumda etkin bir rol de biçilse savunma da etkisizliğinden dolayı istenilen verimi alabilmesi şu an için zor gözüküyor. Fedor Likholitov'un ameliyat olduğunu düşünürsek elde sadece Ismail Cevik ve Cevher Özer kalıyor.Şu anda konuşulan ve büyük bi aksilik olmazsa anlaştığımız söylenen Dragicevic ise; mücadelesi ve basketbol bilgisi ile şu uzuna ihtiyacolduğu dönemde ilaç gibi gelecektir.




    Ve Ergin Ataman'ın belki de hücum sistemleri arasında çok büyük verim aldığı 4 kısa ile oluşturduğu değişik hücum varyasyonları. Son olarak Nachbar ve Shumpert'i kullanarak oluşturduğu bu düzende Beşiktaş CT için bu düzene uyabilecek en uygun isim Ignerski olarak duruyor. Aslında Cevher Özer'i de bu düzen içerisinde koyabiliriz ancak eskisi gibi ayakları hızlı olmadığı için yani artık tam bir pota altı oyuncusu olduğu için Ignerski 4 kısalı düzende daha bir ön plana çıkacak gibi. Peki daha önceleri Shumpert'den veya Nachbar'dan oyun içinde aldığı katkıyı Ignerski'den alabilir mi ? Işte bu sorunun cevabını bende çok merak ediyorum. Ergin Hoca eğer Ignerski'den de istediği katkıyı alabilirse; Ergin Ataman'ın oyun içerisinde ki etkinliğinin meyvelerini toplamaya en yakın zamanda bağlayacağız demektir.


    Artık ne olursa olsun Ergin Ataman ile yeni bir dönem başlıyor;

    Dün de bu konu tartışılmıştı, takıma bakıyoruz; Mire Chatman kadro dışı, Cuneyt Erden sakat, Bekir Yarangüme formsuz. Serhat Cetin son macın hemen basında sakatlandı. Mustafa Abi son maça kadar hiç yoktu neredeyse. A.J. Ogilvy'nin savunma yapma alışkanlığı dahi yok. Fedor Likholitov da ameliyat oldu. Ignerski bana göre çok iyi bir takımda iyi bir miss match veya rakibin savunma direncini veya düzenini bozabilecek rol oyuncusu olabilir. Ismail Cevik, belki de ondan beklenilen katkıyı en iyi sekilde verebilen tek oyuncu. Cevher Ozer, yerliler arasında fark yaratması beklenen bir oyuncu. Ne olursa olsun son zamanlarda istikrarsız bir goruntu cizse de belli bir cizginin üzerine çoğu maç çıkabilecek seviyede bir oyuncu. Ve Allen Iverson işte böyle kurulu!!! bir düzende takıma alışmaya çalışıyor.

    Şimdiden 5 mağlubiyetin var, haftaya Efes Pilsen deplasmanına gidiyorsun ve önemlisi de istediği yerli transfer yapabilecek durumda da değilsin. Işte Ergin Ataman böyle büyük bir taşın altına elini soktu. Beşiktaş camiasına hayırlı olsun. Umarım bugünden itibaren Ergin Ataman ile Beşiktaş Basketbol Branşında hazırlanan projeler yerine getirilip yıllar sonra beklenen başarıya odaklı belli bir organizasyon sistemi kurulur.



    Son olarak eski koçumuz Burak Bıyıktay'ın hiçbir zaman unutamayacağım sözü ile yazıyı noktalayalım; Spor Mutlu Insanların Işidir.

    4 Ocak 2011 Salı

    Andray Blatche'in Triple Double Serüveni

    Günün olayı tabi ki de Hidayet Türkoglu'nun triple double'ı olunca şu videoyu da paylaşmadan da bu konuyu kapatmak olmazdı =)



    In Hedo We Trust



    Maç aslında çok ilginc basladı;daha maçın ikinci dakikasında Golden State mola almıştı. Hidayet de ilk 5 dakika da savunma istatistikler yanlıs hatırlamıyorsam 2ribaund 1asist 2 top calma idi o anda acaba double double yapar mı derken 2. yarının başında tüm istatistikleri 5-5-5-5 i bulmuştu. Ve maç sonuna doğru triple double için tam ümidimi kesmişken önce 3 lük isabet sonra da JJ Redick'e de asist yaparak 10 sayı 14 ribaund 10 asist ve 5 de top çalma istatistikleri ile triple double yapmayı başardı. Çok şanslıyım çünkü Hidayet'in yaptığı 3 triple double dan 2 sini canlı izleme şansı buldum. Maç da notları genellikle twitter üzerinden yapmıştım, şimdi twitterımdan bakınca hatırladım =) Jameer Nelson, Gilbert Arenas geldiğinden beri kendini ona ispatlamaya çalışıyor. Kardeşim otur bir sakinleş ya sen kimsin. Bu arada Hidayet Turkoglu'nun Orlando Magic forması ile üçüncü triple double nı yapmış oldu, Bu triple double ile Orlando Magic forması ile en çok triple double yapan oyuncu ünvanını da almış oldu.

    3 Ocak 2011 Pazartesi

    Nba'de Yılın Sonu


    1. San Antonio Spurs || 27/4: Dallas ile beraber Batı’nın en iyi takımlarından biri olan San Antonio Spurs geçen 15 günlük sürede sadece 1 yenilgi aldı. O da back to back maclarında yeni takaslardan sonra çok iyi bir konuma gelen Orlando Magic karşısında idi.

    2. Miami Heat || 25/9: Lig devam etmeye Miami Heat’de kazanmaya devam ediyor. Christmas dahilinde tüm süreci 8-1 ile geçen Miami’de yavaş yavaş çarklar da eksiksiz çalışmaya başladı. Christmas gecesinde primer time de oynanan ve tüm dünyanın izlediği Los Angeles Lakers maçının da kazanılması tüm lige de mesaj niteliğindeydi. Miami için koç dedikoduları da artık gönül rahatlığı ile bittiğini söyleyebiliriz.

    3. Dallas Mavericks || 24/6: Ligin bir diğer en iyi takımı Dallas Mavericks istikrarlı oyununu devam ettirdi. Batı’da yaşanacak olası yarı final eşleşmeleri heyecanını şimdiden Dallas taraftarlarından hisseder gibiyim.

    4. Boston Celtics || 24/6: Boston Celtics de bir türlü sakatlıklardan rahat bir nefes alamadı. Sezon başında beri yaşanılan sakatlıklardan dolayı bir türlü net bir rotasyon daha oluşamadı. Belki bu sakatlıkların playoff zamanı değilde şimdi gelmeleri daha hayırlı olmuş olabilir çünkü Boston Celtics playofflara karşı fiziksel olarak ne kadar hazır girerse o kadar fazla başarı gelir. Bu arada Rajon Rondo’da dün geceki Toronto Raptors maçı ile takıma tekrardan dahil oldu.

    5. Los Angeles Lakers || 22/10: Los Angeles Lakers da bu süreci 5-3 ile kapattı. Özellikle Christmas günü oynanan bir nevi mesaj maçında Miami Heat’e karşı kendi sahalarında alınan yenilgi bu sezonun bir rehavet içerisinde sanki devam ettiğini gösteriyor. Aslında şöyle bir gerçekte var 2 sene üst üste şampiyon olmuş bir takımda rehavet olmamasının imkanı yok.



    6. Utah Jazz || 22/10: Utah Jazz’da bu hafta içerisinde en sevindirici haber Mehmet Okur’un takıma tekrardan katılması idi. Mehmet Okur’un dönmesi ile Paul Millsap’ın hücumda ki top kullanım sayısı azalabilir. Ancak takım için hücumda set çeşitliliğini arttıracaktır. Çünkü Mehmet Okur’un hücum için takımda ki rolü büyük önem arz ediyor.

    7. Oklahoma City Thunder || 22/11: Bana göre ligin bu sezon en göze hoş basketbolunu oynayan Oklahoma City Thunder kendi istikrarlı çizgisini devam ettiriyor. Bir iki sene içerisinde çok ciddi parçalar takıma katılırsa iddialı bir konuma gelmemeleri içten bile değil.

    8. Atlanta Hawks || 21/13: Atlanta Hawks hala sezon başında ki o harika başlangıcın kredisini yiyor diyebiliriz. Kesinlikle dış savunmaya bir takviye yapmaları gerektiği düşüncesindeyim.

    9. Chicago Bulls || 20/10: Chicago Bulls’da Christmas’a çok formda girdiler. Ancak onları da sakatlar bir türlü ritm bulmalarına izin vermedi. Tam Carlos Boozer geri döndü rotasyon da netleşecek derken şimdi de Joakim Noah sakatlandı.

    10. Orlando Magic || 20/12: Üst üste alınan yenilgilerden sonra radikal kararlar alınması beklenen Orlando Magic yaptıkları takaslar ile yeniden Doğu’nun şampiyonluk adaylarından biri haline geldiler. Özellikle Hidayet Türkoğlu'nu yeniden takımın direksiyonuna geçiren Orlando cephesinde şu an için her şey çok güzel gidiyor.






    NBA # 1

    NBA # 2

    NBA # 3

    NBA # 4

    NBA # 5

    NBA # 6

    NBA # 7

    2 Ocak 2011 Pazar

    Iyiler Mutlaka Kazanır


    Arkadaşlarımın ısrarı nedeniyle yine dayanamayıp maça gittim. Maçta daha önce atılan bir sayı gecikmeli olarak Beşiktaş CT skoruna eklendi. Maça gidenler daha net görmüştür; Skorun eklendiğini farkeden Galatasaray CC koçu Oktay Mahmudi hakem masasına gelerek skor kontrolunu yaptı. Daha sonra benchine koşarak bütün takımı yanına toplayıp farkın 4 değil de 3 olduğunu ifade etti ve ona göre de büyük bir ihtimal planlarını değiştirmiştir. Oyun başladığında ise bir anda Ignerski'nin üçlüğü geldi ve skorda 71-71'lik eşitlik oluştu. Galatasaray topu oyuna sokar sokmaz ise Iverson'ın faulu geldi. Jest ve mimiklerinden zaten tribünde de anlaşılıyordu sayı eklendiğinden haberi yok gibiydi ve farkın da o ara hala 1 sayı olduğunu düşünüyordu. Işin aslı da aynen anlaşıldığı gibiymiş; Burak Bıyıktay Skyturk'te Basketbol Panorama programında Iverson'ın ona; " 1 sayı geride olduğumuzu sanıyordum " dediğini belirtti. Bir tarafta sayı eklendiğini görüp hemen takımını toplayıp haber veren Oktay Mahmudi öteki tarafta Iverson'a bile haber verilmemesi.

    edit: Geçmişe dönük olumsuzluklar o kadar fazla ki bugun özellikle Mustafa Abi'nin Efes Pilsen yıllarından kalma savunma performansını da gözardı etmemek gerekir.